Şeriata sövmenin cezası ve Yasin Börü’den utanmayanlar!
Dün Türkiye'nin yakından takip ettiği iki önemli davanın sonucu açıklandı.
Birisi şeriata söven Feyza Altun hakkındaki karar.
İçki masasında “şeriata küfretmenin cezası” belli oldu.
Feyza Altun, milyonlarca kişinin iman ettiği şeriata, kafasının keyfine göre “sinkaflı bir küfürle hakaret etti”.
Mahkemede "pişman" olmadığını söylemiş..
Ama "pişman" olmadığını söylemiş diye yanlış anlaşılmasın. Alkollü kafası kadar rahat ve cesur olamamış hakim önünde..
Yaptığının arkasında duramamış.
Neymiş, Farsça bir şiiri paylaşmış önce, birisi 'lan Feyza şeriat atak mı geçiriyorsun' demiş o da iğrenç küfrünü içeren mesajı yazmış..
Mahkemedeki ifadesinde korkakça geri adım attıktan sonra, "Bu tweetin yanlış anlaşılabileceğini fark edince 5-10 dk sonra geri sildim. Suç işleyenler aslında bu tweeti yayanlar ve gündeme getirenlerdir." diyerek de alçaldıkça alçalmış..
Bu dünyadaki cezası Türk hukuk sistemine göre 9 ay. Milyonlarca insanın ortak değerine küfretmenin karşılığı bu kadarcık.
Ahiretteki cezasını da gidince mutlaka görecek..
YASİN BÖRÜ'NÜN GÖZLERİNE BAKIP UTANIN!
Diyarbakır'da Kurban eti dağıtırken terör yandaşları tarafından canice katledildi Yasin Börü..
16 yaşında şehitlik mertebesine ulaştı.
Hani Van'da YSK'ya yapılan itiraz sonucunu beklemeden, terör örgütü PKK'nın çağrısıyla sokağa çıkanlar var ya..
İşte o kitle, Kobani olayları için de örgütten talimat alıp, aracılık eden Selahattin Demirtaş'ın çağrısıyla sokaklara çıktı..
Sokaklar savaş alanına döndü. Yasin Börü ile birlikte 46 insan hayatını kaybetti.
Selahattin Demirtaş, 7 ayrı davadan toplam 42 yıl hapis cezasına mahkum edildi.
Öte yandan “sırtlarını PKK ve uzantısı terör örgütüne yasladıklarını haykıran” Figen Yüksekdağ için de 30 yıl 2 ay hapis kararına hükmedildi.
Kararın ardından TBMM'deki oturumda DEM'liler terör hükümlüsü Demirtaş ile Yüksekdağ'ı savundu.
Sincan Cezaevi önünde DEM Eş Genel Başkanları açıklama yaptı.
Tuncer Bakırhan ve arkadaşları, "İstiklal Mahkemeleri yeniden hortladı" dedi.
TİP'li Erkan Baş ile Emekçi Hareket Partisi (EHP) gibi komünist oluşumlar da sırtlarını örgüte yaslayanları, insanları sokak olaylarına davet ederek kışkırtıp sokaklarda çatışma yaşatanları savunup iktidarı "hukuka müdahale etmekle" suçladılar.
Bunların özgürlük alanları ziyadesiyle geniş..
Mesela Tuncer Bakırhan, "Kürt sorunu devam ettikçe Tekirdağlı da Trabzonlu da rahat olmayacak." tehdidini savurup, hala özgürce dolaşabiliyor sokaklarda. Ve üstüne terör destekçisi iki isme verilen cezayı beğenmeyip, Türkiye Cumhuriyeti'ne meydan okumayı sürdürebiliyor.
TİP'li Baş, "Kobane Kumpas Davası" diyebiliyor kolaylıkla..
EHP gibi oluşumlar, koca hakimleri, savcıları "mahkeme tiyatrosu" diye hedef alabiliyorlar..
Bu kadar özgürlük sizce de fazla değil mi?
Utanmayıp, terörü, terör destekçilerini destekleyenlere diyorum ki; hiçbir şeyden utanmıyorsanız, bari Yasin Börü'den, onun masum yüzünden, pırıl pırıl gözlerinden, geride kalan gözü yaşlı anasından utanın..
Ve bu özgürlük alanının bir gün sizin içinde tükeneceğini aklınızdan çıkarmayın.