• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Rasim Bolbol
Rasim Bolbol
TÜM YAZILARI

Ölünün arkasından konuşulmaz mı? Bekir Coşkun bile öyle demiyor ama…

25 Ekim 2020
A


Rasim Bolbol İletişim: [email protected]

Temel bir gün elindeki büyük bir bavulla havaalanına gelir. Buradaki güvenlik alanından geçtiği sırada x-ray cihazı ötmeye başlar. Memur, tavırlarından şüphelendiği Temel’e bavulunu işaret ederek “Onun içinde ne var?” diye sorar.

Temel, “Kuş yemi” der.

Memur, Temel’e inanmaz ve bavulu açtırır.

Bavulun açılmasıyla birlikte son derece pahalı kol saatleri ortalığa saçılır. Saatleri gören gümrük memuru, Temel’e dönüp “Hani kuş yemi vardı içinde?” der.

Temel oldukça pişkindir. Cevabı da doğal olarak aynı pişkinlikte olur:

- Vallahi ben kuşların önüne koyuyorum. Yiyip yememek onlara kalmış.

Bekir Coşkun’un ölümünün ardından yayınlanan makalemizi ters yüz edip mecraından saptıranları görünce, aklımıza nedense bu fıkra geldi.

Sizler de şahit oluyorsunuz... 

Malum zevat, günlerdir milletin önüne yem atıyor.

Savundukları zatın ahlak dışı yazılarını görmüyorlar, ancak o yazıları gündeme getirdiğimiz için bizi tefe koyuyorlar.

Bu, resmen “cambaza bak” taktiğidir. Akit’i hedef gösterip Coşkun’un gün görmemiş küfürlerini unutturmak istemek “yavuz hırsızlık”tan başka bir şey değildir.

Neresinden bakarsanız bakın tuhaf bir durumla karşı karşıyayız.

Öyle ya, ağzı bozuk yazarın “g.t kılı” ifadesini halının altına süpürüyorlar, ama bizim cevaben kullandığımız “g.t kılı” kelimesine veryansın ediyorlar.

Mütedeyyin insanların ölümünden sonra her türlü hakareti savurmayı kendilerinde bir hak olarak görüyorlar, fakat Bekir Coşkun’a yönelik en ufak bir eleştiriye tahammül edemiyorlar.

Bir yandan gazetemizin kutsal topraklarda Hakk’a yürüyen merhum Genel Yayın Koordinatörü Hasan Karakaya’yı “kaleminden kan damlayan yazar” olarak nitelendiriyorlar, ancak öbür taraftan Coşkun’a rahmet dilenmemesini memleket meselesi haline getiriyorlar. 

Peygamber Efendimiz’in “Ölülerinizin iyiliklerini anlatınız, kötülüklerini anmayınız” hadis-i şerifini hatırlatıp akılları sıra bizi köşeye sıkıştırmaya çalışmaları da cabası...

Muhaddis kesilip bize hadis dersi vermeye kalkanlar öncelikle şunu bilsin:

Kur’an-ı Kerim’de kınananların çoğu ölüdür. Ayrıca pek çok ulema, bu konu hakkında “İslam ve Müslümanlarla mücadele etmiş, insanları yanlışa yönlendirmiş kişilerin kötülüklerini öldükten sonra konuşup yazmakta herhangi bir sakınca yoktur” şeklinde görüş belirtmiştir.

Biz Coşkun’un imanını sorgulamıyoruz. Bu, hakkımız da haddimiz de değil zaten.

Bizim yaptığımız “durum tespiti”nden ibaret. Yani, hayattayken dine sürekli muarız olan bir insanın yazdıklarını gözler önüne seriyoruz sadece.

Üstelik yazdıklarımızda bir yanlış da yok.

“Bekir Coşkun ‘İmamları görünce kaçasım geliyor’ dedi, ama sonunda bir imamın eline düştü” demişiz mesela. Yalan mı şimdi bu? İmam yetişmesini “çağdaş eğitimin canını almak” şeklinde tanımlayan zat, son yolculuğuna yıllar boyunca yerden yere vurduğu o imamlardan birinin kıldırdığı cenaze namazıyla uğurlanmadı mı yani?

Ne o? Yoksa hakkında “Yaşarken ezana ve selaya hep düşmanlık etti” ifadelerini kullandığımız şahıs, gerçekte ezan ve sela düşmanı değil miydi?

Değil ise, bu yönü ile savunma yapsınlar, biz de aksini ispatlayalım.. Ama bunların, birileri için hiçbir anlamı yok. Çünkü onların amacı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek.

Çoğu ömrü boyunca İslam’a ve Müslümanlara dil uzatan, lakin sıra ölülerine gelince birden bire hadis-i şerifleri hatırlayan bu tiplere öyle gözüküyor ki ne anlatsak boş.

Şimdi kalkıp “Bekir Coşkun, ‘Ölüler insanlığın kaderini çizen önemli kişilerse, gerçekleri ortaya koymak gerekir... Yoksa tarih kitapları yalan-yanlışlarla dolu olurdu’ diyerek ölülerin sağken yapıp ettikleriyle ilgili gerçekleri mutlaka ortaya koymak gerektiğini, yani onların arkasından pekâlâ konuşulabileceğini belirtmişti” desek ona da inanmazlar.

Neyse, biz “fetva”yı Bekir Bey’den aldığımızı yazalım da varsın malum zevat “Ölünün arkasından konuşulmaz” demeye devam etsin.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Ha Bekir Ha Tekir

Benim hatrımda kalanda iki bin onlu yıllardan sonunu kat kat marulla bitirdiği bir yazı Hiç anlam verememiştim Seviyeyi bu kadar düşürmüş olamazdı Ya da benim kafa basmadı

A. R.

Beyefendi, millete g..kılı diyen B.C. değil. O bunu diyen bir partiliyi kınadı. Söyleyeni ayıplayınız, kınayanı değil. Diger yandan toplum önünde telaffuz edilmesinden hicap duyulacak ifadeleri gazete yazısı hele yazı baslıgı yapmayınız. Siz aile reisisiniz. Çocuklarınız bu ifadeyi sizden duysalar gönlünüz razı gelir mi? Son olarak ölmüş gitmiş birinin hükmü Allaha kalmıştır. Siz kötülüklerini sayınca kim ne kazanıyor? Selam.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23