Ramazan Bayramı
Sayılı gün çabuk geçiyor.
Daha dün “Hoş geldin Ramazan!” demiştik.
Bugün ise "elveda" diyoruz.
Allah cümlemize uzun hizmet ömrü, bu ömür içerisinde de nice ramazanlar ve bayramlar görmeyi nasip etsin.
Ramazan oruç ayıdır.
Oruç, sadece aç kalmak değildir.
Ramazan dolayısıyla, midenin yanında ellere, ayaklara, gözlere ve kulaklara da oruç tutturmak gerekir.
Elimizden geldiği, gücümüzün yettiği kadarıyla hepimiz böyle yapmaya çalıştık…
Rabbim, oruçlarımızı kabul buyursun ve bizi mağfiret olanlardan kılsın.
…
Ramazan iftar demektir.
Ve ramazan sahur demektir.
Bizler de iftarın sevincine, sahurun bereketine ortak olduk.
Ramazan'da sadece zengin sofraları değil de fakirlerle iftar etmeye ve fukaranın halini anlamaya gayret ettik.
Mazlum coğrafyaları düşündük, onlara yardım ettik, biliyoruz ki sevinçler paylaşmakla çoğalır.
…
Ramazan, namaz demektir.
Beş vakit namaza ilaveten seherlerde ibadet etmeye, teheccüd vaktini değerlendirmeye, sabah gün
doğumundan sonra işrak namazını eda etmeye gayret ederken, akşam namazlarının akabinde de evvabin namazlarımıza tekbir getirdik.
Hepsinden ötede ramazanı, teravih ile anlamlandırmak istedik.
Camilerde salat-u selamlar ve ilahiler dinledik, gözyaşı döktük.
Umulur ki affedilenlerden olalım.
…
Ramazan; Kur’an demektir. Yüce kitabımızı okumaya, anlamaya çalıştık.
Hatimler yaptık, mukabeleler dinledik, manalardaki derinliği hissetmeye, bu güzel iklimi tecrübe etmeye yöneldik.
Kadir gecesini idrak ettik. Öyle ki kadir gecesi bir seneye, özellikle ramazan ayı ve son on gün içerisine gizlenmiştir.
İtikafa girdik. Bu ibadet tavsiye edilmektedir. İtikafa girmek erkekler için camide, hanımlar için evde olur.
Cenab-ı Hakk’a dua ile kendimizi sigaya çekip, daha yoğun bir şekilde ibadet etme imkânı bulduk.
Tefekkür ile huzur bulduk.
…
Ramazan zekât demektir.
İslam dini zengin olan Müslümanlara, mallarından %2,5 oranında zekat vermeyi emretmiştir. Böylece
ekonomik ve sosyal düzenin sağlanmasını amaçlamıştır.
Bu yolla toplumda meydana gelecek dayanışma ortamı vesilesiyle sevgi ve kardeşlik bağları
kuvvetlenecektir.
Zekât hesaplanırken bilançolarda miladi aylara değil hicri aylara göre hesap yapılması gerekmektedir.
Ayrıca, sadakayı fıtır vücut sağlığının şükrü olarak verilir. Bu ibadet yapılırken imkânı olanların en alt sınırdan değil de fazlasıyla vermeleri daha uygundur.
…
Her güzel şeyin nihayete erdiği gibi şimdi de on bir ayın sultanı bizlere veda ediyor.
Bu anlamda hatırda tutulması gereken en mühim husus, ramazana veda edilse dahi kulluğun devam ettiğidir.
Öyle ki bu ayda kazanılan güzel hasletleri yıl içine yaymak ve bir sonraki ramazana bu şekilde hazırlanmak lazım gelir.
…
Biz O’ndan memnun olduk.
İnşallah, O da bizden memnun olmuştur…
…
Ve dahi ramazan bayramına kavuştuk.
Bayram geldi sefalar getirdi.
Bayram mükafat zamanıdır.
Ramazan'da gün içinde niyetli olmak icap ederken bayramda oruç tutmak yasaktır.
Bayram sabahı önce kabir ziyareti yapılır.
Vefat edenler, aile büyükleri, akrabalar ve sevdiklerimizin ruhuna Fatihalar, Yasinler okunur.
Daha sonra aile içi bayramlaşma olur.
Büyüklerin elleri öpülür.
Çocukların gönülleri hoş tutulur.
Akrabalar, komşular ve cami cemaatiyle bayramlaşılır.
Bu sevinç iklimi, en güzel şekilde idrak edilmeye çalışılır.
…
Bayramda küslükler ortadan kalkmalıdır.
Bayram, kucaklaşma zamanıdır.
Bayram, İslam milletinin her sahada bir araya gelmesine sebep olmalıdır.
…
Bayramlar derin anlamlarla doludur.
Behlül Dana Hazretleri: “Gerçek bayram yeni elbise giyene değil, Allah’ın azabından emin olanadır.” demiştir.
Allah’ın kulundan razı olması çok önemlidir.
Rızayı kazanmak içinde gayret etmelidir.
Bu sevinç günlerinde bilhassa yetim, kimsesiz ve fukara ile birlikte olmak gerekmektedir.
Ayrıca sılayı rahim yapmak lazımdır.
Yıkık gönülleri bulup onlarla bayram mutluluğunu paylaşmalıdır.
…
Bayramlar deniz kenarlarında, plajlarda, lüks otellerde tatil yapmak değildir.
Bugünkü anlayış, insanları İslam medeniyetinin güzelliklerinden uzaklaştırmaktadır.
…
Bayramın feyzinden istifade etmenin yolunu bulmalıdır.
…
Bu vesileyle Yahya Kemal’in bir şiirini kıymetli okuyucularımla paylaşarak aynı sevinç iklimini deneyimlemek istiyorum:
“Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede,
Bir mehabetli sabah oldu Süleymaniye’de.
Gecenin bitmeye yüz tuttuğu andan beridir,
Duyulan gökte kanat, yerde ayak sesleridir.
Büyük Allah’ı anarken bir ağızdan herkes,
Nice bin dalgalı Tekbir oluyor tek bir ses.
Ne kadar duygulu, engin ve mübarek bu seher,
Kadın, erkek ve çocuk gönlü dolanlar, yer yer.
Çok şükür Allah’a gördüm bu saatlerde yine
Yaşayanlarla beraber bulunan ervahı,
Doludur gönlüm ışıklarla bu bayram sabahı.” ..
…
Bayram mutluluktur.
Ama bu kez buruk geçiyor.
Doğu Türkistan ağlıyor.
Gazze tarih boyunca olan en büyük zulüm ve soykırımı yaşıyor.
Çocuklar ölüyor.
Kadınlara tecavüz ediliyor.
İnsanlar hasta ve ilaç temin edilemiyor.
Gazze feryat ediyor.
İnsanlık ise seyretmekle yetiniyor.
…
Aklıma, sanki bu durumu anlatan Ömer Ruşeni’nin bir şiiri geldi:
“Kimsesiz hiç kimse yok her kimsenin var kimsesi,
Kimsesiz kaldım yetiş, ey kimsesizler kimsesi.”
Maalesef, Müslümanlar kimsesiz kaldı.
Elbette Allah her şeye kadirdir!
Fakat bize bu zorlu süreçte kardeşlerimizin yanında olmak yakışır.
…
Bu duygularla ramazan bayramınızı tebrik ediyorum.