• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yaşar Değirmenci
Yaşar Değirmenci
TÜM YAZILARI

Ürpertici intihar olayı ve düşündürdükleri 

19 Ocak 2022
A


Yaşar Değirmenci İletişim: [email protected]

Türkiye; on gündür Enes Kara isimli 19 yaşındaki tıp fakültesi ikinci sınıf öğrencisi bir gencin intihar hadisesiyle, ürpertici bir intihar olayıyla sarsılıyor. Bu hâdise, elbette sıradan bir hâdise değil. Ama sosyal medyada bu hâdise; cemaat, vakıf yurtlarına saldırmak için özellikle büyütüldü. Sadece bununla yetinilmedi, İslâm’a yönelik ağır, iğrenç saldırılara dönüştü. Din düşmanları; dindar bir ailenin çocuğunun intiharını İslâm’a, dine, dinî değerlere, cemaatlere vurmanın vesilesi olarak kullandılar/kullanıyorlar. İntiharın sonuç olduğunu, dindar aile veya cemaatten değil, ateist, deist çevreden kaynaklandığını düşünmüyorlar/düşünmezler. Onlara Gazali’nin ‘insan çevrenin mahsulüdür (ürünüdür)’ sözünü hatırlatmak lazım. Gerçi onların ne muhakeme, tahlil, tenkit seviyesi var ne de makul ve mutedil halleri. Bu milletin evladı olma özelliğini taşımazlar. Kendi kavramlarını bilmeyenler, kendi değerlerinden habersiz ve ilgisiz olanların yapacakları bu! Fakültedeki yozlaşan eğitim sisteminin oluşturduğu boşluktan ve o boşluğu dinden uzak eğitimin etkisinden, arkadaşlarının itikatlarını bozduğundan bahsetmezler. Bunlara hadlerini bildirmek eğitimi düzeltmekle olur. Hep eğitim, hep kültür, hep medeniyetimiz derken boşuna mı söylüyoruz. Bu son derece üzüldüğümüz olayın iki açıdan değerlendirilmesi gerekiyor. Birincisi; eğitim sistemimizin sebep olduğu, ikincisi de dindar/muhafazakâr olanların, cemaatlerin nefs muhasebesi yapmalarını ihmal etmeleri. 

Herkes inanıp inanmamakta hürdür. Türkiye’de deizm ve ateizmde bir patlama yaşanıyor; bu da bir gerçek. Asıl bu durumun sebeplerini, sonuçlarını, yapılan tahribatları yazmak yetmez. Kendi değerlerimizden habersiz yetişen/yetiştirilen neslin (kuşakların) akıbetinin bu olacağı bilinmeli, âcil tedbir (önlem) alınmalı. Anaokulundan üniversiteye kadar eğitim sistemimizde dinî bir tarafı olmayıp kendi kültürü verilmeden mezunlar verdiğimiz müddetçe ailenin dindar olması bu tehlikeyi önlemez. Bu aydın geçinen ‘aygır’ların bağırtısına cevap yetiştirme yerine ‘nefs muhasebesi’ yapmalı iktidar. 20 senelik iktidarında yaptıklarına dünya bile hayran. Ama eğitim ve kültürde durumumuz içler acısı. Maddî gücümüz ne kadar büyük olursa olsun, manevî gücümüz (kültür, eğitim, estetik, ahlâk kuvvetimiz) zayıf olursa, yok oluşu önleyemeyiz. Yapılan bütün tesisler hep insan için değil mi? Din de, kitap da, Peygamberler de insana gönderilmedi mi? İnsanın kullanacağı, refah ve konfor içinde yaşayacakları için yapılanlarla ebedî hayatları için yapacakları dengelenemez mi? Kültürde, eğitimde, gençlikte, şehircilikte büyük yanlışlıklar yapıldı. Bu ölçü ve dengenin sağlanamaması, kuşun tek kanatla uçma zorluğuna benzemez mi? Onu bu hale getiren yapı değiştirilemez mi? 

Son iki asırdır; katliamlara, cinayetlere, insanları köleleştiren kapitalizme, Siyonizm’e onun yaptıkları zulümlere ‘Batı Uygarlığı’ dedirterek, ezberleterek, beyin yıkayarak, ‘zihin işgali’ yaptırtarak hangi ülke bağımsız yaşamıştır? Bu intihardan çıkarılacak ders budur. Boşuna mı ‘kültürü inkâr intihara götürür’ diye feryat ettik/ediyoruz. Bu çığlığımıza kulak vermesi gerekenler kulaklarını tıkadılar. Şimdi de ‘şer ittifakı’na laf yetiştirmeye çalışıyorlar. İslâm’ın terk edilmesi hem intihar etmesi hem de insanlığı ayağa kaldıracak imkânı yitirmesiyle sonuçlanacağını da eğitimle ilgilenen, bu milletini seven herkesin bilmesi gerekmez mi? İslâmî kesimler hızla ‘dünyevileşme hastalığı’na tutulmadı mı, sekülerleşmedi mi? İmanlı (inanmış) insandaki sabır, şükür, kanaat, metanet, zorluğa göğüs germe, azim ve direnme iradesini eğitimimizde kazandıramaz mıydık? 

Enes’in intiharının en önemli sebebi: Umutsuzluk, inançsızlık. İnancını yitirmenin yol açtığı anlamsızlık çıkmazı. Ateizm, deizm, paganizm, vb. Kendi kutsalını kaybettiğinin de farkında olmayış. Tutunacak dalını kaybetmesi. Her an sığınacağı Allah’ını, Allah inancını yitirmesi. İnanan insan intihar etmez. İslâm’da intihar şiddetle yasaklanmıştır. 

Yusuf Kaplan hocamızın şu ifadeleri özetliyor:

‘Bu toplumun deizm ve ateizm çıkmazına sürüklenmesinin en temel nedeni, laikçi, din-dışı, pozitivist, ruhsuz, kendi kendini sömürgeleştiren çarpık eğitim sistemidir. Eğitim sistemi anaokulundan itibaren benim çocuğumu alıyor, ailesine, kültürüne, ülkesine yabancılaştırıyor; sonra düşman yapıyor; sonra da deist, ateist, eşcinsel sapık yapıp kaldırıp atıyor önümüze! Deizmin ve ateizmin hızla yaygınlaşmasının bir başka nedeni de İslâmî kesimlerin güçle, parayla, lüksle ilişkilerini İslâmî ilkelere göre değil, İslâm’la taban tabana zıt davranış biçimlerine göre kurmalarıdır. Başka bir ifadeyle İslâmî kesimlerin haram helal, hak hukuk gibi konularda İslâmî ilkelere göre hareket etmemeleri, yolsuzluğu, haksızlığı, haramı önleme konusunda kayıtsız kalmalarıdır. Ahiret inancı olan bir toplumda bunlar yaşanmaz. Postmodern popüler kültürün hızla küreselleşme imkânına kavuşması, insanların, özellikle de genç kuşakların hız, haz ve ayartı kültürü dromokrasi’nin kölelerine dönüşmesi, dolayısıyla İslâm’la ilişkilerinin kopmanın eşiğine gelmesidir. Şimdilik yaşanan sorun, ateizm değil, hedonizmdir. Hedonizm, pasif nihilizmdir. Ateizm, aktif nihilizm. İslâmî kesimler hızla sekülerleşiyor, İslâm da Protestanlaşıyor. Deist, ateist olan çocukları suçlamak kolaycılıktır. Suçlu o çocukların sorularına cevap veremeyen, çocuğu Müslüman olarak alıp deist, ateist, eşcinsel sapık yaparak kaldırıp atan sığ, ruhsuz eğitim sistemi, yozlaştırıcı kültür ve sanat dünyası, çocuklarının sadece iyi kariyer yapmasından başka bir şey düşünmeyen ilgisiz ve konformist aileler, millete ateş püsküren hocalar ve cemaatlerdir. İki asırdır bizi tam bir çıkmaz sokağa getirip bırakan bütün bu yaşadıklarımız, kültürel inkârın, bir toplumu kültürel intiharın eşiğine fırlatmaktan başka bir şeyle sonuçlanmayacağının çarpıcı bir göstergesidir. Gelinen noktada kimsenin birbirini dinlemeye tahammülü yok! Oysa bu çok tehlikeli ve yıkıcı bir durumdur. Türkiye’nin bu durumdan derhal çıkması şart!’ 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Sütcü İMAM

Yaşasın Cehennem Piyasa Şeytanlarına. Bir kişi yaşamına son verdi diye eğitim yok şu yok bu akıllık taslayarak gerçek işgali tehlikeyi saklıyorsunuz ya yazıklar olsun size huzuru mahşerde sizin gibi Piyasa şeytanlarından şikayetci olacagız. Yahu Türk gencleri bitiyor bitmek üzere Ülkeyi Allah düşmanı Türk düşmanı Uyuşturucu Baronları işgal etmiş gelecek yüzyılda Askere gönderen Genc bulunmayacak gidin Devletin Saklama Kampı AMATEM lere bakın günlük kac Tür genci Telef oluyor..... Sabır Savaş Adım Müslüman...

Niye ki

Bu iğrenç tarikatları koruyup kollamak adına, islamı bile meydana atmanızı anlayamıyorum . Millet in nefreti islama değil ki. Milletin nefreti bu sapık tarikatlara. Yok dinimize ,yok islama saldırıyorlar deyip, algı yaratmak hiç hoş değil . Bu işlerle uğraşacağına, bir ulkede 200 e yakın İlahiyat fakültesi varken, ilkemizde inanç ve din,neden bu ne mezunu oldukları belli olmayan tiplerin elinde. Allah ile arasına aracı koyan bu tipler bitmedikçe, bu konu bitmez. Bir tarikat videosu seyretmiştim. Orada diyorki "Peygamber efendimiz demişki, Allahın sevdiği veli kullar arkasından gidiniz." Demiş olabilir. Ancak bu veli kullar bu ya.....larmi diye düşünmüştüm. Vah ülkem vah
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23