• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Recep Öncel
Recep Öncel
TÜM YAZILARI

Seçimler İçin Farklı Değerlendirmeler

14 Nisan 2024
A


Recep Öncel İletişim: [email protected]

31 Mart 2024 tarihinde yerel seçimler yapıldı.

Bu seçimde millet, hep CHP’ye hem de AK Parti’ye mesajlar verdi.

CHP, yerel yönetimlerde çok sayıda belediye başkanlığı kazandı.

AK Parti ise 23 yıl sonra ilk defa birçok yerde kazanamadı.

Burada CHP’ye, “Dikkat et, yerel yönetimlerde başarılı ol, kendini göster.” denildi.

AK Parti’ye ise sandığa gitmeyerek bir tavır koyuldu ve “şu anda başka partiye de oy vermiyorum, seni protesto ediyorum” diye söylenildi .

 

Sayın Cumhurbaşkanı, AK Parti MYK toplantısı sonucunda mesajın alındığını söyledi.

Ve bu işin sorumluları için gereğinin yapılacağını ifade etti.

Bize göre yapılan yanlışları, şu şekilde ortaya koymak mümkündür.

 

  1. Ekonomide yapılanlar:

Pandemi sonrası küresel anlamda hissedilen ekonomik kriz dolayısıyla fiyat artışları meydana geldi.

Ülkemizde özellikle konut fiyatlarında artış oldu.

Kiralar uçuşa geçti, kontrol edilemedi.

Birçok gıda ve ihtiyaç maddeleri pahalandı.

Marketlerde etiketlere yetişmek mümkün olamadı.

Emekli maaşlarında ise gereken ihtiyaç oranında artış yapılamadı.

Zira ekonomik dengeler bu zamları yapmaya müsaade etmedi.

Neticede emekli vatandaşlarımız, “Hükümet bu yükü bize çektiriyor.” diyerek, iktidara çok ciddi oranda tepki gösterdi.

  1. AK Parti kadrolarında yapılanlar:

Kamuoyunda ifade edilenlere göre, bu milletin verdiği oylar sayesinde makam sahibi olan bürokrat ve siyasiler millete tepeden baktı.

Makam sahiplerinin sergilediği davranışlar, yapılanlar millette antipati meydana getirdi.

Bu şekilde ortaya konan hususların doğru tespitler olduğunu kabul ediyoruz.

 

Ancak bu tespitlerin ötesinde, başka nerelerde yanlış yapıldığını düşünmek mühim...

Ve sadece AK Parti değil, toplum olarak bizimde hatalarımız var, ki bunlar nelerdir? Bu soruları sormamız gerektiğini belirtiyoruz.

Bizim geleneklerimizde bir sorun olduğu zaman herkesin “Ben nerde hata yaptım?” demesi bir erdem olarak değerlendirilir…

Milletçe bu soruyu sormalıyız kendimize.

Mesela, hak hukuka dikkat ediyor muyuz?

Gündelik hayattan birkaç örnek verelim isterseniz.

Taksiye biniyoruz. Taksici en uzun yoldan götürüyor ve daha çok para almıyor mu?

Ya da ev sahibi isek kiracıdan daha fazla nasıl para alırız, kiracı isek nasıl zamdan kaçarız diye takla atıp uğraşmıyor muyuz?

Bizim inançlarımızdaki hak anlayışına ne oldu?

Yine  başka olayları anlatayım.

Daha yakın zamanda, ikinci el otomobil fiyatlarında bir çok dengesizlikler olmadı mı?

Ya da bakkal da, manav da, fırıncı da, kuruyemişçi de, lokantacı da özellikle ramazan ayında fiyatlar kontrol edilebildi mi?

Elbise veya ayakkabı alalım derken,bayram öncesi hepimiz bir çok sürprizle karşılaşmadık mı?

Maalesef ki,toplumumuzda kanaatsizlik son safhaya varmış durumda.

Bu minvalde çok bilinen tarihi bir hadiseyi anlatmak isterim:

Fatih, İstanbul’un fethinden önce vezirlerini yanına alır, tebdili kıyafet yapar, halkın durumunu görmek üzere çarşı pazara çıkar.

Bir dükkâna girer alışveriş yaparlar.

Daha sonra başka bir şey daha isterler.

Dükkan sahibi olan kişi “Veremem, ben bu günlük siftahımı yaptım. Bu malı da karşı komşumdan alın.” der…

Fatih ve vezirler bütün çarşıyı dolaşırlar, hiçbir dükkândan ikinci ürünü alamazlar.

Esnaf sözleşmiş gibi, “Ben siftah ettim, karşı komşudan alın.” diye cevap verir.

 

Padişah, milletin kanaatkarlığı ve tok gözlülüğü karşısında mutlu olur.

Ve “Ben bu milletle, İstanbul’u fethederim inşallah.” düşünür.

Peki, bizler tok gözlülük, hakk’a riayet, iş ahlakı vb. hususlarda ne durumdayız acaba?

Bir başka hususa daha dikkat çekmek istiyorum.

Kış ayı bitti, yaz geliyor.

Okullar kapanacak, mezuniyet baloları olacak.

Maalesef gençler, o balolarda çıplaklık yarışına girecek.

İçki su gibi akacak.

Dikkat edelim.

Okullarda, solcu, ateist, LGBT kadroları olmadık rezaleti yapıyorlar.

Buna karşı üniversite rektörleri, fakülte dekanları neden pasif kalıyorlar acaba?

Yine bir başka konu:

Televizyonları açtığımızda uygun olmayan programlar yapılıyor.

Falanca kişi kocasını aldattı, şundan hamile kaldı, evi terk etti, sevgilisine kaçtı diyerek ekranlarda boy gösteriliyor.

Ve reyting rekorları kırılıyor.

Dizilerde Türk İslam ahlâkına yakışmayan şeyler oluyor.

Aile, evlilik gibi değerler kötü gibi gösteriliyor...

Bu dizileri yapan sözde sanatçılar, her gün değerlerimize küfrediyorlar…

Peki bizler bunları protesto ediyor muyuz?

Peki bu ülkede RTÜK adlı bir kurum olduğu halde, bu gibi yapımlara neden müdahale edilmiyor?

Bir başka soru soruyorum.

Kaç kişi, anlamına uygun idrak etti bayramı?

Bu Ramazan Bayramı’nda kaç kişi kabir ziyareti yaptı.

Kaç kişi akrabalarla, çocuklarla, yaşlılarla bayramlaştı?

Ya da kaç kişi, “İşte fırsat!” diyerek soluğu tatil merkezlerinde aldı?

 

Bayram tatili diye bir kavram yok aslında.

Bu anlamlı günlerde; dini usullere göre kucaklaşmak ve dayanışmak var.

Peki bunlar yapıldı mı?

Ne dersiniz?

Evlatlarımızı iyi yetiştirebiliyor muyuz?

İyi yetiştirmediğiniz evlatlardan ne beklersiniz?

Ayrıca internet ve cep telefonuna dikkat çekmek isterim.

Soruyorum bizim neden google vb. sosyal medya araçlarımız yok?

Neden kısa yoldan para kazanmaya odaklıyız?

Neden ideallerimiz için para harcamaktan korkuyoruz?

Merak ediyorum.

Gerek devlet katında gerekse iş adamları nezdinde organizasyonlar yapılamaz mı?

TOGG gibi örnekler çoğaltılıp sosyal medya mecraları kurulamaz mı?

İnsanımıza özellikle gençlerimize kültür ve eğitim alanında yetişemiyoruz.

Eskiden bizde dava şuuru vardı…

Şimdi maddi imkanlar var ama şuur yok.

Bizler hem maddi hem manevi kalkınmayı gerçekleştirmek zorundayız.

 

Bunun için;

1-Milli eğitim bakanlığı düzenlenmeli.

2-Kültür bakanlığı düzenlenmeli.

3-YÖK düzenlenmeli.

4-RTÜK düzenlenmeli.

5-Medya bakanlığı kurulmalıdır.

6-Israrla söylüyoruz, bu konuda raporlar yazdık, tekrar ediyoruz.

Vakıflar bakanlığı kurulmalı ve tarihteki evkaf vekaleti benzeri bir fonksiyonu olmalıdır.

 

Önümüzde “Yeni Anayasa” çalışması var.

Bu tarihi bir fırsattır.

Şimdiden çalışmalar yapılmalıdır.

Memleketimizde, iyi ahlaklı, vatansever, manevi donanımlı, aynı zamanda maddi olarak ilim ve teknolojide en ileri noktada insanlar yetiştirmelidir.

Sonra da “Türkiye Yüzyılı” hedeflerine doğru ilerlemelidir.

Bu iş beka meselesidir!

Seçimleri bir de bu açıdan değerlendirmek gerekiyor diye düşünüyorum.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Hasan Baykal

Allah razı olsun. Görüşlerinize aynen katılıyorum. Millete tepeden bakanlara vatandaşımız uyarısını yapmıştır. Ya bu uyarıyı dikkate alır gereken dersi çıkarırlar ya da tarih olur. Partiler çöplüğünde yerlerini alırlar. Saygılarımla.

ÖZCAN ŞAHİN

GÜNAYDIN AZİZ MUHTEREM HALKIMIZ 9 AY ÖNCE OY VEREREK İKTİDARA DEVAM DEMİŞTİ 9 AYDA NE OLDUDA İKTİDAR BU HALE GELDİ AZGELİRLİLERİ BİLHASSA EMEKLİLERİN HALİNİ GÖRMEZDEN GELDİ PAHALILĞI ÖNLEYEMEDİ  AMA HALKIMIZ BUNU KALDIRAMADI MUHALEFETE OY VEREREK UYARISINI YAPTI İNŞALLAH İKTİDAR DOĞRULLARI BİLHASSA EMEKLİLERİN DURUMUNU GÖRÜR GERĞİNİ YAPAR SA İYİ OLUR EFENDİM
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23