Başlarını kuma gömdüler: Yatacak yeriniz yok... Vallahi yazık
Katil devlet İsrail’e karşı dünyanın tüm sessizliği derinden devam ederken, yine bir katliam haberi geldi ki yürekler 40 bin şehidin yanında iyice perçinleşti.
Gazze Şeridi'nde Filistinli bir ailenin evinin yıkılmasını önlemeye çalışırken İsrail buldozerince ezilen ABD'li barış aktivisti Rachel Corrie'nin ölümünün üzerinden 21 yıl geçmişti ki, bir katliam haberi geçtiğimiz günlerde geldi. Filistin resmi haber ajansı WAFA, Batı Şeria'da İsrailli yerleşimlerin genişletilmesine karşı düzenlenen protestoya katılan Türk asıllı Ayşenur Ezgi Eygi'nin öldürüldüğünü duyurdu. Amerikan vatandaşı da olan Eygi, İsrail askerleri tarafından gerçek mermiyle başından vuruldu. Dışişleri Bakanlığı, "Netanyahu hükümeti tarafından işlenen bu cinayeti lanetliyoruz" açıklamasını yaptı. Bakanlık, "İsrail makamları ve onları kayıtsız şartsız destekleyenler, uluslararası mahkemeler önünde mutlaka hesap vereceklerdir" diye açıklama yaptı…
Türk asıllı ABD vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi'nin vurulma anını anlatan ISM yetkilisi Golan “Ayşenur’u, gösteri yapılan bölgenin uzağındaki bir çatıda duran İsrailli keskin nişancı katletti” dedi.
Evet geldiğimiz nokta maalesef bu, bir aktivisti bile hunharca katleden artık adına devlet bile demekten imtina ettiğim bu barbarların sonunun ne zaman geleceğini sabırla bekliyoruz. Ayşenir Eygi’nin Didim’de cenaze işlemlerinin yapılacağını ailesi duyurdu.
Gencecik 26 yaşındaki bir kızcağızı katletmenin hangi devlet teamülünde, hangi uluslararası hukukta bir karşılığı olabilir söyler misiniz? Bu nasıl bir bakış açısıdır ki, eleştireni bırakın kendi vatandaşına bile gözleri kapalı olan bir İsrail yönetiminin artık ne denli bir perspektifle olayları yorumladığını görünce hakikaten yüreklerimiz sızlıyor.
Yatacak yeriniz yok...
Evet Rachel Corrie’de buldozerlere karşı bir simge olmuş ve öldürülmüştü. Bugün geldiğimiz noktada aynısı bir kurşunla bu kardeşimiz için de yapılmış vaziyette. Peki dünya ne diyor bu işe? Ben size söyleyeyim. Koca bir sıfır… Her zaman ki gibi tüm İslam ülkeleri başlarını kuma gömmüş kendi doğal zenginlikleriyle servetlerine nasıl servet katarlar onların peşinde dolanmaya devam ediyorlar. Huyları değişmiyor...
Bakıyorsunuz, olay gerçekleştikten sonra sözüm ona BİR-LEŞMİŞ Milletler denilen sözcüsü Stephane Dujarric, AA muhabirinin, "Size işgalci İsrail askerleri tarafından Nablus'ta başından vurularak öldürülen Türk-Amerikan vatandaşı, 26 yaşındaki Ayşenur Ezgi Eygi'yi sormak istiyorum. Tepkiniz nedir? Bunu kınıyor musunuz ve sorumluluğu kabul eden İsrail ordusuna bir mesajınız var mı?" sorularını yanıtlamış ve olay hakkında henüz detaylı bilgiye sahip olmadığını belirten Dujarric, "Olayın ne koşullar altında gerçekleştiğinin kapsamlı bir şekilde soruşturulmasını ve sorumluların hesap vermesini istiyoruz. Siviller her durumda korunmalıdır." diyerek yine yuvarlak sözcüklerle olayı geçiştirmişti.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "İsrail'in Batı Şeria’daki işgal karşıtı sivil bir protestoya karşı yaptığı barbarca müdahaleyi lanetliyor, saldırıda hayatını kaybeden vatandaşımız Ayşenur Ezgi Eygi’ye Allah’tan rahmet niyaz ediyorum." ifadesini kullanarak yine olaya duyarsız kalmadığını tüm dünyaya ilan etmişti…
Peki bu işin içinde ABD’nin konumu ne? Aynı zamanda ABD vatandaşı olan Türk Ezgi’ye ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in bakış açısı ise yine bildik klasik cümlelerden ibaret… Blinken, Batı Şeria’da bir Amerikan vatandaşının ölümünden üzüntü duyduğunu ifade ederek, “Daha fazla bilgiye sahip olduğumuzda bunu paylaşacağız ve gerektiğinde harekete geçeceğiz” diye konuşmuş.
Peki sormazlar mı adama Blinken efendi, bu Katil İsrail’in sırtını kim sıvazlıyor her defasında, kim peşinden koşa koşa yanına gidip Tel Aviv’de sen bombalamaya devam et biz silah desteği sağlarız diyor… Bir Allah’ın kulu da bu haysiyet yoksunu şerefsizlere bunu sormaz mı? Neden hala kapı önlerinde besledikleri köpekleri olan İsrail’in bu katliamları sonlandırmasının önünü kesmez. O güce sahip değil mi Amerika? Kuşkusuz sahip neden peki çünkü onlar da Ezgi’nin özelinde Gazze’deki soykırımın sürmesini istiyor da ondan, onlar da çünkü Müslüman kanı aksın yeter ki diyen zavallılardan da ondan.
Bakınız, burada sadece amaç Müslüman kanının akıp akmaması değil kuşkusuz, bizler her ne olursa olsun masum insanların dini, dili ve ırkı gözetmeksizin öldürülmesine daha doğrusu alçakça katledilmesine karşıyız. Çünkü biz Müslümanlar; zafer elde edilen Bedir Savaşı’nda esirlerin ellerini bağlayan müslüman askerlere, Peygamber Efendimiz tarafından; “Esirlerin ellerini niye bağladınız, her kim Okuma yazma öğretirse serbest kalacak” düsturunu aşılayan o merhamet ve alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Peygamberin ümmetiyiz…
Bizler her kim olursa olsun merhametimizi kaybetmeden asil bir davranışla bugünlere gelen engin yüce Türk milletinin bir neferiyiz. Onun için ne pahasına olursa olsun, Katil İsrail gibi çağımızın firavunlarına karşı her daim her koşulda savaşmaya hazır olmalıyız.
Barbar İsrail ve Netanyahu’nun kökünün kuruması dileğiyle, bu yaptıkları zalimliği de yine telin ediyorum…
Selam ve dua ile…