• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Prof. Dr. Yusuf Özertürk
Prof. Dr. Yusuf Özertürk
TÜM YAZILARI

Fitne ve ıslâhı -4-

28 Temmuz 2024
A


Prof. Dr. Yusuf Özertürk İletişim:

FİTNE METODLARI  

*Fitne çıkarmak için, fitne çıkarılacak topluluğun (millet, cemaat, aşiret vs.) yapısına göre (etnik, dini, mezhepsel, kültürel vs.) çok çeşitli metodlar kullanılmıştır. Bu metodlar, daha önceki tecrübeler de dikkate alınarak ve çok çeşitli teknolojiler de kullanılarak durmadan geliştirilmeye devam ediliyor. Pratik bakımından kullanılan metodları başlıca üç gruba ayırmak mümkündür.

1- Cebrî olmayan metodlar 

Daha çok yazılı, görüntülü iletişim vasıtalarıyla yapılanlar (tv, basın, sosyal medya). Bunların başlıcaları; dedikodular, yalanlar, iftiralar, kirli propagandalar, kumpaslar ve algı operasyonları vb.’dir.                                                               

2- Kuvvetle-cebrî metodlar 

Aktif güç kullanılarak yapılır (Silahla-tehditle). Her türlü silahlı darbeler, post modern darbeler, işgaller bu metodla yapılır.

3- Her iki metodun birlikte kullanılmasıyla yapılanlar                                                         

En etkili ve tehlikeli metod budur. Fitne çıkarıp, kısa vadede behemehal netice almayı planlayanlar, hem cebri olmayan, hem de cebri metodları birlikte kullanırlar.  

FİTNE TUZAĞINA NASIL DÜŞÜLÜR?

 *Hak ve bâtıl mücadelesi, insanın yaratılışından beri vardır. Bu bir imtihandır ve Kıyamete kadar da hep devam edecektir. Bir tarafta Peygamberler ve onların izinde gidenlerin (Sıddıklar-salihler) tebliğ ettiği hak (doğrular-hayırlar) ile, diğer tarafta da Şeytanlar ve takipçilerinin (her türlü fitne-fesat çıkaranlar) hakim kılmak istedikleri bâtıl (yanlışlar-kötülükler) devamlı mücadele halindedir.

*Bâtıl, kötülük taraftarlarının hedefi; Her türlü vasıtayı (meşru- gayri meşru) kullanarak Dünya nimetlerini tekellerine geçirip, nefislerini (egolarını) tatmindir.

*Bâtıl taraftarlarının işi; bozmak, bozgunculuk yapmaktır. Bâtılı temsil eden sömürgeci devletler, evvela hakkı savunan milletlerin içine İfsad komiteleri (bozguncular) yerleştirirler. Bu ifsad komiteleri evvela suret-i haktan gözükerek (hayır ve iyilik yapıyoruz diyerek) görünüşte çeşitli hayır kuruluşları adı altında (Sözde iyilik-hayır dernekleri, vakıfları, vs.) faaliyet yürütürler. Kendilerinin, milletin hayrına çalıştıklarına milleti inandırdıktan sonra, yavaş yavaş milletin milli dinamiklerinin (tarikat, cemaat, vakıf, vs.) arasına sızarlar.

İFSAD KOMİTELERİNİN EMELİNE BİLEREK VEYA BİLMEYEREK HİZMET EDEN İNSAN TİPLERİ/ÖZELLİKLER GENELDE ŞU ŞEKİLDE ÖZETLENEBİLİR:

1- İmanı zayıf, nefsini, menfaatini her şeyin üstünde gören tipler (Böylesi kişiler para, makam vs. için her şeyi feda edebilir ve istihbarat örgütlerinin emellerine hizmet edebilirler.).

2- Devlete, ülkeye ve millete olan bağlılığı kuvvetli olmayan tipler. 

3- Okumayan, düşünmeyen, Millet ve Ülke meseleleriyle ilgilenmeyen tipler. 

4- İyi-kötü, fayda-zarar tefrik edemeyen, öze- mânâya inemeyip, sadece şekilde kalan ahmak tipler (iyilik yapıyorum, faydalı oluyorum zannıyla fitnecilerin oyununa gelme). 

5- Tahkik etmeden, sorgulamadan körü körüne gurubun/partinin liderinin sözlerine inanan ve teslim olan tipler (cemaat, tarikat, parti vs.).

6- İfratkâr tarafgirlik. Aşırı tarafgir olanlar, tarafı olduğu şeyin/kişinin hiçbir kusurunu görmez ve görmek de istemez (Tarafgir olan/olanların, kendi tarafının kusurlarına gözleri kör, kulakları sağır ve akılları serhoştur.). Tarafgir, muarızların da hiçbir olumlu tarafını görmez. Rakip taraf hep tehlikelidir, düşmandır. Aşırı tarafgir olan, rakip olanlar aleyhinde yapılan her isnata inanmaya hazırdır. Böyle bir zeminde fitne çıkarılması çok kolaydır. 

7- Çeşitli zaafları (uyuşturucu, cinsel, para, makam vs.) olan zayıf karakterli tipler.

8- Kültür istilası. Kendi öz kültüründen mahrum olan ve yabancı kültürlerin de tesiri altında kalan tipler (moda, futbol, müzik, sineme-tiyatro vs. sebeplerle sinsice subliminal verilen mesajların tesirinde kalma.).

* İfsad komiteleri mensupları, bulundukları kurum ve kuruluş içinde bir müddet aktif bir şekilde hizmet ederler. Kendilerine itimad edildikten sonra da yavaş yavaş fitne zehirlerini akıtmaya başlarlar. Samimi hizmet gruplarının (tarikat, cemaat, STK vs.) ihtilafa düşüp, sonunda bölünmelerine ve ayrılmalarına sebep olurlar.

*İfsad komiteleri azınlıkta olmalarına rağmen, güçlerini hasımları arasına fitne sokarak onları ihtilafa düşürüp, bölüp-parçalayarak ve zayıf düşürerek kazanırlar. Ülkenin milli güçleri de çoğunlukta olmalarına rağmen, birbirleriyle ihtilafa düşüp mücadele ederek, bölünüp, parçalanmakla zayıf düşerler.

*Birlik-beraberlik (ittifak) halindeyken ifsad komitelerinin bir şey yapamadığı milli güçler, ihtilafla, bölünüp, parçalanmakla zayıflar. Ve sömürgecilere alet olur, yem olurlar. Sömürgeciler de her birini teker teker yer-yutarlar. Bu metoda ‘Kurt kapması metodu’ denir.

KURT KAPMASI METODU

*Sürü sahipleri, sürüyü çobana emanet ederler. Şayet çoban sürüye dikkatle nezaret etmez, tembellik edip yatıp uyursa, sürü sahipleri de ‘nasıl olsa çoban var, sürüye sahip çıkar’ diyerek sürüyü ve çobanı kontrol etmezlerse; o zaman kurt kapması başlar. Kurtlar evvela pusuya yatar, sonra bir kısmı köpekleri peşlerine takarak sürüden uzaklaştırırlar. Çoban uykuda, köpeklerde sürüden uzaklaşmış bir durumdayken sürü sahipsiz kalmıştır. Pusuda yatan diğer kurtlar sürüye dalarak koyunları kapıp kaçarlar. Kurtlar koyunları alıp kaçtıktan sonra, çoban uyansa, köpekler geri gelse bile ne çıkar? Bir kere olan olmuş, sürü telef olmuştur. Artık ahh.. vahhh… edip, dizleri dövmek bir fayda getirmez. 

*Aynen bunun gibi; Eğer bir ‘Dâvaya’ inanan müntesipleri, o dâvayı sahiplenmez, savunmaz, dâva söz konusu olunca aralarında ne kadar kırgınlık olursa olsun Hakk’ın hatırı için kendi haklarından vaz geçip, dâva için birleşip kenetlenmezlerse; Aç kurtlara benzer sömürgeciler milli güçleri çeşitli fitnelerle tar-ü mar ederler. O zaman ortada ne dâva kalır, ne de iktidar. Ondan sonra dizleri dövüp, nedamet gözyaşları dökmek bir işe yaramaz.

Devam edecek…

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Nahit sazoglu

Ülkemizde ekonomik gelişmeler ancak demiryollarıyla olacaktır denizciligimizi devlet politikası yapmaliyiz tarım ve hayvancılıgim

SAĞ OL HOCAM

İkazlarınıza devam
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23