• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Sabri Şahsuvar
Sabri Şahsuvar
TÜM YAZILARI

İrancılık Türkiye’de güvenlik sorunudur

16 Nisan 2024
A


Sabri Şahsuvar İletişim: [email protected]

 

İran’dan daha tehlikeli bir şey varsa, o da Türkiye’deki İrancılıktır. İran ajandasını görev bilinciyle Türkiye’de uygulamaya hazır bir ekip var. Geçtiğimiz günlerde İran’ın yaptığı havai fişek gösterisinde de İrancı kadrolar aktifti. Bu açıdan değerlendirirsek, yazımıza Türkiye’deki İrancılığın bir kuluçka istasyonu olduğunu söyleyerek başlayabiliriz.

Irak ve İran savaşında İslami cihatçılar açısından Türkiye’de önemli bir yer tutan bu kuluçka, oldukça derinlere işlenmiş. Humeyni’nin İslam devrimi ile gelişen yayılmacı batı Şia geleneği, sözüm ona İslam Cumhuriyeti olarak kurdukları alanda batının ajanları tarafından desteklenmişti.

Rejimi kurmakla yetinmedi, İslam’ı kullanarak Müslüman ülkelere yayılmak istedi. Humeyni’nin ilk hedefi devriminden etkilenen Müslüman ülkelerdeki İslami kesimlerdi. Buralarda “kuluçka” oluşturarak zemin elde etmiştir. Sözde İslam cumhuriyeti, mezhebi istilayı ilk Sünni Kürtlere uygulamıştır.

Türkiye’de İrancılık merkezlerinin gün geçtikçe sayıları artıyor. Soydaşlarımız üzerinden alenen Şia mezhebi ihraç ediliyor. Şia kadroları, bazı dernek, vakıf ve siyasi oluşumlarda içimizde büyüyen bir alan kazanıyor. İran yayılmacı bölgesel politiği, reel mücadelesi iç güvenlik açısından ciddi sorun teşkil etmektedir.

Özal ve Erbakan ilişkilerinde yumuşak diyalog zemini bulan İran, rejimini mutlu ettiği gibi zemin oluşumu açısından önemli kazanımlar elde etmiştir. İran devlet politiği yayılmacılık üzerine kurulu olduğu kadar batı merkezli istihbaratlar tarafından sahada en etkin kullanılan yabancı servislerden biridir. Birçok STK ve yayın kuruluşu ile zemin elden eden İran ikili ilişkilerde insan kaynaklarını iyi derecede yönetip ikna etmiştir.

İran, o İslam birliği projesinde Humeynicilik ve İrancılığı yaymak için büyük fırsatlar yakalamıştır. Binlerce yıllık devlet geleneğine sahiptir. Bu sebeple hafife alınmayacak bir “devlet aklı” vardır. Bodoslama hiçbir yere dalmaz. Ne İsrail’e ne de başka bir yere dalmaz. Gaza gelmez, gaz verir. İslam söylemi aldatmacadır, strateji gereğidir. Batı mekanizması dahilinde bölgemizde mezhep yayılmacılığı adı altında Şia terör gruplarını motive ederek taraftar ve militan elde etmektedir.

İranın direkt İsraile savaş açması demek Ortadoğu merkezli büyük dünya savaşının başlaması demek. İran devlet aklı, bu savaşı başlatan taraf olmak istemez. Bunu Türkiyenin yapması için Türkiyedeki İranı hareketli tutuyor. Hatta bunun için olaylar tezgahlamaya da hazır.

İran, kuluçkaları aracılığı ile Türkiyenin İsraile karşı aşırı bir eylem ve harekette bulunmasını istiyor. Türk devlet aklı bu tuzağa düşer mi? Düşmez fakat İran istihbaratının halkı manipüle ettiğini görüyor. 

Şunu ayırt edelim. Türkiye, yönetim olarak çıkarı için İran ile ticari, stratejik anlaşmalar yapabilir. Bu, İrancılık ve Humeynicilik değildir. İrancılık ve Humeynicilik apayrı bir olaydır. Bunlar, İran ve İran istihbaratının ajandasını uygulamaktır. Bunu uygulayanlar mevcut.

Devletin, Erbakan Hoca ve Milli Görüş hareketi üzerinden İran istihbaratını ve hareketlerini kontrol ettiği süreçler de oldu. Unutmayın, bir insan 10 denklem üzerinden düşünür. Devlet “binlerce” denklemin içinde hareket edip ayakta kalmaya çalışır. Denklemler karışık ve zordur.

İranın gücü ne? Bugün İran bölgede ve dünyada «20 tane Şii örgütün» lideridir. Bu örgütlerin kimi silahlı, kimi de sivildir. Bu örgütler direkt Derin İrana bağlıdır. İran kontrolünde eylem ve faaliyet yaparlar. İrandan gelecek emirle her türlü eylemi yapmaya hazırdırlar.

Bunlarda Şiilik İslam’ın önündedir. Pakistan ve Afganistan’dan Fas’a kadar, Yemen’den Avrupa’ya kadar var olan Şii örgüt ve yapıları bilmeden İran’ın neler yaptığını ve yapabileceğini anlayamazsınız. 

İran, dünyada Şii nüfus olan her yerde örgüt kurmuştur. Bir ahtapot gibidir. Bu silahlı, sivil örgütleri daha sonra tek tek anlatırım. Derin ve sağlam bir ağ ile birbirine bağlıdırlar. İran, bu örgütler ile birçok yerde farklı şekillerde savaş ve mücadeleye giriyor. Direkt kendi savaşa girmiyor. Bu örgütleri kullanıyor. 

İsrail tiyatrosunun kısa metrajlı filmini hep birlikte izledik. Drone oyunları ile İslam coğrafyasında ön prova yapıp yeni oyun sahaları bakımdan ipuçları veriyorlar. Acem’in ipine sarılıp umut beslersen darbeye de razı olacaksın demektir. Bu sebeple mazlum coğrafyalar için bir ses duyma ihtiyacını Acem’den karşılamaya çalışan masum halkımızı da olayları daha dikkatli incelemeye davet ediyorum.

Vesselam..

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Fedai

İsraile vuran İran bile olsa kardeş sayarım.Ortak düşman İsraildir.Siyasal islamcıların daha şimdiden gerçek yüzleri ortaya çıktı.Abd ve İsraile sövüp sayarlar ama perde arkasında İsraille Abd ile el sıkışırlar.

Akify

Acemle ilgili ilk olumsuz konuşan sanırım sizin daha önce sevdiğiniz sonra sevmediğiniz bir hoca idi. Ondan niye bahsetmediniz acaba yine mi aldatıldınız.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23