• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Refik Tuzcuoğlu
Refik Tuzcuoğlu
TÜM YAZILARI

Almanya neden vayıklıyor?

17 Eylül 2024
A


Refik Tuzcuoğlu İletişim:

Yere boylu boyunca uzanmış bir köpeğin kuyruğuna yoldan geçen bir adam farkında olmadan basar. Köpek acı ve inlemeli bir sesle fırlar. (Anadolu’da kullanılan halk tabiriyle ‘vayıklar’.)

Mevlâna’nın hikayeleştirmesi ile adam der ki; “Ben kuyruğuna bastım ses köpeğin ağzından çıktı.”

Bu hikaye şimdilik burada dursun.

Son yıllarda Batı’nın Türkiye ile ilişkilerinde belirgin bir engelleme/sınırlandırma politikası hakim. Ellerinden gelse Türkiye’yi bir kaşık suda boğmak isteyen bir tutum içindeler.

Başını ABD’nin çektiği Batı İttifakı Türkiye’yi sorunlu bir müttefik olarak görüyor. İtaatkar ve uyumlu olması isteniyor ancak, Türkiye bu çizgiye yanaşmıyor.

Onların penceresinden Türkiye; hesapları altüst eden, politikaları akim bırakan, bölgesel projelerin yürümesinin önünü tıkayan, uğraştıran, yoran, zorlayan, bozan bir ülke.

Onlara göre Türkiye; ele avuca sığmayan, bir türlü kontrol edilemeyen bir ülke.

Öyleyse Türkiye ile bağları tamamen koparmalı mı? Batı açısından o da mümkün görülmüyor.

Türkiye’nin içinde bulunduğu jeopolitik konum, tarihten gelen doğal etki alanı, NATO’nun Avrupa’daki en büyük ordu gücüne sahip olması, doğu-batı ekseninde sosyo-ekonomik köprü olması gibi gerçeklerden dolayı Türkiye ile ipleri tamamen atmaya cesaret edemiyorlar.  

Türkiye’nin tamamen kaybı göze alınabilecek bir durum değil. Bölgesel ölçek bir tarafa küresel sistem üzerinde derin etkiler bırakabilir. Avrupa’nın üretim gücü Türkiye. Türkiye’nin Rusya/Çin dengesine terk edilmesi asla düşünülemez. Ne ABD ne de AB ülkelerinin göze alamayacakları bir durum. Hele de Rusya-Ukranya Savaşı’nın oluşturduğu risk ortamında Avrupa yeterince top mermisi bile üretemezken… Alman gururu olmasa top mermisi siparişlerini açıktan verecek ancak, diğer NATO üyesi Doğu Avrupa ülkelerini aracı olarak kullanarak Türkiye’den tedarik cihetine gittiği kulislere yansıyor.

İşte böyle bir ortamda Türkiye’yi tamamen dışlamadan, kendilerince ambargolarla terbiye etme yöntemini tercih ediyorlar. “Ne kızı verelim ne dünürü küstürelim” noktasındalar.

Bana göre, Batı’nın bu politikaları Türkiye açısından oldukça yararlı sonuçlar doğuruyor. Bazı işler zorlansa ve gecikse bile Türkiye o sorunları kendi teknik kadrolarıyla, gittikçe uzmanlaşan özel sektör gücüyle aşmayı başarıyor. Karşılaşılan her zorluk Türkiye’de yeni bir kabiliyet ve kapasite oluşturuyor. Teknolojik keşif ve üretimler beraberinde yeni dış ticaret kapıları açıyor.

AB ülkelerinden özellikle Almanya’nın giderek hasmane bir tutuma doğru evrilmesi son zamanlarda dikkat çekiyor.

Son olarak Akkuyu Nükleer Güç Santraline Siemens firmasının vermesi gereken kritik malzeme tedariğine Alman hükümeti engel oldu. Engelledi de ne oldu? Şimdi Çin üzerinden bu malzemelerin teminine gidiliyor.

Bu Almanya’nın ilk engel girişimi değil. Altay Tankının motor tedariğinde de sorun çıkarmıştı. Üretim bir hayli gecikse de Türkiye şimdilerde Kore motoruna yöneldi. Diğer taraftan da yerli BATU motoru ve güç gurubu geliştirildi ve testlerine hız verildi. Neticeye ulaştığımızda stratejik bir kazanım olacak.

Eurofighter Typhoon uçağının alımına da Almanya’dan izin çıkmamıştı. Bu durum konsorsiyum ülkelerinde de bir çatlak oluşturdu. Almanya’nın konsorsiyum dışına çıkarılması gündeme gelmişti. Süreç devam ediyor, konunun nereye varacağı henüz netlik kazanmadı.

Hatırlarsanız Volkswagen firmasının Türkiye’de bir fabrika açma niyeti vardı. Türkiye’nin Irak/Suriye hattındaki terör örgütüne yönelik operasyonları gerekçe göstererek yatırımdan vazgeçtiler. Yeni durum Volkswagen firması  ekonomik kriz nedeniyle Almanya’daki fabrikalarını kapatma hazırlığında olduğunu açıkladı. Türkiye’de ise Volkswagen’in vazgeçtiği yere şimdi Çin BYD firması fabrika kuracak.

Peki Almanya’nın kendi çıkarlarına da zarar veren bu siyasi akıl tutulması nasıl izah edilmeli?

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya ve Japonya tamamen ABD kontrolüne girmiş iki ülkedir. İlave olarak Almanya’da o dönemde yaşanan Holokost üzerinden oluşan bir İsrail vesayeti vardır.

Türkiye’nin Gazze ve Filistin hassasiyeti üzerinden İsrail karşıtı net tutumunu bir yere kaydetmek gerekiyor. Suriye ve Irak’ta ABD ile karşıtlığımız net olarak terör örgütü mücadelesi üzerinden yürüyor.

Mevlâna’nın kuyruk metaforu aklıma geliyor.

Türkiye, milli menfaatleri gereği ABD/İsrail ekseninde Batı’nın kuyruğuna bastıkça blok adına ses gelen yerlerden biri Almanya oluyor.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Vay vay

Almanya Rusyaya ambargo uygulamadigimiz için vermiyor....Yoksa şirket verir, onlar alacağı paraya bakar...Nükleer santral yapıyoruz ama sadece inşaatını...Araçları Almanyadan yakıtı Rusyadan alıyoruz...TOGG, hür jet, Kaan, Altay tankı, siha....hepsinin motorunu dışarıdan alıyoruz...

ÖZCAN ŞAHİN

GÜNAYDIN HİÇBİRŞEYİ YÜZDE YÜZ ÜRETEMİYORSAN BAŞKASINA TABİ OLUYORSUN RUSYA BİLE ATOM SANTRALININ HERHALDE ÖZEL PARÇASI ALMAN SİEMENS ÜRETİYORMUŞ VERMEYİNCE İŞLER DURUYOR YERLİ UÇAK GEMİ HELİKOPTER DİYORUZ AMA MOTOR ÜRETEMEDİĞİMİZ İÇİN DIŞA BAĞIMLIYIZ ALTAY TANKI DEDİK MOTORU TRANSMİSYONU ALMANDI VERMEYİNCE ÜRETEMEDİK YANİ ÜRETECEĞİMİZ ŞEY MOTOR OLMALI MOTOR OLMAYINCA MAKİNE ÇALİŞMAZ MOTOR ÜRETMEMİ LAZIM GERİSİ BOŞ EFENDİM
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23