Akran zorbalığına maruz kalan çocuğu yeniden kazanmak
Okullarda yaşanan akran zorbalığı, bir çocuğun hayatında derin yaralar açabilir.
Bu noktada, sadece çocuğun ailesi değil, aynı zamanda öğretmenler, arkadaşları ve okul yöneticileri de devreye girmelidir.
Zorbalık mağduru bir çocuğu yeniden kazanmak, onun duygusal dünyasında iz bırakan yaraları iyileştirmek, büyük bir hassasiyet ve dikkat gerektirir.
Zorbalık mağduru bir çocuk, kendini yalnız, değersiz ve dışlanmış hissedebilir.
Bu durumda, öncelikle çocuğun hislerinin ciddiye alınması ve ona değer verildiğinin gösterilmesi çok önemlidir.
Çocuğun duygularını paylaşması için ona açık bir alan sunulmalı ve zorbalığa uğradığını anlattığında “Abartıyorsun” ya da “Bu senin suçun değil mi?” gibi tepkilerle karşılaşmamalıdır.
Her fert, yaşadığı zorbalığın kendi gözünden ne kadar büyük olduğunu hisseder ve bu hisse saygı duymak zorundayız.
Zorbalığa uğrayan çocuk, genellikle arkadaş grubundan dışlanmış ya da izole olmuş durumdadır.
Bu izolasyonu kırmak için arkadaşlarının, çocuğa karşı daha duyarlı ve kapsayıcı bir tavır sergilemesi önemlidir.
Burada özellikle okul yöneticileri ve öğretmenler, sınıf ortamını yeniden düzenlemeli, çocukları empati kurmaya teşvik eden aktiviteler düzenlemelidir.
Mesela, arkadaşlık temelli küçük gruplar oluşturulabilir ve bu gruplar, zorbalığa uğrayan çocuğu yeniden sınıfın bir parçası haline getirebilir.
Öğretmenler, çocukların sosyal ilişkilerini yakından gözlemleme fırsatına sahiptir.
Zorbalık mağduru bir çocuğun derslerdeki başarısızlıkları, konsantrasyon eksikliği ya da ani sinir patlamaları, genellikle zorbalık belirtilerindendir.
Bu noktada öğretmenler, çocuğu suçlamadan, ona destek verici bir tutum sergilemelidir.
Çocuğa "Seni dinliyorum, senin yanındayım" mesajını vermek, çocuğun yalnızlık hissini hafifletecektir.
Okul yöneticilerinin en önemli görevlerinden biri, tüm çocuklar için güvenli bir okul ortamı sağlamaktır.
Zorbalığa sıfır tolerans politikaları uygulanmalı ve bu politikalar hem öğrencilere hem de velilere açıkça iletilmelidir.
Yönetim ayrıca, zorbalığa karşı alınan önlemleri sürekli gözden geçirip güncellemeli, mağdur çocukların korunmasını en ön planda tutmalıdır.
Okulda, zorbalık durumlarında başvurulacak bir danışman ya da psikolog olması da çocuğun yaşadığı travmayı anlaması ve bu travmayı atlatmasına yardımcı olabilir.
Zorbalık mağduru çocuklar, bazen okul yöneticilerine ulaşmakta çekinebilir.
Ancak, güven dolu bir ortamda, çocuklar rahatlıkla sorunlarını dile getirebilirler.
Akran zorbalığına maruz kalan bir çocuğu yeniden topluma kazandırmak, sadece çocuğun kendisiyle ilgili değildir.
Bu süreç, okulun tamamının bilinçlenmesini ve dayanışma içinde olmasını gerektirir.
Her bireyin sorumluluk almasıyla, bu tür olumsuzlukları en aza indirmek mümkün olacaktır.
Çocuklar, karşılaştıkları zorbalıklara karşı güçlü bir destek bulduklarında, daha dirençli ve öz güvenli bireyler olarak hayata devam edebilirler.