Biz ABD ile nasıl müttefikiz!
Dünden bugüne ABD ile aramızdaki ezik kimlik sorunlu ilişki, bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan sayesinde onurlu bir iradeye dönmüştür. Birileri Cumhuriyet devriminin ardından batı adına bazı durumları sahiplense de, Osmanlı sonrası oluşan ittihatçı yapının esaretin ve ezikliğin sembolü olduğu söylemek yanlış olmayacaktır.
Yıllarca Abdülhamit Han’a “kızıl sultan” diyerek birilerinin maşası olan ittihatçılar… Abdülhamit Han döneminde bir metrekare dahi toprak verilmezken onu vatan haini yapan Jön Türkler… İşte bunları vatan topraklarını koruyamamış zavallı eziklerdir.
Asıl vatan haininin kim olduğunu siz düşünedurun, ben de size içimizdeki batı zihniyetinin nasıl yuvarlandığını, Türkiye’deki melez lobinin nasıl oluştuğunu, bu milletin asil soyunun nasıl asimile edildiğini, “Amerika’nın p*çleri” sıfatının bu güruh arasında nasıl kabul görüldüğünü yazayım.
Missouri Gemisiyle gelen ABD’li onun bunun çocuğu bahriyelilere ülkemizin kızları servis edileli 77 yıl oldu. Amerikalı bir çavuşun İzmir’de küçük bir çocuğa tecavüz edeli 67 yıl oldu. Onursuz Amerikancı Yarbay Allen Morrison’un jeepiyle 11 Türk askerini ezip, birinin ölümüne sebep olduktan sonra, ABD Hükümeti tarafından bir adaya tatile gönderileli 64 yıl oldu.
MİT Başkanı Ahmet Salih Korur’un, Yassıada’da MİT mensuplarının maaşlarını CIA’dan aldığını deşifre edeli 40 yıl oldu…
ABD Başkanı Johnson’ın, İsmet İnönü’ye (mealen) “Kıbrıs’a harekat düzenlerseniz, oyarız» diyeli 59 yıl oldu. İçimizdeki ezik, hainler hatırlamak istemez ama devam edelim… CIA Başkanı Helms’in, “Evet, 12 Mart’ı hazırlayan oluşumları, biz ajanlarımız aracılığıyla düzenledik” diyeli 50 yıl oldu. New York Post’un, “Türkiye haşhaş ekimine devam ederse, B52 uçaklarıyla Türkiye’ye napalm bombası atalım” diyeli 49 yıl oldu.
TIME’ın, 1980 darbecisi Evren’i “bizim oğlan” moduyla kapağa taşıyalı 44 yıl oldu.
“Çekiç Güç” Türkiye’ye yerleşeli 34 yıl oldu. Türk TCG Muavenet Gemisinin, ABD Saratoga Uçak Gemisinden atılan Sea Sparrow füzeleriyle vurulması sonucunda 18 asker yaralanıp, 5 asker şehit olalı 31 yıl oldu. ABD Dışişleri Bakanı Warren Christhopher imzalı “Erbakan’ı düşürün” emrinin yer aldığı kriptonun, ABD’nin Türkiye Büyükelçiliği’ne gönderileli 27 yıl oldu.
Fetullah Gülen denilen terörist, ABD’yi mesken tutalı 25 yıl oldu. Irak’ın Süleymaniye kentinde 4 Temmuz günü (ABD Bağımsızlık günü) 11 Türk askerinin başına ABD’li askerler tarafından çuval geçireli 21 yıl oldu. Michael Rubin’in, “Türkiye’de darbe ihtimali yüksek” diye yazalı; ABD’nin eski Türkiye Büyükelçileri Marc Edelman ve Morton Abromowitz’in, “Erdoğan istifa etmelidir” çağrısı yapalı 6 yıl oldu.
Foreign Affairs’in, “Ordu askeri darbe yapabilme kapasitesine sahip” diye yazalı 8 yıl oldu. İncirlik’ten kalkan uçakların Ankara’yı bombalayan uçaklara yakıt ikmali yapalı; ABD Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper’in, FETÖ’cü darbeciler için “Müttefiklerimiz tutuklandı” diyeli 6 yıl oldu.
ABD Başkan’ı Trump’ın PYD’ye silah yardımını onaylayalı 8 yıl oldu.
Bütün bu planların altında batı ve ABD merkezli bir yapının olduğunu görmekteyiz ancak asıl sorun, içimizdeki batı yalamalarının propaganda dilinin güçlü olması ve kurumların kılcal damarlarına kadar sızmalarıdır… Osmanlı’nın yıkılması sonrası Türkiye’nin esaret altında yönetilmesi bir batı projesi olduğu kadar, bir diğer önemli olan sorun da bu milletin iç dinamiklerine çatlaklıkların oluşmasıdır. Laiklik ve Kemalizm adı altında yapılan tahribatların batı merkezli bazı kuruluşların Türkiye’nin üniter yapısı üzerinde yaptığı parçalama operasyonunun acı tablosunu yıllardır görüyoruz.
Batı’nın ve ABD’nin Türkiye üzerinden şematik yapısına baktığımızda derin bir plan olarak dayattığı etnik yapılar ulus açısından ne denli tehlikeli bir yol ayırımına sürüklendiğimizi gösteriyor. Bu ülkede vesayet ve vekâlet kısmına baktığımızda, birilerinin laikçi, birilerin cemaatçi olması normal olarak algılansa da, konuya derinlemesine baktığımızda Kürtçü, Türkçü, Laz, Çerkes, Alevi, Sünni gibi ayrışmaları görmekteyiz.
Birilerinin batı hayranlığı adı altında bu ülkede bölücü faaliyetlerde bulunması hoşgörü ile karşılanmamalı. Demokrasi soytarılığı da yapılmamalı. Dün Abdülhamit Han’a “kızıl sultan” diyen ahmaklar, dalalet ve ihanet içinde olduklarını unutmamalıdır.
Vesselam..