• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Refik Tuzcuoğlu
Refik Tuzcuoğlu
TÜM YAZILARI

Happy Ramadan

28 Şubat 2025
A


Refik Tuzcuoğlu İletişim:

Happy Ramadan

REFİK TUZCUOĞLU

İngiltere’de bu yıl üçüncü kez Ramazan ayına yönelik hazırlık yapıldığına dair haberler dikkatinizi çekti mi bilmiyorum.

Londra şehir merkezindeki ünlü Coventry Caddesi, Ramazan'a özel ışıklarla süslenmiş. Belediye Başkanının da katıldığı bir tören düzenlenmiş. Londralı çocuklar ellerinde taşıdıkları kandillerle Ramazan için geçit töreni düzenlemişler.

“İşte Ramazan Medeniyeti bir ülkeye daha sevgisini ulaştırmış” diye geçti içimden.

Üstat Sezai Karakoç; “Nabzını orucun tuttuğu, kalbini namazın çalıştırdığı bir diriliş” der ve devamında “İslam ülkelerinden yükselecek yeni bir sese Batı’nın başını döndürme saatidir” diye ekler.

Son zamanlarda, özellikle Gazze’deki katliamlardan sonra Batı toplumlarında İslam’a yönelik araştırmaların ve ilginin arttığını görmek ümit veriyor. En azından İslam’ın gönül iklimini tanımak daha adil ve huzurlu bir insanlık geleceği bakımından önemli.

Ramazan ayının insanları ve toplumları etkileyen evrensel ve etkileyici yönleri var. Ramazan’ın faziletleri din, dil, ırk farketmeden vicdanlara tesir ediyor. Zira yokun yoksulun halinden anlamaktır Ramazan. Şefkat, merhamet ve paylaşmaktır. İzzet, bereket ve mağfirettir. Ramazan ayı, Yaratan’ın bahşettiği manevi tesire haiz bir aydır. Uhrevi bir bad-ı sabadır.

Şöyle söylenir;

“Kur’an-ı Kerim, Ramazan ayında indirildiği için en şerefli ay oldu. Onu getiren melek Cebrail olduğu için en faziletli melektir. Ve Hz. Muhammed’e indiği için Peygamberlerin Seyyidi oldu. Kur’an’ın hitap ettiği Ümmet-i Muhammed en hayırlı ümmet, indirildiği Kadir Gecesi ise en hayırlı gece oldu.”

Hal böyle olunca kadim geleneğimiz Ramazan ayını hayatın öyle bir merkezine almış ki… Zamanın ve hayatın akışı Ramazan’a göre ayarlanmış.

Her şeyden önce Ramazan’da oruç tutmak, aç kalmak değildir. Aç kalmak kolaydır ama oruç tutmak zordur.

Aç kalmak, bir şey yiyip içmemektir. Oruç ise; bir manevi eğitim, bir ahlak disiplinidir. Gözün oruç tutacak, yanlışı görmeyeceksin. Kulağın oruç tutacak, kötüyü işitmeyeceksin. Dilin oruç tutacak. Kimseyi kırıp incitmeyeceksin. Ellerin oruç tutacak, kötülüğe alet olmayacaksın. Ayakların oruç tutacak, çirkine yürümeyeceksin. Dimağın oruç tutacak, düşünceni ıslah edeceksin. Buna dijital dünyanın çirkinliklerine karşı oruç tutmayı da ekleyelim. Sonra kalp orucun olacak. Kalbinle odaklanacaksın Yüce Hakk’a. Kalbinin ihyası böylece mümkün olacak. Aç kalmayı, oruç dünyasına girmenin maddi ön şartı gibi gör. Orucu böyle tutmamız gerektiğini söylemiş İslam büyükleri.

Bütün bir toplum olarak böyle bir idrakle oruç tuttuğumuzu varsayalım. Hayatımızda ve toplumsal yapımızda neler değişmezdi.

Ramazan ayı, mü’minler için düzenlenmiş konsantre bir eğitim dönemi aslında. Dünya bir imtihandır ya. Ve bu imtihan zordur. İşte o imtihana hazırlık için her yıl yenilenen bir prova. Ümmetçe yapılan bir nevi manevi tatbikat. Yeniden insanlığımızı hatırlama, yeniden kendini tanıma, yeniden kendini inşa… Yeniden çevreyi farketme, yeniden merhameti keşfetme, yeniden mazlumun yanında olma... Zahmet ve sabırla geçen her günün akşamında ise sunulan bir rahmet sofrası. Böylece sürüp giden bir ayın sonunda bayram neşesine kavuşmak. Tıpkı hayat imtihanı gibi. Kullukta sabreden cennete nail olur.

Selçuklu ve Osmanlı geleneğinde çok özel bir fasıl açılmıştır Ramazan için. Bizdeki Ramazanlar diğer İslam ülkelerine göre daha özenli karşılanır. Dini vazifeleri hakkıyla ifa etmek esas alınmış ancak buna ilave bir kültür ve sanat formu olarak desteklenmiş. Süheyl Ünver’in ifadesi ile hayatın tüm alanlarını etkileyen bir Ramazan Medeniyeti olarak vücut bulmuş.

“Ramazaniye” isimli gazelleriyle, manilerin toplandığı “Ramazanname”lerle, semâi kahvelerinde aşıkların/ozanların buluşmasıyla, minarelere asılan mahyalarla, selatin camilerde yapılan hazırlıklarla, cadde ve sokak süslemeleriyle, fener alaylarıyla Ramazanın gelişi hissettirilmiş. Gelişi sevinç ve neşe ile karşılanmış, gidişi ise hüzünle uğurlanmış.

Ramazan ayını neşe ile karşıladığımız şu günlerde maneviyatımızın bilinen isimlerinden Üftade Hazretleri’nin bir dörtlüğü ile okuyucularımızın Ramazan-ı Şerif’ini kutluyorum.

Âşıklara edin salâ

Oruç ayı geldi yine

Rahmet denizi cûş edip

Âlemlere doldu yine.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Ersan

Bre cahil elin hristiyani Noel de %50 indirim yapar bizim çakma müslümanlar %200 bindirim yapar

Kul

Aynen kardeşim
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23