• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Zekeriya Say
Zekeriya Say
TÜM YAZILARI

“Ev zencisi” hakaretse CHP’yi çamaşır suyu temizlemez!

08 Ağustos 2024
A


Zekeriya Say İletişim: [email protected]

 

Sözde düşünce ve ifade özgürlüğünün teminatı olarak gösterilen sosyal medya platformları, özellikle son yıllarda adeta dijital bir diktatörlüğe dönüştü. 

Haçlı ve Siyonist menşeli bu platformlar, küresel emperyalistlerin menfaatleriyle çelişen aykırı fikirlerin önüne “tek tıkla’ görünmez bir set çekebiliyorlar.

Kamuoyunu yönlendirmek ve kaotik ortamların oluşmasına zemin hazırlamak için de tek taraflı bilgilerin geniş kitlere ulaşmasını sağlayabiliyorlar.

Türk halkı dijital diktatörlüğe, özellikle Gezi olaylarında ve son dönemde gerçekleşen seçimlerin tamamında yakından şahit oldu.

Muhalefet kazandığında kılını kıpırdatmayan sosyal medya platformlarının, AK Parti’nin kaybetmesi için hangi manipülasyonlara imza attığını, kullanıcılarına ne tür provokatif içerikler ulaştırdığını hepimiz biliyoruz.

Ayrıca sözde “Kullanım sözleşmesi’ adı altında ele geçirdikleri kişisel verileri kullanarak nasıl siyasi operasyonlar çektiklerine yakından şahidiz.

Sadece görünür gerçekler değil, yapılan araştırmalar da bu sanal zorbalığı açıkça ortaya koyuyor. 

Tabii bu küresel şirketler, Müslümanlara yönelik nefreti körüklemede de başrolü üstleniyor. 

Facebook, İnstagram, TikTok, Twitter ve YouTube gibi sosyal medya şirketlerinin, Müslüman karşıtlığı konusunda yapılan şikâyetleri nasıl kulak arkası yaptıkları ortada.

İslam karşıtı içeriklerden, terör, cinsellik ve şiddet içeren paylaşımlarından ve buralardan gelen etkileşimlerinden astronomik oranda paralar kazanan bu şirketler…

Sıra Müslüman milletlere gelince, sansürün en rezil örneklerini sergilemekte beis görmüyor. 

Küresel hegemonyaya hizmet etmeyen her fikre sansür uygulayan, dilediklerinin sesini kısıp istedikleri hesaplarını askıya alan Twitter, Facebook, İnstagram ve Whatsapp gibi dijital mecralar, karanlık yüzlerini 7 Ekim’in hemen ardından Gazze’de başlayan soykırımla bir kez daha tüm dünyaya gösterdiler.

Filistinli mazlumlara yönelik her paylaşımı anında temizleyen bu küresel propaganda aparatları, son olarak Tahran’da vahşi bir suikastla şehid edilen Hamas lideri İsmail Heniyye için sansür kartını devreye soktular.

Bu operasyonda başı çeken, Facebook, İnstagram ve WhatsApp’ın çatı şirketi META…

İnstagram’ın kapatılmasının ardından köşeye sıkışarak Heniyye için paylaşılan taziye mesajlarını “yanlışlıkla” kaldırdığını öne sürerek özür diledi.

Bunun bir “operasyonel bir hatadan” kaynaklandığı belirterek, çark etti.

 Tabii pabucun pahalıya patlayacağını gören META dansözlere taş çıkarırken, muhalefet ve medyası zalimlerin sözcülüğüne soyundu.. 

Örneğin Özgür Özel, «İnstagram’ın kapatılması ulusal bir saçmalık” olarak nitelendirirken…

Ekrem İmamoğlu, “İnstagram bir an önce açılmalı, iletişimden sorumlu akıllar sansür birimi gibi çalışmayı bırakmalı” diyerek, Batı’ya şirinlik yaptı.

Muhalefetin, medyasının ve paralı trollerinin gayrı milli tavrını gören Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise bu durumu “köleliğin olduğu dönemde efendisine itaat eden ve sırf onun gözüne girebilmek için kendi kanından olanlara kötülük yapılmasına yuman” köleler için kullanılan “Ev zencisi” tanımını yaptı.

Vay efendim, sen misin bunu diyen?! 

Kendilerini “Beyaz Türk” olarak gören malum cenah resmen ortalığı ayağa kaldırdı. 

Neymiş?

“Tarla zencileri” olarak gördükleri mütedeyyin kesimin temsilci Başkan Erdoğan nasıl olur da Batı’nın dümen suyundan çıkmayan laikçilere “Ev zencisi” benzetmesi yaparmış…

Kimileri bu duruma kendi lisanınca tevil getirmeye çalışırken, CHP’nin basın bülteni konumundaki “Sözcü” ise Erdoğan’ın “ev zencisi” ve “cibilliyet” sözlerini “küfür”den saymış…

Bununla yetinmeyerek Erdoğan’ın geçmişte söylediği, “İnsan müsveddesi, Ananı da al git, Terbiyesiz, Nebbaş, Pislik, Tezek, Çöplük, Çürük, Nankör, İllet” gibi sözlerini hatırlatmış. 

Erdoğan’ın ağzından çıkan her kelimeyi not eden Sözcü editörleri belli ki fırsat bulup CHP’lilerin neler söylediğini takip etmiyorlar.

Eğer Erdoğan’ın sözleri ağır hakaret ise…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik, “Benim adımı yolsuzlukla anarsa ana a..... Gerisini söylemeyeyim” diye saçmalayan…

Siyasi rakiplerine yönelik “namussuz”, “geri zekalı”, “cahil”, “şerefsiz”, “diktatör bozuntusu” şeklinde hakaretler savuran Kemal Kılıçdaroğlu ile…

Kayak tatilini eleştiren AK Partili Meclis üyesine, “G…. girsin kayak tatili” diyen Ekrem İmamoğlu’nun..

Gezi olaylarına müdahale eden polislere; “Sizin ananızı s...., eşekoğlu eşekler” diyerek küfreden Levent Gök’ün…

Kendisini protesto eden bir vatandaşa;  “Ağzını yırtarım it herif, o. çocuğu” şeklinde hakaret eden Gürsel Tekin’in..

İğrençleşen daha pek çok CHP’linin küfür ve hakaretlerini nerelerine sokacaklar?

Üstelik CHP’liler bu küfürleri henüz muhalefette iken yaptı.

Maazallah iktidara gelirlerse, demek ki en ufak eleştiride ana-bacı düz gidecekler…

Dolayısıyla sadece şiddeti ve nefreti körükleyen sosyal medya platformlarının değil, CHP ve medyasının da bol çamaşır suyu ile büyük bir iç-dış temizliğe ihtiyacı var!.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Tuncay

Bizi zenci köle kendilerini firavun yapanların hakkında Musalar gelir...Bu dönem lanetle anılacaktır.

Köylü

Mükemmel bir olmuş.Bu tür köşe yazıları sabah ve akşam haberlerinde ulusal kanallarda yayınlanmalı.yüreğine sağlık
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23