Allah’a kulluk yapmak nasıl olacaktır?

*İnsan kendi arzusuna göre, Allah’a kulluk yapabilir mi?

- Allah’ın isteklerini, ölçülerini anlamadan ve ne şekilde yapılacağını bilmeden, kendine göre hükme varıp ve ‘Ben yaptım oldu, sen benim kalbime bak’ diyerek kendince bir kulluk çerçevesi çizebilir, tayin edebilir mi?

- Yapamaz, edemez. Yaparsa, bu Allah’ın tayin ettiği bir kulluk değildir.

*Hastanın doktoru bilmesine rağmen, doktora gitmeyip kendi kendine reçete düzenleyemeyeceği gibi veya doktora gitmesine rağmen, doktorun verdiği tedaviye uymayıp, kendine göre düzenleyemeyeceği gibi, bir insan da, Allah’a kulluğu nasıl yapacağını kendi arzusuna göre düzenleyemez.

*Çünkü Allah, ona nasıl kulluk yapılacağını Resulullah (sav) vasıtasıyla bildirmiş ve insanın nefsine, keyfine bırakmamıştır. Allah, Resul’üne tabi olmayı, Resul’ünün bildirmesine, öğretmesine ve tatbikatına göre kulluk yapılması gerektiğini söylemektedir (1, 2).

*Dolayısıyla Resulullah’a (sav) uymadan, O’nun yaptığı gibi yapmadan, hele hele ‘Kur’ân bize yeter, Resul’e gerek yok, O olmasa da olur’ demek, İman’la, İslâm’la ve kullukla bağdaşmaz.

*Müslümana düşen, ‘‘İşittik ve itâat ettik’’ diyerek (3), Resulullah’ın (sav) tebliğ, talim ve tatbikatına göre; Allah’a kulluk yapmasıdır. Allah’ın razı olacağı şekilde kulluk yapmadan, Allah’tan ümid etme (bekleme) hakkımız da yoktur.

Kulluk sözleşmesi

*Allah ile kullar arasında bir sözleşme vardır. Bu Fâtiha suresinde bildirilmiştir. Fâtiha suresi hem Kur’ân’ın bir özü, hem de Allah ile kullar arasında bir sözleşme gibidir. Müslümanlar Fatiha suresini günde en az 40 defa tekrar ediyorlar (beş vakit namazlarda).

* ‘‘Allahım, biz ancak sana kulluk ederiz ve yine ancak her şeyi Sen’den bekleriz (ümid ederiz)’’ (4) hükmünce; Önce Allah’a kulluk, O’nu tek otorite olarak tanıma ve sonra da O’ndan ümid etmek (beklemek) hakkı doğar.

- Yani: ‘Emrolunduğumuz gibi dosdoğru olacağız’.

- Yalan söylemeyeceğiz.

- Aldatmayacağız.

- Emanetlere sahip çıkacağız, hıyanet etmeyeceğiz.

- Yolsuzluk, hırsızlık yapmayacağız.

- Yetim hakkı, kul hakkı yemeyeceğiz.

- Zulüm yapmayacağız ve adaletli olacağız.

- İftira atmayacağız.

- Haklı olanı (zayıf da olsa) kuvvetli, haksız olanı da (kuvvetli, nüfuzlu da olsa) zayıf kabul edeceğiz (isterse devlet başkanı olsun).

- Helâl yoldan kazanacağız.

- Allah’ın haram saydığı yasakları yapmayacağız.

- Hased etmeyeceğiz. Fitne, fesat çıkarmayacağız.

- Birlik olacağız. İttihad-ı İslam için çalışacağız.

- ‘İki günümüzü müsavi etmeyeceğiz’. Çalışacağız, çalışacağız….

- İşlerimizi istişare ile yapacağız.

- İlme, ilim adamlarına değer vereceğiz.

- Vazife taksimi; Liyâkat esasına göre yapılıp, işi ehline havale edeceğiz.

- Üreteceğiz, fakat isrâf etmeyeceğiz.

- ‘Ben tokum ya, başkası acından ölürse ölsün’ demeyeceğiz.

- Velhasıl ‘Hududullahı’ (Allah’ın tayin ettiği hududu) ihlâl etmeyeceğiz.

- Bu ve benzeri Kur’ânî hükümler birer kulluk sözleşmesi şartlarıdır.

* Bu ölçülere (şartnameye) uymadan, ne yüzle Allah’tan bekleyeceğiz?

* Önce yaptığımız hatalarla yüzleşip, samimi bir tevbe (‘Tevbe-i nasuh’) edeceğiz.

*SONRA DA ALLAH’A İHLÂSLI, İHSÂN İÇİNDE (Allah’ı görür gibi) KULLUK YAPACAĞIZ.

 (1):‘’ De ki, ‘Eğer siz Allah’ı seviyorsanız (O’na kulluk yapmak istiyorsanız), bana (Resul) uyun’…’’.

(2):‘’De ki, ‘Allah’a ve Peygambere itaat edin!’…’’(Al-i İmran-31,32).

(3): ‘’Peygamber, kendisine Rabb’inden indirilene (Kur’âna) iman etti. Mü’minler de iman ettiler. Hepisi Allah’a, Meleklerine, Kitaplarına ve Peygamberlerine inandılar.’ Biz Allah’ın Peygamberlerinden hiçbirini ayırdetmeyiz’ dediler. Şunu da söylediler; ‘işittik ve itâat ettik’.’ Ey Rabb’imiz, Senin affını dileriz. Dönüşümüz de ancak Sanadır’’(Bakara-285).

(4): Fatiha-5