• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Sabri Şahsuvar
Sabri Şahsuvar
TÜM YAZILARI

Güdümlü Türk solu azınlıkların koludur

07 Mayıs 2024
A


Sabri Şahsuvar İletişim: [email protected]

 

Türk solu, Osmanlı döneminde başlayarak sosyal demokratlıkla birlikte bugünlere kadar varlığını taşımış, yaşam ideolojisini sürdürmüştür. Fikir babalığını işçi hareketlerine bağlayan azınlıkların hikâyesi üzerine şekillenen bir masalın parçasıdır.

Bu ideoloji, dönemin Jön Türkleri ve yenilikçi Avrupacılar arasında filizlenen bir hareket olarak şekillense de, asıl fikriyatı Osmanlı’nın parçalanması için Ermeni, Yahudi ve Rumlardan oluşuyordu. Bu azınlıkları bir arada tutmak için benimsetilmeye çalışılan fikir, Bab-ı Ali’ye karşı ayaklanmak isteyen çocukların kurduğu oyundur.

Geçmişten günümüze baktığımızda Türk solu daha çok Fransa merkezli yenilikçi bir hareketle ilerlemiş, Osmanlı’da gençler üzerine ciddi çalışmalar yürütmüştür. İttihatçıların ve Jön Türklerin azınlıklar himayesinde beslendikleri, onların burslarıyla Avrupa’da okuyup öğrendikleri, kendi kapılarındaki ateşin fitili oldu.

Avrupa merkezli azınlık kulüpleri, Osmanlı çocuklarını sisteme başkaldırması için işçi ayaklanmaları adı altında sisteme devletin düzenine karşı önemli merkezleri kullanarak yapılanmaya gitti. Bu merkezlerin başında Büyükada Splendid Palas, İngiliz merkezli Anadolu Kulübü, Büyük Kulüp (Serkildoryan) geliyor. Beyaz Türkler bugün halen bu kulüplere üye olabilmek için ciddi paralar harcıyor. Ne de olsa birilerinin çocuklarının aramızda devamlılığını sürdürmesi gerekiyor…

Kısacası Türk solunun ortaya çıkış hikâyesine baktığımızda kavramsal olarak bu milletin kodlarında yer almadığını görüyoruz. Yaşamsal alanı dış destekli olan ve bu milletin ayarlarının bozulması için bir propaganda aracı olarak kullanılan bir tutumdan başka bir şey değil Türk solu…

Bu tarihi bakış açısından sonra bir de Türk solunun zihnimdeki yerini anlatmak isterim ki; bu gayet açıktır. Türk solu, azınlıkların maşasıdır! Birilerinin sözcüsü konumunda olan, amaçları yabancı lobilere yaltakçılık olan; hak ve hukuku yaltaklanmak için yalan ve üçkâğıt üzerine şekillendiren düzenbazların satılık fikirleridir bugün Türk solu... Demokrasi onların konfor alanından ibarettir… Milletin menfaatlerinden önce kendi menfaatlerini düşünerek yakıp yıkan, bölücü, yabancı merkezlerin fonladığı zavallı hainlerdir.

Tek parti döneminde dayatılan Milli Şeflik fikri, Türk solunun ana damarıdır. İstiklal Mahkemeleri’nin kurulması bu fikir kulübünün ürünüdür. Türk solu 1966’dan beri sadece bölücü faaliyetleri üstlenmiş, günümüz şartlarında da Batı merkezli çıkarlara lobi faaliyetleriyle hizmet etmeye devam etmektedir.

Türk solunun bu ülkeye faydası deyince aklınıza ne gibi hizmetler geliyor? Hiç mi? Sizler belki hatırlamazsınız ama ben hatırladıklarımla anlatmaya çalışayım. Mesela Vatan Caddesi yapıldığında Milli Şef ve taifesi aylarca protestolar yapmış, Adnan Menderes’i tehdit etmişlerdi. GAP henüz projelendirilme aşamasındayken rahmetli Özal ve Demirel gibi inananları yıpratmışlardı. Milletin geleceği için inşa edilmek istenen Keban Barajı, Atatürk Barajı’na, yeni havalimanlarına, duble yollara, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne, Osmangazi Köprüsü’ne, Avrasya Tüneli’ne, Marmaray’a ve daha birçok projeye karşı çıkmışlardı.

Her fırsatta çevrecilik adı altında Alman, Fransız, Belçika merkezli düşünce kuruluşlarına ülkelerini, kalemlerini satmışlardı, satmaya da devam ediyorlar. 

İşte Türk solu bundan ibarettir. 

Ama günümüze baktığımızda o demokratik beyaz Türklerin general bildirilerine kadar dahil olurken bugün Filistin’de işlenen insanlık dramına tek bir kelam dahi etmediklerini görüyoruz. Kendilerini en büyük insan hakları savunucuları olarak gören, her gün meydanlarda teröristlerin serbest bırakılması için sağa sola selam gönderen omurgasız kesimin; bugün Gazze’de yapılan soykırımda niçin sesi çıkmıyor? 

Avrupa yeminizi mi vermedi?

Bu millete nerede yararlı bir hizmet yapılsa karşısında durup, “biz sosyalistiz, biz insan hakları savunucularıyız, biz demokratız, biz Türk solunu temsil ediyoruz” diyerek bu milletin aklıyla alay eden zavallılardan başka bir şey değilsiniz… 

Filistin soykırımına sesiz kalan Türk solunun, ne denli içten pazarlıklı ve Siyonizm’in uşağı olduğu açıktır. Türk solu yapay bir ideolojinin Türkiye temsilciliğidir. Fitnenin beyaz yakasıdır. Bu milletin manevi değerlerine savaş açanların konu gerçekten insanlık ya da İslam olunca dönüştüğü canavar, içimizdeki Türk solunun tanımıdır…

Vesselam…

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Şeref

Filistin konusunda bir Deniz Gezmiş'in tavrına bak birde Recep Tayyip Erdağan'ın tavrına.İşte "türk solunun" farkı...!!!

Harputi

Muhteşem bir değerlendirme ✏️ nize sağlık
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23