İstanbul'daki Anadolu'nun Diğer Adı:Süleymaniye Semtidir
Süleymaniye, Anadolu'dan gelip yaşama tutunmaya çalışanların mekanıdır. Şairlere, sanatçılara konu olmuş bir semtimizdir. Süleymaniye semti binlerce çalışanı ağırladı.Bugün zenginler ligine çıkmış Anadolu insanının çoğu Süleymaniye'de yaşamış ve hatıralar bırakmıştır.Şairin ifadesi ile
"Boşuna çekilmedi bunca acılar
Büyük ve sakin Süleymaniye'nle bekle
Parklarınla, köprülerinle, meydanlarınla
Bekle bizi, İstanbul"
1960’larda hamalların, işçilerin,emekçilerin bekar odalarında zor şartlarda yaşadıkları mekandı Süleymaniye.Buluşma mekanı, Süleymaniye Kıraathanesidir.Bugünkü Kirazlı Mescit Sokağı’nın sonu..Gurbetten gelenlerin buluşma mekanıydı bu yerler.
Süleymaniye deyince, Mercan, Tahtakale ve hamallar akla gelirdi. Hamallık o yıllardan beri ‘iskele yeri’; ‘babadan oğula’ geçen bir meslekti; imtiyazlı meslek...‘hava parası’ ile alınıp satılırdı. Genç hamallar başlık parasını buradan temin ederlerdi. Anadolu'dan İstanbul ve Süleymaniye'ye:1. nesil 1960’da gelenler sayılır. 2. göç 1970-80 arasında gelişti.3. nesil ise 1993’den sonraki göçlerdir.
Günümüz Süleymaniye ve çevresine baktığımızda, ne bekar odaları, ne hanlar ne de hamallar kalmış. Tarihi dokusu ile tarihi ile hatıraları ile bir değerli mekan olan Süleymaniye'ye, yetkililer el atmalıdır. Bu konuda İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Süleymaniye'deki tarihi, yaşatmak için bu semtte düzenlemeler yapıp, müzeler, tarihi dokuyu andıran evler inşa edilmeli ve Süleymaniye'nin tarihsel,sosyal ve kültürel dokusu tekrar canlandırılmalıdır. Aksi takdirde uzun yılların anıları,tarihi sosyal dokusu harap olup gider.