• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Taha Emre Özdemir
Taha Emre Özdemir
Taha Emre Özdemir
TÜM YAZILARI

Lahey’de terör devleti İsrail aleyhine açılan dava neden önemli?

15 Ocak 2024
A


Taha Emre Özdemir İletişim:

7 Ekim’den beri Gazze başta olmak üzere Filistin topraklarında katliamını sürdüren katil Netenyahu liderliğindeki İsrail, tarihinde ilk defa hesap veriyor.

Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’nda açtığı “soykırım” davası, İslam ülkelerine adeta ders oldu.

Güney Afrika açtığı davanın temelini de sağlam bir zemine oturttu. Ülke avukatlarının davadaki savunmaları ve sundukları deliller ayakta alkışlanacak nitelikteydi.

Uluslararası Adalet Divanı’nın üyeleri dünyanın çeşitli ülkelerinden seçilen 15 yargıçtan oluşuyor. Divan, devletler arasındaki uyuşmazlıkları çözme misyonu üstleniyor. Bugün Lahey’de süren davada da Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından “İsrail devletine” dava açıldı.

Açılan dava karşısında neye uğradığını şaşıran İsrail’in acziyeti verdikleri ilk savunmayla ortaya çıktı. Terör devleti İsrail’in avukatları; “Gazze’de yaşananlar Güney Afrika’yı etkilemiyor. Davayı usülden reddedin” diyerek,içinde bulundukları acizliğitüm dünyaya ispatlamış oldu. ÇünküUluslararası Adalet Divanı Sözleşmesi’nin 9. maddesinde, “Üye bir ülke, doğrudan çatışmayla bağlantısı olmasa dahi, diğerine Uluslararası Adalet Divanı’nda dava açabilir” şartı bulunuyor. İsrail de Güney Afrika Cumhuriyeti de Uluslararası Adalet Divanı’na üye olduğundan davada teknik bir sorun bulunmuyor.

Soykırım suçunun oluşması için gereken deliller!

Katil İsrail, uluslararası hukukta soykırım suçunun maddi ve manevi unsurları arasında gösterilen bütün filleri gerçekleştirdi.

Bir suçun soykırım sayılabilmesi için, maddi ve manevi unsurlarının oluşması gerekiyor.

Manevi unsur: Ulusal, etkin, ırki veya dini bir grubu kısmen veya tamamen yok etme kastı bulunması.

Maddi unsur: Dinsel, ırki, etnik veya dini grubu yok etme kastı için uluslararası sözleşmelerde sayılan fiillerden birisini işlemesi.

Katil İsrail devleti, “kasten öldürme” fiilini de “kişilerin bedensel veya ruhsal bütünlüklerine ağır zarar verme” fiilini de “grubun tamamen veya kısmen fiziksel olarak yok olmasına neden olacağı hesaplanan yaşam şartlarına kasten maruz bırakılması” fiilini de “doğumlara engel olmaya yönelik tedbirlerin alınması” fiilini de acımasız saldırılarıyla gerçekleştirdi.

Lahey’deki mahkemede İsrail dünya ile “Biz sivilleri korumak için operasyon başlattık” diye savunma yapıp dalga geçse de 25 bini aşkın masum sivili katletti. Katledilen sivillerin yüzde 70’i kadın ve çocuklardan oluşuyor. Sivil yerleşim yerlerinden; hastanelere, okullara, camilere, mülteci kamplarına yönelik saldırılar ve yaralıları taşıyan ambulans konvoylarının dahi vurulması “soykırıma” birer delil niteliği taşıyor.

Uluslararası hukuk, biraz önce saydığımız fiillerden birisi gerçekleşse bile “soykırım” kabul edilir derken, terör devleti İsrail tüm bu suçların hepsini ayrı ayrı işleyerek soykırıma imza attı.

Yargılamanın uzun sürmesi ihtimaline karşı da hazırlıklı davranan Güney Afrika Cumhuriyeti İsrail hakkındaki başvurusunda Gazze’deki durumun aciliyetini vurgulayarak, Filistin halkının Soykırım Sözleşmesi kapsamındaki haklarına daha fazla ciddi ve telafisi mümkün olmayan zarar gelmesini önlemek ve İsrail’in Soykırım Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlamak amacıyla Divan’dan, İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarını derhal askıya alması da dahil olmak üzere bir dizi ‘geçici tedbir’ talep etti.

Geçici tedbir kararının uygulanması için Gazze’deki eylemlerin “soykırım” olup olmadığı konusunda bir tespitte bulunması da şart değil. Yani divan “evet bu soykırımdır” kararı vermese de “geçici tedbir” kararının alınmasına kesin gözüyle bakılıyor.

Uluslararası Adalet Divanı’nda alınacak geçici tedbir kararı bundan sonraki sürece de ışık tutacak. Ardından İsrail’in “soykırım” suçu işlediği de Divan tarafından kabul edilirse, bundan sonra diğer devletlerde ve uluslararası mahkemelerde açılacak davalarda da bu karar rehberlik edecek. Hatta Netanyahu’nun yargılanmasının önünü de açacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi siyonist Netenyahu da önünde sonunda yaptıklarının bedelini ödeyecek.

Zulüm karşısında sessiz kalmayan Güney Afrika Cumhuriyeti’nin adı da dünya tarihine altın harflerle kazınacak.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Hacıwatt

Davayı açan Suudileri tebrik ediyorum.

hasan

evet.Müslüman Ümmeti olarak Katil İsraile gereken cevabı verdik.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23