• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Refik Tuzcuoğlu
Refik Tuzcuoğlu
TÜM YAZILARI

Çok kutuplu denge

20 Eylül 2024
A


Refik Tuzcuoğlu İletişim:

Bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde, Lübnan’a yönelik İsrail’in siber saldırısı bütün mecralarda birinci gündem maddesiydi. Soykırımcı İsrail’in savaşı tüm bölgeye yayma hevesinde olduğu gayet açık. Hiçbir ahlaki/vicdani kritere bağlı kalmaksızın her türlü zulme başvuruyor. Ona ‘dur’ diyen bir merkez de yok. Hatta Batı’dan destek var. Bakmayın öyle insan hakları, demokrasi, hak-hukuk dediklerine.

Hani şöyle bir saldırıyı varsayalım ki Türkiye yapmış olsa, tüm dünya ayağa kalkardı. Oysa İslam ülkeleri ve toplumları şamar oğlanına dönmüş durumda. Gelenin gidenin vurduğu bir vahşet arenası adeta Ortadoğu.

Bu konuları da üst ölçekte kapsayacak bir gündemim var.

Kazan’da yapılacak olan 14. BRICS zirvesi üzerinden bir şeyler söylemek isterim.

Ekim ayının sonuna doğru yapılacak olan zirveye Türkiye’nin de katılacak olması yine bir çok tartışmanın fitilini ateşledi.

Batı blokundan kopuyor muyuz?

AB ile tüm ilişkiler ne olacak?

NATO’dan bizi çıkarırlarsa ne yaparız?

ABD/AB ekseninden Rus/Çin eksenine mi kayıyoruz?

Öğrenilmiş çaresizliğin girdabında kıvranan kalemşörlerimizin hayli sorusu var böyle. İçeriği okuduğunuzda ikna edici argümanların(!) tek tek sıralanmış olduğunu görüyorsunuz.

Türkiye/Batı ilişkilerinde benim de zihnimde cevap bekleyen birçok soru var. Mesela; müttefik olduğumuz ABD bize vermediği silahları terör örgütüne vermekten ne zaman vazgeçecek? Tırlar dolusu silahı hangi ülke ve hangi tehdite karşı veriyor? Darbeci FETÖ elebaşısını neden ülkesinde misafir eder?

AB; Güney Kıbrıs’ı ve Yunanistan’ı çok hızlı bir şekilde üyeliğe kabul etti. Türkiye’deki en sosyal demokratından en muhafazakarına kadar sağ ve sol iktidarlar AB’ye entegrasyon için çaba göstermişken niçin üyelik gerçekleşmiyor? AB’nin gerçek niyeti nedir?

ABD/AB ittifakı; Adalar Denizinde kıta sahanlığı konusunda Yunanistan’ın şımarık tutumlarına karşı “Otur oturduğun yerde!” demezler de niçin Türkiye aleyhine tutum sergilerler? Üstelik uluslararası hukuk Türkiye’yi doğrularken Yunanistan’ın adaları silahlandırmasına hangi sebeple göz yumarlar?

Güney Kıbrıs ve Yunanistan’da ABD’nin kurduğu askeri üs ve yığınaklar kime karşı yapılmaktadır?

İsrail’in bölgeyi ateşe atacak kan ve zulümlerine her türlü silah ve mühimmat temin ederek destek vermekteki gaye nedir? Bölgenin geleceği ile ilgili tasavvurlarını açıkça ilan etmelerini bekleriz. Yoksa tüm bu alametler Türkiye’ye karşı açık bir duruş olarak okunmaktadır.

Ermenistan’a ortak askeri tatbikat maksadıyla giden ABD askerlerinin bir kısmının Zengezur koridoru üzerine yerleştiği konuşuluyor. Bu işin aslı nedir?

Bu olup bitenler hangi müttefiklik ruhuyla bağdaşmaktadır.

Zihnimdeki soruların çok az bir kısmı bunlar. Yazı uzamasın diye burada kesiyorum.

Batı ile ilişkilerimiz gelişerek sürsün, buna kimsenin karşı çıktığı yok. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmaları da bu yönde. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan’ı dinledim. O da BRICS ile ilgili gelişmeleri son derece makul bir analitik çerçeveye oturttu. Dün Anadolu Ajansı’na Hakan Fidan’ın; “Avrupa Birliği (AB) ile ekonomik entegrasyonumuz üyelikle taçlansaydı, belki birçok konuda arayış içerisinde olmayacaktık” vurgusu son derece mühim.

Başını ABD’nin çektiği Batı dünyasının; Afrika ve Ortadoğu ülkelerini iç karışıklığa sürükleyen, jeopolitik kırılmalara yol açan hegemonik politikaları, Batı bloku üzerinde bir güven bunalımını küresel ölçekte yaygınlaştırıyor. BRICS, bu arayışlara adres olma potansiyeli taşıyor. Ekonomik işbirliğinin, stratejik işbirliğine dönüşmesini Batı’nın tutumu belirleyecek.

BRICS, oluşum safhasında ve kurumsallaşma süreci devam eden bir yapı. Türkiye için bir eksen kayması söz konusu değil. Zira Türkiye kendi eksenini oluşturuyor. Gelinen noktayı Türkiye’nin geçmişteki teslimiyetçi dış politika çizgisiyle izah etmek elbette mümkün olmayabilir.

Türkiye’nin çok boyutlu ve çok katmanlı ilişkiler geliştirmesinin kimseye zararı olmaz. Hatta ABD/AB ilişkilerine Türkiye’nin menfaatları ve etkinliği doğrultusunda pozitif katkısı bile olabilir.

Rusya/Ukrayna savaşında, Türkiye’nin dengeli duruşuna eleştirel yaklaşan ABD hariciyesinin kendi ajanlarını Türk istihbaratının arabuluculuğuyla teslim alabildiğini de unutmayalım.

Dünya’nın birçok ülkesi tek kutuplu hegemonyanın prangasından kurtulmak istiyor. ABD/Batı ekseninin önündeki temel sorun bu.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

ŞEREFLİ TS

Sayın yazar Dünyyaa liderimiz Mazlumların sesi reisimiz niye sizin dediğiniz gibi müdale etmiyor acaba

Şahin Ekinci

"Öğrenilmiş çaresizliğin girdabında kıvranan kalemşörlerimizin hayli sorusu var böyle????????????
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23