• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Sedat Yılmaz
Sedat Yılmaz
TÜM YAZILARI

Etiketlerle oynayarak “enflasyon” düşmez!

18 Ocak 2019
A


Sedat Yılmaz İletişim:

Meşru daire içinde mal ve ürün fiyatlarının tespiti, kontrolü ve müeyyidesi enflasyonun dizginlenmesinde en önemli basamaklar... Serbest piyasada fiyat istikrarını tesis etmenin yolu; öncelikle Merkez Bankası’ndan (TCMB) başlayarak sağlıklı işleyen güçlü müesseseler kurmak. Zirâ geçici tedbirler ve etiket oyunlarıyla enflasyonu düşürmenin imkân ve ihtimâli yok!

Söz konusu ifadeleri daha önceki yazılarımda da kullandım. Bir ara tekli rakamları gördüğümüz halde bir müddet sonra yüzde 10’larda tutamadığımız ve bugün yüzde 20’leri geçen enflasyon içimizi karartırken hem vatandaşı hem de kamuyu zora sokuyor.

Bilindiği üzere Türkiye 1980 yılından bu yana serbest piyasa rejimini uyguluyor. Merkez Bankası (TCMB) para politikası araçlarıyla piyasalara yön veriyor. Enflasyon yükseldikçe faizleri yükseltiyor… Enflasyon düştükçe faizleri düşürüyor. Diğer bankalar da faiz artırmada veya düşürmede TCMB’yi izliyor… Maamafih faizlerin yükselişi veya inişi enflasyona bağlı… O halde önce enflasyonu kontrol altına almamız gerekiyor!

Herhangi bir ekonominin iyi mi kötü olduğunu ortaya koyan 3 gösterge var… Birincisi enflasyon… Enflasyon yüksek ise faizleriniz de yüksektir… Dolayısıyla üretim mâliyetleriniz yüksek olduğundan borçlarınız da hatırı sayılır şekildedir. Diğer taraftan yüksek üretim mâliyetleri sebebiyle istenilen ihracat da yapılamıyorsa, ithalat ve dış finansman bağımlısı bir ülkeyseniz ekonominize iyi demek mümkün olmaz.

Diğer gösterge sanayi üretimi… Sanayi üretimi endeksinde 50’nin altındaki her rakam sizin için S.O.S anlamına gelir… Üçüncü gösterge tüketici güveni… Endekste kötümserlik varsa ekonomideki gidişata son derece dikkat etmek elzem hâle gelir.

***

Mâdem ekonomi serbest piyasa mantığıyla çalışıyor, o zaman fiyatlar niçin hep yukarı yönlü? Serbest piyasa demek; fiyatları artırmak değil, bilakis rekabet çerçevesinde fiyat yükseltenlere karşı piyasaya düşük fiyatla mal vermek veya piyasayı öldürmek için düşük fiyattan mal sürenleri engelleyici kuralları oluşturmaktır…

Peki, soralım, bu etiket fiyatlarını yükselten sâikler, etmenler, emâreler nedir? Enflasyondaki yükseliş kur artışına bağlanabilir mi? Meselâ Ağustos’taki kur fırtınası bugün geçtiği halde döviz fiyatları niçin başladığı yere aynı şekilde dönemiyor ve ürün fiyatları düşmüyor?

Birinci görevi fiyat istikrarı olan Merkez Bankası (TCMB) bile enflasyonun seyrine güvenemediğinden birkaç gün önce faizleri yüzde 24’te sabit tuttu. TCMB enflasyonun aşağı geleceğini bilse, tahmin edebilse herhalde faizlerde en azından yarım veya çeyrek puanlık bir gevşeme eğilimi gösterebilirdi.

Bazıları iplemese de enflasyonda gerçek sorun “yapısal”… Kimileri “Adam başımıza ekonomist kesildi!” dese de demese de öğrendiklerimi, bildiklerimi yazacağım...

Türkiye’yi ekonomide, hukukta, ahlâkta ve her alanda işler hâle getirmeden enflasyonu hiçbir babayiğit düşüremez. Fiyat istikrarında kabul görmüş bir sistem mi uygulanıyor, yoksa hiçbir kurala uymayan kuralsızlık politikaları mı kullanılıyor, işte fiyat istikrarında bakılması gereken en mühim yer burası!

Bir yandan serbest piyasa deyip, öbür yandan kuralsızlıkta zirve yapmak hiçbir derde derman olmaz! Serbest piyasa sâdece para politikalarında değil, maliye ve fiyatlama politikalarında da etkin olması lâzım, diyorum.

***

Bakınız! Şimdi orta vadede enflasyonu makûl seviyeye çekmenin 7 adımını hemen sayıvereyim…

Ürün bazında karekod gibi sistemlerle kayıp kaçağın asgari seviyeye düşürülmesi… Kayıt dışı ekonomiye müsaade edilmemesi… Üretici / tüketici arasındaki aracı ve lojistik zincirinin rekabet esaslarına göre düzenlenmesi… Lisanslı, tescilli depoculuk ile ürün borsalarının sıhhatli, salahiyetli ve rekabetçi kurallar çerçevesinde çalışması için tedbirler alınması… Piyasaların kur ve faiz riskinden ve oyunlarından uzak tutulması… Yurt içi veya yurt dışı borçlanmada kur ve faizin olumsuz etkilerini ortadan kaldıran politikaların geliştirilmesi… Alım ve satımda uygunsuz fiyatlamalarda caydırıcı müeyyideler…

Saydığım mezkûr 7 esas yapısal reformlardan sâdece birkaçı…

Bu 7 kural; umumun, kamunun yararına işlemezse ve işletilemezse enflasyon belâsından ve enflasyonla doğan kul haklarından kurtulmak mahşere kalır… Ama orada da büyük hesap var! Yani yine kurtuluş yok! Ne yapıp edip dünyadayken enflasyonla alâkalı mes’elelerin derhal çözülmesi ve piyasaların sulhu selâmete kavuşturulması gerekiyor.

Evet, enflasyon / faiz arasındaki ilişkide zihin karışıklığı yaşanıyorsa sorunları çözmek de zorlaşıyor. Hatta “Faizleri düşürünce enflasyon da inişe geçer” gibi bir algı ile karşılaşılabiliniyor. Merkez Bankası veya hükümette fiyat istikrarı yani enflasyonla alâkalı uygulamalar gibi bir göreviniz varsa işte o zaman işiniz daha da çetrefilli hâle geliyor.

Tarihen de sabit… 1994 ekonomik krizi hepimizin malûmu. Meselâ 50’nci Tansu Çiller Hükümeti faizin enflasyonu doğurduğuna yönelik bir hataya saplanmıştı… Başbakan Çiller, krizden önce enflasyonu kontrol altına almak istedi ve faizleri düşürme yoluna gitti. Hatta Hazine borçlanma ihalelerindeki iptaller o günlerin en çok konuşulan konuları arasına girmişti. Fazla geçmeden işte o meşhur 1994 krizi patladı.

Demek istediğim; enflasyon / faiz ilişkisi sâdece ürün piyasalarını değil, para ve maliye politikalarını da yakından ilgilendiriyor. Mezkûr münasebette görünmeyen muhtemel olumlu ve olumsuz etkiler iyi analiz edilmeli ki uygulamalar ekonomiye, vatandaşa hatta siyasi istikrara zarar vermesin.

Belirlenmiş veya belirlenecek ekonomi politikaları doğru uygulanırsa içinden çıkılamayacak mes’ele kalmaz demek istiyorum!..

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23