Ak Parti, minareyi düzeltmeli!

Duymuşsunuzdur, Mimar Sinan, Süleymaniye (veya Selimiye) Camii’nin inşaatını tamamladıktan sonra bu şaheseri ziyaret etmek için her taraftan halk oraya akın eder…

Tam bu sırada bir çocuk, arkadaşlarına, “Bu minarelerden biri eğri” şeklinde söylenir. 

Bunu duyan Mimarbaşı Sinan çocuğun yanına giderek, “Evladım, hangi minare eğri?” diye sorar. Çocuk, “Şu minare” deyince Sinan, bir ciddiyetle ustalarını çağırır, büyük bir halat getirtir, minareye bağlatır ve çocuğa, “Bak yavrum, biz minareyi çekip doğrultacağız, eğriliği düzelince bize haber ver” deyip ustalarına da, “Haydi, çekin halatı” emrini verir. 

Uzunca uğraştan sonra çocuk, “Tamam, durun! Şimdi düzeldi, eskisinden daha güzel oldu” der.

Ustalardan biri, “Üstat,  minarenin eğri olmadığını bildiğiniz halde neden düzeltmeye kalkıştınız” deyince Sinan, “Minarenin eğri olmadığını ben de biliyorum. Ancak bunu yapmasaydık bu yanlış intiba çocukta kalacaktı. Buradan her geçtiğinde kafası minarenin eğriliğine takılacak, mabedin güzelliğini göremeyecekti. Ve bu yanlış düşünce, halk arasında da yayılacak, gerçekmiş gibi kalacaktı.” 

•

24 Ağustos’ta kuruluşunun 22. Yılı kutlanan Ak Parti, bugüne kadar, saymakla bitmeyecek devasa hizmetler gerçekleştirdi. 21 yıllık iktidar sürecinde Ak Parti’nin, “yanlışları hiç olmadı” diyemeyiz tabii.

Ancak Türkiye’de ilk, dünyada sayılı olan birçok hizmetleri ve doğruları görmeyip, sadece hatalarını görmek çok insafsızca, nankörce ve art niyetli bir yaklaşım olur!

Nedense kimileri doğruları/başarıları değil de sadece hata ve eksikleri görmek; bardağın dolu kısmını değil de, boş kalan kısmını öne çıkarmak niyetinde.

Yıllarca devletin her kademesine sızmış/sinmiş olan FETÖ, Ak Parti’yi ilk yıllarında kirli emellerine alet etmek, ele geçirmek istedi, başaramadı. Kendisi yerle yeksan olunca bu sefer, yaptıkları ne kadar pislik, alavere, dalavere, adam yerleştirme/ kayırma varsa hepsini Ak Parti’ye yamamaya kalkıştı.

Oysa her yere adamlarını sokmak için ömürleri soru ve emek hırsızlığıyla geçti bu örgütün. Darbe kalkışmasıyla en çirkef yüzlerini gösterip, ortadan kayboldular ama baş edemedikleri Ak Parti’ye, hâlâ sosyal medyada, haber altı yorumlarda, “hırsız, yetim malı yiyen, adalet gözetmeyen, rüşvet yiyen, adam kayıran…” iftirasında bulunuyorlar. 

Onun izinden ayrılmayan ve her seçimde, boyunu posunu gören ve arlanmayan muhalefet de ne yazık ki aynı dili kullanıyor...

Bunların da tek beslendikleri kaynak bu kalmış ellerinde!

•

Fakat Ak Parti de, kendisine karşı yürütülen FETÖ kaynaklı bu iftira dilinin önüne geçmeli ve kökünü kurutmalı artık…

Ak Parti, bunca yıl, her yaptığı, büyük başarılara imza sayılan hizmetlerini, halka unutturmamak için daha da gayret göstermeli. 

Zira hizmetler nedense çabuk unutuluyor!

Dahası en tepeden en dibe kadar görevlendirdiği adamlarına daha dikkat etmeli. 

Çünkü tepede başlatılan faydalı hizmetlerin alt kademeye inildikçe imajı zayıflıyor.

İktidar, seçmenine verdiği sözleri birer birer yerine getirirken, kırgınlığa sebebiyet vermemeli.

Kendisine oy veren, vermeyen (ayrım gözetmeksizin) tüm vatandaşlarına hizmet götürürken, tabanın asıl dertlerini de unutmamalı.

Partisi uğruna canını ortaya koyan, canhıraş çalışan, kavga güden seçmenine, “neden her türlü çaba, gayret benden; hizmeti ise partime oy vermeyen, bir kaşık suda boğmak isteyen alıyor?” dedirtmemeli. 

İznimi kullandığım deprem bölgesi memleketimde, yerinde gördüğüm hizmetleri görmemek için kör ve nankör olmak lazım.

Bir veya birkaç konteyner verilmeyen aile yok neredeyse!

İçinde 7/24 çalışan klimalarından ranzalarına, dağıtılan erzak ve sudan giysilerine kadar her şey dağıtılmış, devam da ediliyor.

Neredeyse her ailede birkaç kişinin hesabına asgari ücret kadar yardım yapılıyor.

Hiçbir eksikleri olmayan depremzedenin içinden, istisna da olsa, köşede/kuytuda unutulan, istekleri verilmeyen, mağdur edilen birileri de çıkabiliyor.

Bu mağdur edildiğini söyleyenler, onca hizmetlere rağmen küsebiliyor, partiyle ilişkilerini koparmaya kadar gidebiliyor.

Gerekçeleri:

“İşe alımlarda yakınlarını kaybedenler önceliklidir…” denildiği halde “çocuklarından, yakınlarından hiç kimsenin işe yerleştirilmediği…”

“Filan kurumda işe alım müracaatı var denildiği halde öncesinden aynı kurumda işe başlayanların olduğu...”

Ak Parti seçmeni olduğunu bildiğimiz yakınlarımızın sitemlerini, kırgınlıklarını dinlediğimizde biz de şaşırıyoruz…

Lakin her memleket ziyaretimizde: “İşte gazetecidir, eksik ve yanlışları söylüyoruz, yazmıyor; kim sesimizi duyuracak?”  demekten de vazgeçmiyorlar haklı olarak.

Ve sonuçta, samimi birkaç kişiden aynı şeyleri duyunca, “varsa bir yerlerde yapılan yanlış, partinin adını karalamak isteyenler, düzeltilsin” düşüncesiyle (bardağın dolu tarafını atlamadan) bunları yazmayı gerekli görüyoruz.

İstiyoruz ki, ilklere imza atan, hizmetleriyle dolu yıllarını övünçle kutlayan Ak Parti’nin, “Bu minarelerden biri eğri” hikâyesinde olduğu gibi tüm güzel hizmetlerinin görülmesine engel kalmasın! 

Eğri sanılan veya göz ardı edilen açıklarını (varsa) kapatsın, yerel seçimlere gidilen bir zamanda yara almasın ve kimse de küsüp köşesine çekilmesin…