M Çiçeği ve çocuklar: Burundi’de endişe veren gelişmeler

Dünyada enfeksiyon hastalıklarıyla mücadele giderek daha karmaşık hale gelirken, Burundi'de çocukları etkileyen M çiçeği (mpox) salgını, hepimize ciddi bir uyarı niteliği taşıyor.

UNICEF Doğu ve Güney Afrika Bölgesel Sağlık Danışmanı Paul Ngwakum’un son açıklamaları, küçük yaşlardaki çocukların salgının yükünü çektiğini gözler önüne serdi.

Ngwakum’un ifadesiyle, Burundi’de bildirilen M çiçeği vakalarının %30’u 5 yaş altı çocuklardan oluşuyor.

Bu, oldukça çarpıcı ve endişe verici bir oran.

Çünkü bu yaş grubundaki çocuklar, bağışıklık sistemlerinin henüz tam anlamıyla gelişmemiş olması nedeniyle enfeksiyonlara karşı daha savunmasızdır.

Çocukların bu salgının yükünü taşıyor olması, Burundi'de hem aileleri hem de sağlık sistemini büyük bir baskı altına sokuyor.

Ngwakum, "Burundi'de bildirilen yaklaşık 600 vakanın üçte ikisi 19 yaş altı çocuklar. Bu nedenle hedefli müdahalelere acilen ihtiyaç var," diyerek duruma ne kadar acil bir müdahale gerektiğini bir kez daha vurguluyor.

Burundi’de henüz M çiçeği kaynaklı bir ölüm vakası görülmemiş olması sevindirici bir haber olsa da bu, rehavete kapılmamız gerektiği anlamına gelmiyor.

Ngwakum’un da belirttiği gibi, "Coğrafi alan hala sınırlı ve ortak çabayla virüsün yayılmasını sınırlayabiliriz." Ancak bu, çok daha fazla dikkat ve destekle mümkün olacak.

Afrika'da bu yıl tespit edilen toplam M çiçeği vakası sayısı 25 bini aşmış durumda ve virüsün ölümcül olabileceğini biliyoruz.

DSÖ Sözcüsü Margaret Harris’e göre, bu yıl Afrika’da M çiçeğinden 723 kişi hayatını kaybetti.

Özellikle Burundi, Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Nijerya gibi ülkeler, salgının en fazla görüldüğü yerler olarak öne çıkıyor.

Burundi’de 16 Eylül’de okullar yeniden açıldı.

Okulların açılmasıyla birlikte çocuklar arasındaki bulaş riskinin artabileceğini göz ardı etmemek gerekiyor.

Özellikle, "son 3 haftada vakalarda yüzde 40’tan fazla artış yaşandığı" gerçeği, salgının kontrol edilmesi gerektiğini acil bir öncelik haline getiriyor.

Sağlık yetkilileri, okulların yeniden açılmasıyla birlikte hedefli müdahalelere ve salgının kontrol altına alınmasına yönelik çabaları yoğunlaştırmalı.

Çocuklarımızın hayatını korumak için salgınla mücadelenin ciddiyetini anlamalı ve harekete geçmeliyiz.

Bu süreçte hem yerel hem de uluslararası destek daha da önem kazanacak.

Salgınların çocuklar üzerindeki etkilerini en aza indirmek, dünya genelinde hepimizin ortak sorumluluğu olmalı.

Virüsü kontrol altına alabiliriz, ancak bunun için sadece sağlık otoritelerine değil, toplum olarak hepimize görev düşüyor.

Allah'a emanet olun ...