• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Sabri Şahsuvar
Sabri Şahsuvar
TÜM YAZILARI

Roma varisleri, yarım kalmış hesabın peşinde

16 Temmuz 2024
A


Sabri Şahsuvar İletişim: [email protected]

15 Temmuz darbesine tiyatro diyen aymazlar bilsinler ki, bu milletin geçmişinden bugününe hep bedeller ödenerek gelinmiştir. Beyliklerden, Selçukluya, Osmanlıdan cumhuriyete, hep ihanetin odağında olduk. Bunlar yetmiyormuş gibi, içimizdeki Roma atıkları ve içimizdeki tohumları ile uğraşmaktayız, bir nesil düşünün geçmişini unutmuş, zihnî kirlenmiş düşmana dost olmuş, kapısını sonuna kadar açmış, vay halimize! Büyük felaket kapımızın dibinde uyanın artık.

Mekke’nin Fethi ile başlayan, İslam tarihi, Mekkeli Kureyşlilerin elindeki Mekke’yi İslam’la şereflendirirken, Kudüs ile başlayan hesaplaşma, Roma’nın yıkılması ile devam etmiştir. Mazlumların fetihlerin evlatlarıyız. Viyana kuşatması ile devam eden, bir davanın mirasçılarıyız. İslam zulmünün değil, huzurun ve adaletin bakiyesidir.

Batı dünyası sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarda zihin kuşatması ile bizleri esaret altına almaya çalışırken, bizdeki aymazlar, 15 Temmuzu tiyatro olarak görmeye devam etsin. Batı, Roma’nın hesabını sormak için gün saymaktadır. Bizlere soykırımlar hazırlarken, varın siz halen batı emperyalizmin odağında birer onursuz olarak kalmaya devam edin.

Selçukludan Osmanlıya, Türk Milleti tarih boyunca esaret görmemiş, bir milletin evladıdır. Hürriyet ve bağımsızlığından da asla ödün vermemiştir. Onurlu ve şerefli İslam’ın mirasçılarıdır. Kurtuluş savaşında ülkenin dört bir tarafının düşman askerlerince kuşatılıp işgal edildiği, zor bir dönemde dahi, kadını-erkeği, genci-ihtiyarı “ya istiklal ya ölüm” diye haykırmıştır. 15 Temmuz gecesi vesayetin kırılma noktasıdır.

İçimizdeki fikri locaların batı tarafından desteklendiği herkes tarafından bilinmektedir. Batı hayranlığı üzerinden şekillenen akademik yapımız, kültür emperyalizmi üzerinden eğitim alarak emperyalizmini savunduklarını biliyoruz. Birer misyoner şefi gibi nasıl çalıştığını görmekteyiz. Bizde locadan tut STK’lara kadar birçok kamu kurum personeli yut dışına gider ve gelir. Her dönüş sonrası öve öve batıyı dillerinden düşürmezler.

Gelin bu batı hayranlığının biraz da misyoner faaliyetlerine bakalım. Batıda hangi ülkeye giderseniz gidin, bütün önemli otellerinde İncil’e dayalı ya bir eser ya bir obje mutlaka görürsünüz. 

Otel odalarında mutlaka İncil bulabilirsiniz. Ancak bu odalardaki İncillerin bilinçaltı bir yapılanma ve İslam’a olan nefretin sözleri ile çağrı yapılmaktadır. 

Dedik ya batı hayranlığı ve misyonerlik, bu otel odalarında başlar. Bu İncillerde sizce ne yazar? “Ey Rab, Konstantina’yı bize iade eyle, yavrularımızı da”  diye yazar. 

Hani onu anladık da, yavrularımızı da bize iade et ne demek? İşin püf noktası burada saklı, Önemli bir Rus akademisyen şöyle ifade eder:

Osmanlı torunları sizler, Hristiyan çocuklarını “DEVŞİRMEK için, Anadolu’ya götürdünüz ve sonra da orada sünnet ettirip, Müslüman yaptınız derler. Zeki çocukları, Enderun mekteplerine yolladınız, orada okusun bilim öğrensinler diye. Kuvvetli ve heybetli olanları da Yeniçeri Ocağı’na gönderdiniz. Önemli askeri konumlara getirdiniz. Kısacası bizi bizim çocuklarımızla kırdırdınız der. Batı bu denli kinli ve hesaplaşma adına gün saymaktadır.

Bütün bu olaylara baktığımızda sizce, FETÖ OLAYI, bunun bir rövanşı mı değil mi? Gerçekten de 81 vilayetin en seçkin ve zeki çocuklarını seçmişlerdi, kendi kurdukları özel okullarda eğiterek, bu ülkenin çocuklarına ve vatanın evlatlarına bizleri kırdırmak değil mi? Büyük fotoğrafa bakar mısınız, Mekke’den bugüne bunların bir hesabı var. Uyanın!

Nemrut’un aklının nerede gizli olduğunu ve firavunun çocukları nasıl bir hesaplaşmanın peşinde olduğunu, unutmayın. 

Siyonizm’in ve haçlının, senin gırtlağını bastırmak için gün sayarken, Batılı Atlantik aktörleri, darbe girişiminin başarısızlığından dolayı ciddi bir hayal kırıklığı yaşadılar, çünkü Batılı küresel güçlerin arkasında olduğu darbelerin başarısız olma ihtimali çok düşük olduğu kadar, kendilerinden son derece emindiler.

Roma’nın içimizdeki çocukları, geçmişe dayanan hesapları var ve bunun her saniyesini not etmektedirler. Darbe sonrası batı dünyası, Türkiye’yi eleştirmenin ve Türkiye gibi ülkelere demokrasi ve insan hakları dersi vermenin ahlaki zemini üzerinde saygısızca akıl ve yol vermesi, geçmişten günümüze kirli bir hesabın arifesindeyiz. 

Bu bütün senaryolara baktığımızda, Siyonizm’in aparatı konumuna düşen Bizans’ın çocukları anlaşılan sayfayı kapatmadığı gibi, FETÖ’vari birçok kuruluşu ve uzantısını kullanmaya devam edecektir. 15 Temmuz gecesinde bankamatik kuyruğunda bekleyip, marketlere hücum edenleri unutmadık. Darbeye tiyatro diyenleri unutmadık. 15 Temmuz’u unutturmaya çalışanların kanı kurusun. Bu vesile ile vatanını korumuş, şehit olmuş ve gazi kalmış bütün vatan evlatlarını, rahmetle minnetle yâd ediyor ruhları şad mekânları cennet olsun. 

Âmin. Vesselam. 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Uğur

Bence başlığı mesela "Hristiyan ve putperest Roma'nın varisleri..." diye değiştirin. Biz kendimiz de Müslüman Romalılarız. Rumelili ve Anadolulu Müslümanlar olarak daha Selçuklulardan itibaren kendimizi gerçek Roma saydık ve 1820'lerdeki Hristiyan Rum isyanına kadar ulusal ismimizi Rumiler (Romalılar) olarak andık. Allah teala da Rûm (Romalılar) Suresinde bizlere siyasi destek sözü verdi. Hele hele ABD hiç Romalı sayılamaz.

Okur

Bu fetonun cikis sebebi ne kemalizimin zulmu kemalizim birmeden bu Iller birmez
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23