• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Nusret Reşber
Nusret Reşber
TÜM YAZILARI

“Gözümün gördüğünden korkmam!”

19 Eylül 2024
A


Nusret Reşber İletişim:

 

Başlıktaki söz, Hz. Hamza (r.a.)’ya nispet edilir.

Biliyorsunuz, Allah ve resulünün aslanı Hz. Hamza, Uhud savaşında kalleşçe vurularak şehit edildi!

“Kalleşçe” diyorum, çünkü Allah’a ve Resulüne ve de inanan müminlere savaş açanlar, hiçbir zaman Hz. Hamza’ya korku verememişlerdi ve ona yanaşamamışlardı. Ne Müslüman olmadan önce ne de sonra…

İslam düşmanı olan Ebû Cehil de, İslam’la tanışmadan önce en korkulu düşman olan Hz.Ömer de dâhil.

Şehit düştüğü Uhud savaşında o kadar korkusuzdu ki Hz.Hamza (r.a.), adeta düşman saflarını yararak ilerliyordu. O gün Allah’tan aldığı bu korkusuzluğunu şöyle dile getiriyordu:

“Sayıca bizden fazlalar fakat yine de adil bir savaş olacak. Çünkü onlar bizi görüyor, biz de onları… Ve ben gözümün gördüğü hiçbir şeyden korkmam!” 

Ve dediği gibi gözünün gördüğü hiçbir güç ona zarar veremedi.

Ancak savaşta tek hedef olarak Hz. Hamza’yı öldürmekle özel görevlendirilmiş, neticede kölelikten kurtuluş vaat edilen köle Vahşi, sinsice, uzaktan attığı mızrakla şehit edebildi!

Bu yüzden, insanlık tarihinde insan için en tehlikeli/zararlı düşman, görünmeyen ve bilinmeyeni olmuştur. 

Bu bazen insanın başta nefsi olur... 

Nitekim kontrol edilemeyen nefis, insanı geri dönüşü mümkün olmayan korkunç sonuçlarla yüzleşmeye götürebilir!

Malumunuz, ilk insan, ilk peygamber ve eşi, nefislerinin kurbanı olmuşlardır.

Dizginlenemeyen nefse, hele bir de en azılı düşman şeytan hükmetmeye başlamışsa sonucunu siz düşünün! 

“Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır.” (Yûsuf, 5)

Bazen insan için en korkulu düşman, insanın yaptığı gizli günahları, hata ve kusurları gelir.

Bu yanlışlar bir gün açığa çıktığında insanın çehresi döner.

Bunlara kılıf bulmak, örtbas etmek için, bugün yurdun gündemini meşgul eden Diyarbakırlı Narin vahşeti gibi yapmayacağı şey kalmaz!

Bilirsiniz, en cesur insanları, iyisiyle kötüsüyle bizzat yakınları ele vermiştir.

Dağ eşkıyasından tutun kitlelerin gönlünde taht kuran kahramanlara kadar.

En yıkılmaz devletleri, imparatorlukları içlerinde gizlenmiş sinsi yapıların yıktığı gibi…

Hz. Ömer’i, Hz. Ali’yi karşıdan görünerek “ben seni öldüreceğim” diyenler değil, kimliklerini gizleyen sinsi katiller sürüsü öldürmüştür, şehit etmiştir.

Hatta Hz. Osman’ı öldürenler de içeride misafir kalanlar şehit etmiştir.

Bugün gizli düşmanlarımız, dahası korkularımız oldukça fazla!

Teknoloji dediğimizde birileri başka taraflara çekiyor.

Teknolojinin, bilginin doğru amaçlarla kullanıldığında tabii ki korkulacak hiçbir yanı yok.

Bilgi ürünü teknoloji, onu bizlere bahşeden Allah rızası uğrunda, insanlık faydasına kullanıldığında hem madden hem manen faydası şüphesizdir.

Doğru kullanılmadığında, insanlığın yok edilmesi için kafa yorulduğunda felakettir, dünyanın sonuna hızla götüren bir araç olur.

Katilin, hırsızın, cani ve namus bilinci olmayanın elinde her bilgi, modern teknoloji ürünü, birer silahtır, dinamittir, felakettir!

Organ bağışı gibi… Konumuz değil tabii ama.

Organ bağışı, bağışlayan için iyiliğiyle, faydasıyla bilinen bir insana yapılması ne kadar faydalı ve sevapsa, şerriyle insanların başına musallat olana yapılması da keza hayır ve fayda değil, bir şerdir.

Yapılan her şerre bağış yapan da ortaktır!

Hepimizin evlerine bugün nüfuz eden teknoloji ürünü internet, akıllı telefon ve diğer nice araç ve gereçler, dikkat edilmediğinde, sadece ihtiyaç oranında ve faydalı yönlere kullanılmadığında bizim için, dün Lübnan’da çok küçük bir örneğini gördüğümüz patlamalar gibi birer felaket olacağını daha iyi anlıyoruz.

Cebinizde kartlarınız var. Bir ihtiyaç esnasında nakidiniz yoksa kullanabileceğiz güzel ve kolaylaştırıcı harcama vasıtası. Yanınızdan geçen birileri, siz farkına varmadan boşaltabiliyor!

Hiç kimse sizin faydanıza diye bedava bir paylaşım yapmıyor, yapmaz da.

İnternette YouTuber’ların paylaştığı her bir videonun başında veya sonunda mutlaka “üye olun…” veya “beğeni bırakın” diye mesai da paylaşılmaktadır.

Bu en masum olanı!

Çocuklarımızı avutmak, başımızdan savmak için kendi başlarına eğlensinler diye baş başa bıraktığımız videolar, paylaşımlar da öyle.

Çocuklarımızın veya bizim izlediklerimizle uyanıklar, daha güzel para kazanmak ve senin hayal etmediğin yerlerde tatil yapmak için yaptıklarını unutuyoruz, es geçiyoruz.

Evet, bugünkü teknoloji çağında teknolojinin en ileri düzeyini yakalamak ve faydalanmak için çabalamak şarttır. 

İnsanların felaketi için değil, faydası için…

İnsanlığın daha mutlu, müreffeh bir hayat yakalamaları için bu yönde çaba sarf etmeliyiz.

Daha çok önemini bugün anladığımız milliliğe, yerliliğe bir kez daha önem vereceğiz!

Aksi takdirde elin gâvuru sen evinde eğlenirken, gezerken topluca, üstünden para kazanarak sana sattığı gelişmiş teknolojiyle kendi yerinden kalkmadan seni vuracağını unutmayalım.

Hatta daha da ileri giderek, kendi avına düşürdüğü “benim çocuğumdur” dediğin evlatlarını, en yakınlarını kullanarak belki de.

Allah sonumuzu hayır eylesin.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Vehbi

Öylede böylede öleceğiz.Şimdi en büyük düşmanımız,hakkın üzerine batıl oynayan,sureti haktan görünenlerdir.Her nasıl.rol.yaparlarsa yapsınlar,Furkan ve Rasül onları deşifre ediyor,zaten pislik ķüpleri ya sızdırıyor ya kokuyor.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23