Kahrolsunlar!
İsrail’in şimdiye kadar nasıl bir mahlûk olduğunu hâlâ anlamayanlara, anlamak istemeyenlere diyecek fazla bir lafım yok.
Çünkü İsrail’e söyleyeceklerimi bu kimseler zaten üzerine alıyor!?
Bu arada İsrail, aslında Yakup (a.s.) peygamberin adıdır. Bunlar, “Beni İsrail” diye bilinseler de ne ataları İbrahim’le ne de Yakup’la hiçbir alakaları kalmamış, üzerlerine yapışan lanet mührünü silemeyen gazap ehli!
Zira atalarının, “İbrahim de bu dini oğullarına vasiyet etti, Yakup da. “Oğullarım! Allah sizin için bu dini seçti; öyleyse yalnız O’na teslim olmuş müminler olarak can verin!” (dediler).” (Bakara 132) şeklindeki vasiyetlerini çöpe atanlar, onların hak dinlerini tanımayanlar “Beni İsrail” diye kendilerini tanıtsalar da lanetli kavim olmaktan öteye geçemezler.
Bunlar değil mi (hâşâ) Allah ile savaşanlar!
Allah’ın peygamberleriyle savaşanlar, gönderilen elçileri öldürenler!
Okumakta oldukları kitapları Tevrat’ta gelecek son peygamber Muhammed’in (s.a.s.), “Hak Resul” olduğunu bile bile O’nu inkâr edenler, O’na ve Müslümanlara türlü hile ve entrikalar kuran ve Allah tarafından kendisine haber verileceğini bile bile öldürme planları yapanlar!
Hz. İbrahim’in soyundan gelmesiyle amcazadeleri olan Muhammed’i (s.a.s.) desteklemeleri, O’na ve emrine sımsıkı sarılmaları gerekirken müşriklerle birlik olup, Onunla, Müslümanlarla savaştılar…
Allah’ın elçileri yanı başlarındayken, vahyin nüzulüne şahitlik yaptıkları halde peygamberlere sırt çevirenler, onlara kafa tutanlar ve böylece Allah’a da meydan(!) okuyanlara sadece, ayetin deyimiyle, (Uhdut Ashab-ı için kullanılan) “Kahrolsun o hendek ashabı.” (Buruc 4) ifadesini kullanabiliriz.
Evet, kahrolsun o gazaba uğramış lanetli kavim!
Kahrolsun gâh maymuna gâh domuza çevrilerek zillete duçar olan aşağılık toplumun her bir neferine!
“Yahudi” denildiğinde aklına bu gelmeyene de yazıklar olsun!
“Kahrolsun” demekle elime bir şey geçmez, Müslümanlar bir şey kazanmaz, o pislik kavim ve muhipleri de zarar görmez. Ancak, İbrahim için su taşıyan karınca misali, “karınca kararınca” safım belli olsun istiyorum.
Lafı eğip bükmeden, bin dereden zalim, katil ve barbarların lehine delil aramaksızın içimden geleni söyleme hakkımı kullanıyorum.
Ve bu yüzden deklare ediyorum:
Filistin’deki vahşete sessiz kalan tüm dünyanın süper güçlerine yazıklar olsun…
Süper güçlerin bünyesindeki yardım kuruluşlarına,
Dini tarikat ve cemaat(!) liderlerine, tevbe çıkartan haham ve papazlarına yazıklar olsun!
Öyle ya! Tarih boyunca mazlum halkların yurtlarına saldırılar olduğunda…
Yüz veya altı yüz yıl öncesi değil, daha dün sayılacak kadar yakın tarihimizde Sovyetler Birliği Afganistan’a girip orayı işgal edip, tarumar ettiğinde…
Onlardan sonra da Amerika şeytanı görevi devraldığında sesi çıkmayan başta batı olmak üzere tüm dünya ülkelerine yazıklar olsun!
“İt iti ısırmaz…” tabiriyle adeta alkış çalarcasına seyirci kalan ve yeri geldiğinde “Dünyanın süper gücüyüm” naraları atanlara yazıklar olsun!
Irak başta olmak üzere tüm Ortadoğu’da taş üstünde taş koymayan, girilmedik yer, akıtılmayan kan, tarumar edilmeyen namus bırakmayan ABD’ye ses çıkartmayan AB’a, Rusya’ya, Kuzey ve Güney Kore’ye, Çin’e ve Japonya gibi ülkelere yazıklar olsun!
Yıllardır ülkeleri işgal edilmiş, sapandan başka silahı(!) bulunmayan, evlerinde öldürülmeyen veya hapse atılmayan tek yakını bulunmayan Filistin halkının en ufak bir direnişinde, Lanetli İsrail’e destek naraları atıyorsunuz…
70-80 yıldır işgal et et; öldür, öldür bitirilemeyen Mazlum Filistin’in kalan son noktasını da haritadan silmesi için yetmedi bir de silah gönderiyorsunuz.
Yazıklar olsun size, insanlığınıza, medeniyetinize, “İnsan Hakları” anlayışınıza(!).
Görebilirsek bu dünyada, göremesek de ahirette rabbim sizi kahretsin!
Biliyorum Rabbimiz bizden biraz sabır bekliyor,
“Artık sen inkârcılara mühlet ver; onlara biraz zaman tanı!” (Tarık 17). Elbet bir gün, “Zulmedenler hangi akıbete uğrayacaklarını göreceklerdir.” (Şu’arâ) diyor.
Ve bunları derken kendimize dönüyorum!
Ey ‘İslam Âlemi’ şemsiyesi altında İzzet-i İslam’ı zillete çeviren Müslüman ülkeler!
Bu ülkedeki siyasi, dini cemaat liderleri, onları “doğru-yanlış” demeden tümüyle alkışlayıp, sessizliklerine ses çıkartmayan tebaası…
Özellikle belirtiyorum, “ses çıkartmayanlar!”.
Filistinli kızın haykırışıyla: “Ârun aleyküm, ârun aleyküm, ârun aleyküm!”
Utanın, utanın, (utanma duygusunu kaybetmediyseniz) utanın; yazıklar olsun size!
Batının, Amerika’nın kul, kölesi olmuş, adı hâlâ “İslam Âlemi” içinde zikredilen kukla ülkelerin kukla liderleri(!)ne…
Bir zerre insanlığınız kaldıysa, bulunduğunuz mekânların kutsal değerleri adına utanma duygusu kalmışsa sizde ve hâlâ ses çıkartmayı düşünemiyorsanız, “Yazıklar olsun size!”.
İçimizdeki “Yahudilere, Yahudi Kafalılara, Batı Kafalılara” “diyecek lafım yok” diyerek başta söylemiştim!
Zira onlar taraflarını hiç değiştirmediğinden bu dünyada da ahirette de nasiplerini(!) bolca alacaklarına inanıyorum. Ve de İsrail’e AB’a ABD’ye söyleyeceklerimi bu kimseler zaten üzerlerine alıyorlar!?
E öyleyse: “Kahrolsun o hendek ashabı.” (Buruc 4)
Kahrolsun maymun ve domuz suratlı, lanetli kavme; İbrahim ve Yakup’un dinini değiştirenlere!