CENNET VE CEHENNEM KORKUSUYLA İBADET YABANLARA YAZIKLAR OLSUN, ŞU KAİNATI GÖRÜP DE OKUYABİLENLERE VE ALLAH RIZASI İÇİN ÇALIŞANLARA AŞK OLSUN, RABBİM SAYILARINI ARTIRSIN AMİN.

ALLAH'A VE AHİRET GÜNÜNE SAMİMİ İNANANLAR, İNANCINDA DSOT DOĞRU OLANLARDIR, BU SAMİMİ MÜSLÜMANLAR, DÜNYA MALINA DA, DÜNYA PARASINA DA KIYMET VE DEĞER ASLA VERMEZLER, NE MUTLU ALLAH RIZASI İÇİN YAŞAYANLARA.

"25. âyette inkârcılara sapkınlıklarını arttıran kötü dostların musallat edildiği bildirilmişti. Burada ise müminlerin üzerine, onlara müjdeler getiren meleklerin inmesinden söz edilmekte; bu meleklerin, sadece âhirette değil, dünya hayatında da müminlerin dostu oldukları belirtilmektedir. Bundan anlaşıldığına göre bazı melekler, “Rabbimiz Allah’tır” dedikten sonra bu inanç çizgisini sürdüren ve hayatını bu inanca uygun eylemlerle bezeyen insanların iyiliklerini arttırmalarına yardımcı olmakta; bu suretle ilâhî inâyetin melekler vasıtasıyla müminler üzerine inmesi süreklilik kazanmaktadır "

Bu gayeyi "kuşatan şu iki nitelik öncelikle zikredilmektedir: a) Allah’ı rab tanımak, b) Dosdoğru çizgide yaşamak." ... şu hâlde Rabbi' Allah bilen ve rabıtayı yani disiplini Allah'ın emirlerinde bulan ...murabıt olarak : disipline edeni ve terbiye edici olarak Rabbi' nden gelen ilimleri öğreten insanları seven ve seçen insan dostoğru yolda yürümenin kolaylığını keşfetmiş olur Allah'ın izniyle ve yardımıyla... Murabıt kelimesinin ilk anlamı tekke ve zaviyelerde dini eğitim veren hocadır. Bu kelime 15. yüzyıldan itibaren asker anlamında da kullanılmaya başlanmıştır. Tasavvufta murabıtlar ibn-i vakt ve ehl-i vakt olarak ikiye ayrılır. Henüz insan-ı kâmil mertebesine erişememiş olan dervişlere ''zamanın oğlu'' anlamına gelen ibn-i vakt derler. Bu aşamadaki murabıtlar halden hale girer ve zamanla birlikte sürekli değişirler. Ehl-i vakt ise zamanın efendisi anlamına gelir. Bir makam ve durakta bulunan en üst mertebedeki murabıtlara ehl-i vakt denir.