• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Serdar Arseven
Serdar Arseven
TÜM YAZILARI

Nereden bileceksiniz!..

21 Aralık 2014
A


Serdar Arseven İletişim: [email protected]

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dedi ki;  “Faizle mücadele başarısız olduğum konulardan biri oldu!” 

Sayın Erdoğan’ın “başarısızlık” dediği tabloya bak;

Faiz lobisinin cebine gidecekken, Recep Tayyip Erdoğan hükümetleri tarafından ülkemizde kalması sağlanan para eski hesapla tam 1 kentilyon lira.

Yeni para hesabı 1 trilyon lira!..

Sayın Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde faiz lobisi yok edilemedi ama faiz oranlarının geriye çekilmesinden dolayı hayli kayba uğratıldığı da ortada.

Neyin başarı, neyin başarısızlık olduğunu tespit ederken, “geçmişle bugünü” kıyaslamanın da göz ardı edilmemesi lazım.

GENÇLERLE BİRLİKTE!

“Sohbet programı”nda hitap ettiğimiz dostlara “Türkiye’nin hal ve gidişi hakkında neler düşündüklerini” sorduk.

Orta yaş ve üzerindekiler genellikle olumlu ifadeler kullandılar.

Gençler ise çoğunlukla karamsar, hallerinden memnun değil, şikâyetçi…

Bu niçin böyle?..

Sohbet, sohbet…

Bir kez daha gördük ki, gençlerimizin çok büyük bir bölümü yakın geçmişle bugün arasında mukayese yapabilecek durumda değil.

Aileleri yeterince anlatmamış, öğretmenleri hiç anlatmamış ve demek oluyor ki bizler de görevimizi layıkıyla yapmamışız.

Buralara gelen gençler bile yakın geçmişi bilmiyorsa, vay diğer gençlerin haline!..

Birileri “basın özgürlüğü” olmadığından filan bahsediyor…

Ey gençler; bu ağabeyiniz yazısında ünlem işaretine yer verdiği için yargılanmıştır.

“İnandık Paşam” lafının ardına “Ünlem” işareti taktın mı yandın!..

Şimdi…

Ne ünlemi, sülale boyu küfür ediyor herifler, bu milletin gönlünde taht kurmuş bir “Lider”e suç olduğunu bile bile hakaret ediyor.

O sütü bozuk 28 Şubat sürecinde bunların binde  birini üç pırpırlı çavuş için yazdığımızda alıp götürürlerdi.

Biz o hallere hiç düşmedik şükür, bedelini ödemek pahasına hep dik durduk da, bir kısım “medya”daki kimi meslektaşlarımıza “it” muamelesi yaparlardı…

Onlardan biri, “dönemin” Başbakan Yardımcısı’ndan yediği fırçalardan iyice bunaldığında “Efendim, hırsınızı alamadınızsa boks eldivenlerini getireyim de biraz dövün bari!” demişti.

Gençler!

Biz sizin gibiyken, her güne yeni bir zam haberiyle uyanırdık.

Sırtımızda “büyük tüpler”…

Islık çala çala çıkardık Münif Paşa Yokuşu’nu!..

Geceleyin kuyruklarda yer kapar, battaniyelere sarınmış halde tüp kamyonunu bekler, dereceye girip de tüpü kapmayı başardığımızda, o koca demir yığınını “kuş tüyü” gibi uçururduk.

Mahalle bakkalı kralımızdı, tezgâh altından bir “margarin” versin diye az mı yalvarırdık rahmetli Tahsin Amca’ya..

Siz bizim neler çektiğimizi nereden bileceksiniz; kaç yakınımızı SSK Hastanesi denilen batakhanelerde kaybettiğimizi nereden bileceksiniz!..

Siz bizim yüzde 5000’lik faiz oranlarına “gülüp geçtiğimizi” nereden bileceksiniz!..

Başörtüsüyle “pazara çıkmanın” bile yasaklandığını, kimi okul idarecilerinin (Mesela Aytaç Kılınç Öğretmen’in) çarşıda-pazarda başörtüsüyle dolaştığı için görevinden alındığını nereden bileceksiniz!..

Başörtülü nineleri tedavi etmezlerdi; (Mesela rahmetli Medine Nine’ye yaptıkları gibi) “Başörtülüysen öl, sana ameliyat filan yok!” derlerdi. 

Siz sevgili gençler…

Okulların, üniversitelerin kışlaya çevrildiği günleri…

Çocukların, Milli Güvenlikçi komutuyla hazır ola geçirildiği günleri nereden bileceksiniz…

Sizler yok iken medya patronları bu ülkenin Başbakanlarını pijamayla karşılarlardı.

Medya genel yönetmenleri bu ülkenin devlet bakanlarına ana- avrat küfrederlerdi.

İşlerini görmeyen devlet bakanlarını, koskoca adamları “yeniden askere” aldırdıkları bile olmuştu.

Girin bakın “Bahattin Şeker” kimmiş, başına ne için, neler gelmiş!..

Gençler;

Siz bizim neler çektiğimizi nereden bileceksiniz?..

Anlatmadılar ki…

Anlatmıyorlar ki…

TÜRKİYE KAÇINCI?..

Bunu da bilmezsiniz…

Ekonomi profesörü Ünsal Ban hocamız söylemese, bizim de gözümüzden kaçmış olacaktı.

Bundan on iki yıl önce, “tarımsal üretim” alanında “batmış” bir ülkeydik…

Bugün…

Prof.Dr. Ünsal Ban’ın önümüze uzattığı tabloya göre  (Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’in hamleleri sayesinde) dünyada yedinci, Avrupa’da ise birinci sıradayız…

Öyle dudak bükmeyin sevgili gençler;

Siz, bizim bir litre ayçiçek yağı alabilmek için yedi saat boyunca “yağ kamyonu”nun yolunu gözlediğimiz günleri nereden bileceksiniz…

Yedi saatlik bekleyişin ardından alabildiğimiz o bir şişe yağın da kullanılamayacak kadar “bozuk” olduğunu gördükten sonra…

O “insafsız kamyoncunun” gelmişine, geçmişine ne övgüler düzdüğümüzü nereden bileceksiniz!..

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23