CHP’nin yüz yıllık problemi “rakı”
CHP ve avaneleri ne zaman köşeye sıkışsa, Osmanlı’ya çamur atmak için hep aynı teraneyi tekrar eder;
“Bu topraklardaki ilk ‘bira fabrikası’ Abdülhamid döneminde kuruldu.”
Oysa Cumhuriyet Türkiye’sinde doğrudan CHP’li idareciler veya akrabaları bira fabrikaları kurup, işletiyordu.
Mesela!
CHP’nin ‘Milli Şef’i İsmet İnönü’nün Kudüslü eniştesi Abdürrezzak Bey’in kendisine ait Bomonti bira fabrikası vardı.
Bu fabrika, muhtemelen ilköğretim öğrencilerine sağlıklı beslensinler diye “süt değil, bira içirin” kampanyası düzenleyen dönemin “CHP tek parti” diktası yüzünden oldukça iş yapıyordu.
Hatta bu bira fabrikası yüzünden İsmet İnönü ile Atatürk’ün arası açılmıştı.
Çünkü Mustafa Kemal de “Atatürk Orman Çiftliği”nde bir bira fabrikası açmıştı.
İkili arasında rekabet kızışınca Mustafa Kemal, İsmet İnönü’yü başbakanlıktan azletmişti.
Tabii CHP’li yöneticiler içkiyi sadece üretmiyor, aynı zamanda içiyorlardı.
Düşünün…
“Atatürk içki olarak rakıyı, meze olarak da beyaz leblebi çok severdi” ifadelerinin yer aldığı kitaplar bile daha yakın zamana kadar bu ülkede satış rekorları kırdı.
CHP’de içki içen daha başka isimler de vardı..
Mesela!..
“Türkiye’den dini tamamen atabilmek için bize 30 sene lazım” sözleriyle, İslam’ı bu topraklardan silme arzusunu açıkça dile getiren CHP’li Başbakanlardan Şükrü Saraçoğlu da sağlam içiciydi.
1946 seçimleri sonrası kendisini milletvekili seçen İzmir halkına teşekkür etmek için gittiği doğum yeri Ödemiş’te kurulan içki masasında “bira” içerken, oğlunun bir alt içecek olan “gazozu” tercih ettiğini gören Şükrü Saraçoğlu…
Sırf oğlu “bira” içebilsin diye önündeki bardağı kaldırtıp, garsona “bir duble rakı getir” diye seslenmiş…
Böylece, babanın rakı içtiği yerde, evladının da bira içebilmesinin önünü açmıştı…
Bugün hâlâ Anadolu’nun en ayyaşlarının bile ayıp saydığı bu durumu köşesine taşıyan bazı CHP’li kalemşörler ise…
1946 yılında yaşanan rezaletten;
“Hoşgörüye bak... Zarafete bak kardeşim” sözleriyle övgüyle bahsetmişti.
CHP’deki sağlam içicilerden biri de Kemal Kılıçdaroğlu’ydu.
Hatırlayın…
“CHP’de bir de elitistler var. Rakı sofralarında Türkiye’yi kurtarırlar. Bunlardan partiyi temizleyeceğim” ifadelerini kullanan Kemal Bey defalarca içki sofralarında görüntülenmişti.
Hatta!..
O dönem CHP İstanbul Milletvekili olan Aydın Ayaydın’ın mübarek Kurban Bayramı sabahı paylaştığı bir karede, Kılıçdaroğlu’nun önünde duran viski bardağı, aylarca ülke gündemini meşgul etmişti.
Eski CHP MYK üyesi Savcı Sayan da bu görüntüler üzerine, “Kemal Bey bu partide en çok içen adamdır. İçki içenleri partiden temizleyecekse ilk önce kendisi istifa edecektir” diyerek, ilginç bir açıklamada bulunmuştu.
CHP’nin cumhurbaşkanı adaylarından Muharrem İnce de seçim meydanlarında “her gün Cuma namazı kılarım” derken, Bodrum’da, hem de Ramazan ayında bira içerken yakalanmıştı.
Köşeye sıkışan İnce, önce içtiği şeyin enerji içeceği olduğunu savunmuş, ardından fotoğrafı FETÖ’nün yaydığını söyleyerek mağdur ayağına yatmıştı.
Hani “Gelen gideni aratır” derler ya…
CHP’de, hakikaten gelen gideni aratıyor…
İngiliz elçilerle lüks balıkçılarda rakı-balık eşliğinde siyaset mühendisliği çalışmaları yaptığı deşifre olan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun desteğiyle CHP lideri seçilen Özgür Özel de sürekli içki gündemiyle geliyor.
Yerel seçimlerden önce ‘Kayseri ve Konya’da içki içecek yer yok’ diye hayıflanan…
Olimpiyatlar için gittiği Paris’te, Ekrem İmamoğlu’nun kiraladığı Palais Galliera isimli tarihi sarayda düzenlenen ve içkinin su gibi aktığı “after party”e katılan…
Ankara’da, içkili bir mekânda “açıklanamayan bir sebeple” çıkan arbedede ayağını kırdığı öne sürülen…
Sonra da o kırık ayağı ile Anadolu Hisarı’nda rakı kadehlerinin havada uçtuğu bir balıkçıda görüntülenen Özgür Özel…
Önceki gün Marmara Adalar Belediyesi’ni ziyaretinde kendisini karşılayan kalabalığa hitabında, “CHP döneminde her şeyin ucuzlayacağının ve 1 litre rakının 140 lira olacağının” sözünü verdi.
Evet!
Örneklerden de anlaşılacağı üzere, CHP liderlerinin elinden yüz yıldır içki kadehi düşmüyor ama nedense o vaat edilen bolluk hiçbir zaman görülmedi.
Eminim birileri “Atatürk zamanında ekonomik olarak altın çağın yaşandığını” iddia edecektir…
Fakat onun cevabını da kısa süre önce Besim Tibuk verdi.
O zamanki rakamların hep uydurma olduğunu, sadece memur kısmının bolluk içinde yüzdüğünü söyledi.
Dolayısıyla Özel’in “ucuz rakı” vaadine aldananlar, Ekrem İmamoğlu’nun “ucuz su” sözüne kananlarla aynı akıbeti yaşamaktan kurtulamayacaktır!