• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Refik Tuzcuoğlu
Refik Tuzcuoğlu
TÜM YAZILARI

Türkiye’nin Zamanla Yarışı

24 Eylül 2024
A


Refik Tuzcuoğlu İletişim:

İsrail’in Lübnan Hizbullah’ına yönelik siber saldırısı devletlerin milli güvenlik riski konusunda küresel bir endişeye yol açtı.

Yaklaşık 3.000 kişinin yaralandığı, onlarca kişinin öldüğü saldırıda İran’ın Lübnan Büyükelçisi de yaralandı.

Hizbullah’ın güvenlik endişesiyle eski bir teknoloji olan çağrı cihazlarını haberleşme için tercih etmesi tam da tuzağa düştükleri konu oldu.

İsrail istihbaratı üretim hattına sızarak her bir çağrı cihazını mini bir bombaya dönüştürmüş. Zaten hiçbir insani kural tanımayan İsrail yönetimi, sivil kayıp ihtimalini umursamadan bir anda binlerce çağrı cihazını patlattı. Çağrı cihazı kullananların içinde Hizbullah mensuplarıyla birlikte pek çok sivil insan da var.

Hizbullah’a bu cihazların temininde aracı olan İran’ın yine büyük bir istihbarat zaafı göstermesini önemle kayıt düşmek gerekiyor.

Konu bütün boyutları ile enine boyuna günlerdir tartışılıyor. Kullandığımız cep telefonlarından, evimizdeki buzdolaplarına varıncaya kadar benzer bir tehdit altında olabilir miyiz?

Türkiye olarak bizim bu menfur eylemden çıkartmamız gereken ders nedir?

Her şeyden önce İsrail’in bölgede, muharref Tevrat’tan menkul bir yayılma hedefi olduğu aşikar. Gizleme gereği dahi duymadıkları bir pervasızlıkla niyetlerini tüm dünyaya açıklıyorlar.

Netanyahu, 2023 BM Genel Kurulu’nda Doğu Kudüs, Gazze ve Batı Şeria’yı İsrail toprağı olarak tüm dünyanın gözünün içine soka soka göstermemiş miydi?

Bugün Filistin’de, Netanyahu’nun BM’de ilan ettiği haritanın operasyonel boyutu yaşanıyor.

Aynı İsrail Lübnan konusunda da niyetini açıklamadı mı?

Adamlar ilan ediyor ve konjonktürü uygun gördüklerinde düğmeye basıyor. Konjonktüre de baktıkları yok aslında. ABD’nin ve Batı’nın her türlü askeri, siyasi ve ekonomik desteğini alan İsrail yönetimi kendi takvimini yürütüyor. ABD Dışişleri eski Bakanı Condoleezza Rice’ın, henüz Ulusal Güvenlik Başkanı iken, 2003 tarihinde Washington Post Gazetesi’ne "Ortadoğu’yu Dönüştürmek" başlığı altında yaptığı açıklamalar yine Türkiye’nin de içinde olduğu 22 ülkenin sınırlarının değişeceği yönündeki beyanatları fiilen yürütülüyor.

O zaman ortalık yerde paylaşılıp durulan Arz-ı Mevud haritaları daha bir anlam kazanıyor?

Ben, asıl hedefin Türkiye olduğunu düşünenlerdenim. Siz bakmayın Ortadoğu ülkelerindeki liderlerin petro-dolarlarla lüks ve şatafat içinde yaşadıklarına. Bir rüzgarda savrulacak durumdalar.

İçine düştükleri durumu bir hikaye ile anlatayım.

Büyükbaş çiftliğinde padoklara sıralanmış yemlenen inekleri tek tek ayaklarına kelepçe takıp askıya alarak kesim yapıyorlarmış. Yanındaki inek çekilince sıradaki inek; ‘Onun yemi de bana kaldı’ diye sevinirmiş. Oysa biraz sonra kurban olma sırası ona gelecek.

Filistin’e komşu Arap ülkelerinin hali böyle.

Türkiye, tehdidin çok boyutlu olduğunu devlet aklıyla görüyor.

Ancak bu tehdidin içerdeki herkes tarafından yeterince fark edilmesi, anlaşılması gerekiyor.

Demem o ki; siyasi partiler bakımından ‘sosyal hizmetler politikası şöyle olsun, kültür politikaları da böyle olsun’ gibi bir konu değil bu. Milli bir mutabakatın oluşması lazım.

Türkiye’nin milli bütünlüğüne kast eden ve dış güçlerin maşası olan PYD terör örgütü için bir siyasi liderin ‘bana göre terör örgütü değil’ saçmalığıyla yürüyecek işler değil yani.

Gelinen noktada ihmal edilecek bir alan kalmadı. Güvenlik riski çok boyutlu. Sivil ve askeri her alan, milli müdafaa hassasiyetiyle değerlendirilmeli. İthal edilen domates tohumundan, kritik teknoloji transferine kadar teyakkuz halinde olmalıyız. Zira kutsalı olmayan bir yapı ile karşı karşıyayız.

Arz-ı Mevud itikadı üzerinden yayılmacılığı devlet politikası olarak gören ve hangi vahşeti yaparsa yapsın küresel güç desteğini ardına alan bir İsrail’in yapamacağı hıyanet yoktur.

Başta savunma sanayii olmak üzere, milli yazılım ve teknolojilerde alınan mesafenin milli bir mutabakatla desteklenmesi elzemdir. Vakit daralıyor. Zamanla yarıştığımız unutulmamalı.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23