• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Selma Savcı
Selma Savcı
Selma Savcı
TÜM YAZILARI

Sen onu benim külahıma anlat: Allah ile arama girme!

19 Eylül 2024
A


Selma Savcı İletişim: [email protected]

Türkiye, geleceğe ışık tutan yolculuğuna devam ederken Türkiye'ye açık bir şekilde savaş açan insanlar var. 

Allah ile arama girme, benim kalbim temiz...

Tarihler 19 Eylül'ü gösterirken gündem aslında o kadar yoğun ki, İsrail’in Gazze’ye yaptığı saldırılardan tutun da son olarak Lübnan’a yine yapılan dijital saldırılar var ve yine masum insanlar katledilirken benim hala aklım kendi ülkemizdeki Narin Güran cinayetinde takılı kaldı maalesef.

21 Ağustos günü Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde kaybolan 8 yaşındaki Narin Gürhan arama çalışmalarının 19. Gününde ölü olarak bulunmuştu. Narin’in kaybolma süreci güvenlik kameralarından takip edilmişti. Ardından itirafçı olan Nevzat Bahtiyar’ın cesedi dereye götürme saati de bulundu ve gözaltına alınanlar, tutuklananlar derken her gün tv programlarında art arda gelen açıklamalar bütününü izledik. Öncelikle hakikaten çok üzüntü verici bir durum Allah kimsenin başına vermesin. Evlatlarımız var ve herkesin evladı kendine özeldir ve yerine hiçbir şey de konulamaz haliyle. Narin’in ailesinin bu denli işin içinde olması ise daha da katlanılamaz bir durum.

Tam bu aşamada toplumsal olarak cinnet geçiren bir hal aldık son zamanlarda! Bizi sakinleştirecek, dizginleyecek tek bir kurallar bütünü var o da Dinimiz Yüce İslam… Evet siz bakmayın seküler yobazlık taslayan ve “Allah ile benim arama giremezsiniz” naraları atan zavallılara.

Bu ve benzeri sözler aslında şeytanca söylenmiş sözlerdir. Kişi kendini savunarak masum olduğunu anlatır bir yandan da Müslümana saldırarak, Müslümanı, İslam’ı kötülemeye çalışır, İslam hakkında kirli bir algı oluşturmaya çalışır. Türkiye'de büyük bir kriz patlamak üzere çalışmalar yapan malum kişiler hiç boş durmuyorlar.

Bakınız, din kelime anlamı olarak yol anlamına gelir ve bizim yolumuzu da tayin edecek kurallar bütününü ve ahlaklanmayı bizim alnımıza yapıştıracak olan da kuşkusuz dinimiz İslam’dır. Elbette önderimiz Hz. Muhammed (Sav) efendimizin hayatında tatbik ettikleri örneklerle hayatımızı daha doğru bir şekilde sırat-ı müstakim düsturuyla yol almak bizim için olmazsa olmaz olmalıdır.

Son zamanlarda Narin cinayeti üzerinden bir takım okumalar yapılıyor malumunuz. Diyarbakır'da çok büyük bir kriz patladı! Hatta öyle bir edepsizliğe imza atıp, olayı yine insanların en hassas noktası olan dini üzerinden vurmaya çalıştılar. Narin Güran cinayetinde Kur’an Kursu detayını ortaya atarak aslında olayın çözülmesi için hamle yapmaktan ziyade nefret tohumları ekerek 8 yaşındaki bir masum çocuğun ölümü üzerinde tepinmek isteyen güruh da maalesef bu ülkenin toprakları içerisinde yaşıyor. Bakınız ne olursa olsun, yanlış nerede olursa olsun, yanlış yanlıştır kuşkusuz. Ama daha olayın failleri bulunmamışken, sırf Kur’an Kursu’na gitti diye bir takım algısal operasyonlar çekmek de hiç ama hiç kimsenin hakkı olmamalı. Bizim dinimiz ve onun paydaşları olan Kur’an Kursları, camiler üzerinden bir takım yalan yanlış haberler yapmak da kimsenin haddi olmamalıdır.

Bizler ‘Oku’ emriyle cihana gönderilen Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’in sonsuza dair savunucuları olan asil bir Müslüman milletiz. Onun için ben bu tür yapılan haberleri moronlar grubunun ortaya attığı ve kuyuya atılan bir taştan ibaret olarak görüyorum.

Can ne olursa olsun bir katil tarafından katlediliyorsa da bunun karşılığı da onu bulup hapishanede beslemek olmamalıdır. Derhal ve ivedilikle aleme ibret için idamın geri getirilmesi şarttır. 8 yaşındaki bir sabinin katledilmesini bir tv programında reytinglere malzemeye çevirmememiz bizler için ve daha da önemlisi geleceğimiz açısından çok önemli bir parametredir.

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Adaletin reyting ve etkileşim avcılığına kurban edilmesine göz yummamalıyız. Bu konuda herkesin, başta medyamız olmak üzere tüm sorumluluk sahiplerinin azami hassasiyet göstermesi gerektiğine inanıyorum" demişti. İşte bizlerin de medya mensupları olarak üzerimize düşen hassasiyet terazisini ne denli koruyorsak, tüm toplum olarak da bunun bilincinde olmalıyız. Yoksa bünyemiz yeni Narin’leri kaldıracak güçte değildir.
Rabbim, ülkemizdeki körpecik evlatlarımız her türlü beladan ve belanın içinde kendisini vahşileştiren tiplemelerden korusun inşallah.

Selam ve dua ile…

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Karışık kuruşuk işler

Ta ki, yaratan ile yaratılan arasındaki o kutsal ve hassas bağ kopartılıp araya mezhepler, tarikatlar, cemaatler, şıhlar, gavslar, allameler, hocalar, meleler, dedeler girdi. işte o zaman işler karıştı.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23