İhracatta Türkiye Yüzyılı
30 Nisan 2024 tarihinde İstanbul Kongre Merkezinde İhracatta Türkiye Yüzyılı Zirvesi yapıldı.
Program Ticaret Bakanlığı ve Albayrak Gurubu tarafından tertip edildi.
Zirveye katılım yapan Abdullah Hanönü, Mustafa Gültepe, Rifat Hisarcıklıoğlu, Dr. Nurettin Canikli ve Prof. Dr. Ömer Bolat sırayla konuşma yaptılar.
Daha sonra Semra Karabaş moderatörlüğünde gerçekleşen panelde Volkan Ağar, Prof. Dr. Haluk Görgün, Prof.Dr. Ahmet Bolat, Ergün Güler, Şerafettin Aras düşüncelerini ifade ettiler.
Bendeniz, Sayın Bakanın daveti üzerine programa katılım sağladım.
Ticaret Bakanımız aşağıdaki hususlara temas etti.
‘’Küresel gelişmeler incelendiği zaman büyümeye ilişkin tahminlerin hala ortalamanın altında kalmaya devam ettiği görülmektedir.
Türkiye Ekonomisi 2023 yılında Dünyadaki zayıf ekonomik performanstan pozitif ayrışarak %4.5 oranında büyümüştür.
Kişi başı gelir 13.110 dolara yükselmiştir.
İhracatımız 255 milyar dolar seviyelerine gelmiştir.
Cari işlemler ve dış ticaret dengesine bakıldığı zaman yıllıklandırılmış cari işlemler açığındaki azalış trendi devam etmektedir.
Türkiye’nin mal ihracatı 2002 yılında Dünya ihracatındaki payı %0.55 iken, 2023 yılında %1.08 oranına çıkmıştır.
Bunun yanında uluslararası hizmet ticaretimiz 2024 yılında 110 milyar dolar öngörülmektedir.
Yurtdışı müteaahhitlik hizmetlerimiz 136 ülkede 12.164 proje olmuştur. ENR dergisine göre Dünya’da en büyük 250 müteahhitlik firması içinde toplam 40 firmamız vardır ve Türkiye 2. sırada yer almaktadır.
Serbest bölgelerde, yüksek teknoloji ihracatı 2023 yılında %10.4 oranında olmuştur.
İhracat için 2023 yılında 11.7 milyar dolar destek verilmiştir.
Avrupa yeşil mutabakat uyum proje destekleriyle firmalarımıza ulusal ve uluslararası fonlara erişim kolaylığı sağlanmıştır.
E ihracat destekleriyle kolay ihracat platformu ve yeni projeler destekleri sağlanmaktadır.
Ticaret diplomasi ağımız genişlemekte ve yeni müzakereler devam etmektedir.
Gümrüklemede yenilenmeler yapılmaktadır.’’
Konuşmacıların, Cumhurbaşkanlığı, Ticaret Bakanlığı, DEİK, TİM, TOOB, THY, Vestel gibi kurumlardan olması toplantıya renk kattı.
Günümüzde, ihracat konusunda güzel işler yapılıyor.
İhracatın katma değerinin yüksek olması önem kazanıyor.
Türk girişimcilerin çıtayı yükselttiği görülmektedir.
Zaman içinde dış ticaret açığının azalması sevindirici bir gelişmedir. Dış ticaret açığımız 122 milyar
dolardan 31 milyar dolara gerilemiştir.
Türk ürünleri Dünya’da övgü toplamaktadır.
Milli gelir 2000 yıllarda 240 milyar dolarken, bu gün 1 trilyon doları aşan seviyeye gelmiştir.
Bu arada TOGG ile Dünya’ya açılınması, ihracatın gerçekleşmesi Türkiye’nin elektrikli ve akıllı ürün
üreten ülke olması gurur vericidir.
Yüksek teknoloji, markalaşma, lojistik ulaştırma vb. konularda geleceğe avantajlı başlıyoruz.
Elektrikli motorlarda 3 trilyon dolarlık bir pazar söz konusudur.
Ayrıca savunma sanayiinde geçen yıl 5,5 milyar dolar ihracat yapılmıştır.
Arge ve insana yatırım yapmak gerekmektedir.
Türkiye 240 ülkeye 12 binden fazla ürün ihraç etmektedir.
Ben ekonomi okudum, Türkiye’nin Ödemeler Bilançosu isimli yüksek lisans tezi yaptım.
1988 yılında; ihracat, ithalat, dış ticaretle tanıştım ve bu alanda faaliyet yapan şirketleri yönettim.
Yıllardır, bu konunun önemini ifade eden yazılar yazıyor konferanslar veriyorum.
Bize göre; uluslararası ticaretin hızla büyüdüğü ve gelişmiş az gelişmiş ekonomilerin içiçe girdiği zamanımızda, Türkiye’nin Ödemeler dengesi sorunları ve dış ticareti araştırılması gereken güncel bir konu niteliği kazanmaktadır.
Ödemeler Dengesi incelenirken en önemli mesele dış ticaret olup burada ihracat ve ithalat özenle ele alınır.
Ödemeler Bilançosu oluşturan iktisadi akımlar muhasebe tekniği ile tespit edilirken, muhasebede denge kavramı ortaya çıkar.
Bizler yıllardan beri, ithalat ihracat farkı ve ödemeler dengesizliği ile karşılaşıyoruz.
Türkiye 1923’te cumhuriyetin kurulması ile birlikte ithal ikameci kalkınma stratejisini
benimsemiştir.
1923 -1949 yıları arasında Türkiye’nin dış ticaret dengesi 16 yıl fazla 11 yıl açık vermiştir.
1950-1962 yılları arasında artan ihracatın devamı gelmemiş ve 1958 moratoryumu ilan edilmiştir.
1960 ihtilali sonunda DPT kurulmuş ve planlı döneme geçilmiştir.
Müteakiben 1970 ve 12 Mart muhtırası ekonomik sıkıntıların siyasete yansıması sonucunda olmuş,
dışarda devalüasyon ve içerde enflasyon meydana gelmiştir.
Türkiye, Özal zamanında ihracata yönelik kalkınma stratejisine geçti ve 12 eylül 1980 ihtilali geldi.
Bu gün sadece bir sektörde yapılan 3 milyar dolar ihracat, o zamanlar bütün ülkede yapılıyordu ve 24 ocak kararlarının alındığı yıl ihracat 12 milyar dolara çıkmıştı.
Erbakan iktidarıyla birlikte havuz sistemiyle ülke ekonomisi toparlanmaya çalışıldı.
Ardından 1997 yılı 28 şubat süreci oldu ve sonunda yine ekonomik kriz meydana geldi.
Daha sonra yapılan seçimler neticesinde, AK Parti iktidarı ve Erdoğan ile son 22 yıldır istikrarlı bir dönem oldu.
Pandemi sonucunda, Dünya emtia fiyatlarında yükselmeler ve deprem neticesinde bu gün ülkede zor dönemler yaşanıyor.
Ancak, reel ekonomiye destek verilmesi ve bu ülkenin iş adamlarının dinamizmiyle ülkemiz ihracatta daha iyi noktalara ilerliyor.
Türkiye Yüzyılı perspektifi çok önemlidir!.
Bu vatanın değerini bilmek gerekiyor.
İhracat, üretim, faizlerin düşmesi ve milli bir duruş sonucunda Dünya liginde daha iyi yerlere
gitmemiz mümkündür..
Zirveyi faydalı buluyorum, başta Ticaret Bakanımız ve Türkiye’nin ihracatına emek veren herkesi
tebrik ediyorum.