• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Prof. Dr. Yusuf Özertürk
Prof. Dr. Yusuf Özertürk
TÜM YAZILARI

Deprem ve kader (Türkiye bir deprem ülkesidir) -1-

18 Ağustos 2024
A


Prof. Dr. Yusuf Özertürk İletişim:

MARMARA DEPREMİ 

*Merkez üssü Kocaeli, Gölcük olan 1999 Marmara depreminin üzerinden 25 yıl geçti. Marmara bölgesini içine alan, Richter ölçeğine göre 7.6 şiddetindeki depremde yaklaşık 18.000 ölü, 24.000 yaralı ve sakat olmuştu. 134.000 bina yıkılmış, 600.000 kişi evsiz kalmıştı. Gölcük Değirmendere sahilinde yaklaşık 4 dönümlük saha üstündekilerle beraber denize gömülmüşdü. ‘Hafıza-ı beşer nisyan ile maluldür’ (insan unutkandır ve çabuk unutur.) denilmiştir. İnsanımızın çoğu bunları unuttu ve artık depremden bile bahsetmiyor. Sadece yazılanları merak edip okuyanlar ve bir de dalgıçların resimlerini çektiği su altında kalan vapur iskelesi, otel, binalar, çınar ağacı, otomobil vs kalıntıları şahitlik yapıyorlar. Bir zamanlar dinlenen insanlara, oynayan çocuklara eğlence ve seyrangah olan parklar, şimdi denizin altında, sanki kabre girmiş de kıyameti bekler gibi duruyorlar. 

*17 Ağustos 1999’da Sakarya-Akyazı’daydım. Depremi, çocuklarımla beraber bizzat yaşadım. Depremi ancak yaşayanlar bilir. Gece uykum kaçmıştı, balkona sırtüstü uzandım. Dolunay çıkmış, gökyüzü berrak, yıldızlar ışıl, ışıl sanki bir şehrâyin var. Allah-û Teâlâ’nın Azametini tefekküre dalmıştım. Ne kadar zaman geçmiş farkında değilim. Daldığım alemden bir “KÜTTT...” sesiyle kendime geldim. Kendi kendime ‘gecenin bu saatinde bu kamyon burada ne arıyor? Şoförü sarhoş mu, ne?’ Diyerek binaya kamyon çarpmış gibi algıladım. Birkaç saniye  geçti-geçmedi ki o korkunç sarsıntı başladı. Aman Allah’ım!!! Deprem bu dedim. Sonra çağrışlar-bağrışlar... Aman Yarabbi!!! O, ne haldi? 6×10’21 yani 6×10 milyar×10 milyar ton ağırlığındaki uzay gemisi gibi Dünya, saatte 107.000 km. hızla giderken korkunç bir turbülansa girmiş gibi sallanıyordu. Azâmet-i İlâhîye karşısında koca dünya tir, tir titriyor, zangır, zangır sallanıyordu. Sanki Yer dile gelmiş de kıyameti haber veriyordu (1,2,3).Can derdine düşen insanların bağırış, çağırışları kulakları deliyordu.

*Acılı günlerde insanlar genel olarak makul düşünemezler ve çok kere de tehevvürle davranırlar. Bu yüzden bu elim faciayı herkes farklı şekilde değerlendirdi. Ve halen de öyle değil mi?.. Kimileri, depremleri ‘Kader’e bağlıyor’, kimileri de ‘bunu tamamen maddi, beşeri planda düşünerek hüküm veriyorlar. Kimileri sorumlu arıyor, kimileri de sorumluluğu üzerine hiç almayıp, başka yerlere havale ediyor. Ama unutulmaması gereken bir gerçek var ki, o da, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğudur. Bu gerçek hiçbir zaman unutulmamalıdır. Herkes, özellikle de sorumlu mevkilerde olanlar bu gerçeği düşünmeli ve uhtelerindeki sorumluluklarını yerine getirmelidirler. Marmara depreminde ve daha sonra vuku bulan depremlerde ölenlere Allah’tan rahmet diliyorum. 

*Deprem nedir? Bir kader midir, kaderle bir ilişiği var mıdır? Depremde insanların, özellikle de sorumlu mevkilerde olanların rolü nedir?                                                           

Bu yazı serisinde konuyu akl-ı selim çerçevesinde ele almak istedim.

Devam edecek…

(1): “Yer şiddetle sarsıldığı, dağlar parçalandığı, dağılıp toz duman olduğu zaman” (vakıa-4, 5).

(2): “O gün her insan topluluğunu önderleri ile çağıracağız” (isra-71).

(3): “Her kim zerre miktarı hayır işlemişse onu görecek ve her kim de zerre miktarı şer işlemişse o da onu görecektir” (zilzâl-7, 8).

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23