• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mustafa Çelik
Mustafa Çelik
TÜM YAZILARI

Köpekperstlerin siyaset üzerindeki vesayetleri

31 Temmuz 2024
A


Mustafa Çelik İletişim: [email protected]

 

Şehirler, insanların yaşam alanlarıdır, hayvanların değil. Şehirleri hayvanların yaşam alanına dönüştürenler, hayvanları insanlardan üstün görenlerdir. Evlat sahibi olmak yerine köpek sahibi olmayı tercih edenler, şehirlerimizi saldırgan köpeklere teslim etmek istiyorlar.

Sosyal medyada hemen her gün birkaç köpek haberi görüyor insanlar. Türkiye’de 4 milyon kedi ve 2 milyon köpeğe evcil hayvan olarak bakıldığı tahmin ediliyor. Türkiye’nin yüzde 19’unun kedi, yüzde 6’sının köpek sahibi olduğuna dair araştırmalar var olduğu yönünde bilgiler söz konusu. Sokak köpeği veya başıboş köpek; köylerde, şehirlerde yaşayan serbest köpeklerdir. Yabani köpek türleri, şehirlerin ve yerel insan nüfusunun olduğu her yerde yaşar. Sokaklarda büyüyen yavru köpekler; sahiplerinden ayrılmış, sahipleri tarafından terk edilmiş veya hiç sahip olunmamış vahşi hayvanlar olabilir. Sokak köpeklerinin bulunduğu yerlerde köpek ısırığı, köpek saldırıları, köpek sebepli kazalar meydana gelmektedir. Bazı ülkelerde kuduz büyük bir sorundur. Ülkedeki sokak hayvanı sayısının 10 milyondan fazla olduğu tahmin edilmektedir. Bunların da yarısı köpek. Bir köpek ortalama 6 ila 8 adet yavru köpek doğurabilir ancak bu sayının 15 hatta 20’ye kadar çıktığı kaydedilmiştir. Bir dişi köpek yılda üç veya dört kez döngü yapabilir. Ancak çoğunun yılda yaklaşık altı ay arayla yalnızca iki döngüsü vardır. Ancak, aynı yıl içinde bir dişinin iki kez üremesi birçok yetiştirici tarafından hoş karşılanmaz.

Bizim sözlüğümüzde “İnkılap” diye bir kelime var. “İngılab”, değiştirmek, dönüştürmek demek. Öbürü ise “köpekleşme” “Kelpleşme” anlamına gelir. Hatta meşhur bir söz vardır. Tam olarak açıklamak gerekirse Tahir Efendi bir gün bir olaydan ötürü Nef’i’ye kelp (köpek) der. Bunu işiten Nef’i ise söz konusu dörtlüğü kaleme alarak hem köpeğin tahir (temiz) bir hayvan olduğunu, bu yüzden bu “kelp” sözünü bir iltifat olarak kabul ettiğini, hem de ufak bir kelime oyunuyla kendisine göre de Tahir’in köpek olduğunu söylemiş olur. “Tahir efendi bana kelp demiş / İltifatı bu sözde zahirdir / Maliki mezhebidir mezhebim zira / İtikadımca kelp Tahir’dir.”

Batılılar “Gazeteci, halkın bekçi köpeğidir” derler. Bazıları da ‘Gazeteci, iktidarın değil demokrasinin bekçi köpeğidir’ derler. Köpeklik hiçbir şekilde Müslümana göre değil, isteyen buyursun alsın. Kur’ân-ı Kerim’de ilmini dünya menfaatine alet yapan Bel’am köpeğe benzetilmiştir.

“Kendisine âyetlerimizi verdiğimiz hâlde, onlardan sıyrılıp da şeytanın kendisini peşine taktığı, bu yüzden de azgınlardan olan kimsenin haberini onlara anlat.

Dileseydik o âyetlerle onu elbette yüceltirdik. Fakat o, dünyaya saplanıp kaldı da kendi heva ve hevesine uydu. Onun durumu köpeğin durumu gibidir: Üzerine varsan da dilini sarkıtıp solur; kendi hâline bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte bu, âyetlerimizi yalanlayan toplumun durumudur. Şimdi onlara bu olayları anlat ki düşünsünler.” (Araf Sûresi/ 175-176)

Köpek bir hayvandır. İnsan ekmel-i mahlûkat, eşref-i mahlûkat olabildiği gibi, “Belhum adal / hayvandan da aşağı” bir mahlûka dönüşebilir. O babda bazı insanların hal ve hareketleri bazı köpekgillerden türlere benzetilebilmektedir.

“Köpek köpeği ısırmaz” diye bir söz vardır. Aç köpeklerin arasına yağlı bir kemik parçası at bakalım, ısırıyorlar mı, ısırmıyorlar mı? Kimileri kendileri köpek besler, kimileri kiralar. Köpek her zaman köpekliğini yapar...

Köpekler mahalleyi sahiplenir gibi görünse de, zaman olur mahalleliye de saldırır... Köpeklerin arz-ı ihlas ettikleri kendilerine yal ve kemik veren efendileridir... Ve köpekler sürü halinde dolaştıkları zaman genelde daha tehlikeli olurlar... Bazen efendilerine de saldırırlar... Bizim geleneğimizde “haberci”, “güvercin”dir. Ya da “hüd hüd kuşu”, “posta beygiri” vardır. “Posta güvercin”i vardır... Her ikisi de saldırgan bir kimlik ifade etmez... “köpeklik” çatışmayı ifade eder.

Köpekperstlerin siyaset üzerindeki vesayetlerinin bir sonucu olarak artık sokaklar ve parklar çocuklar için güvenli olmaktan çıkmıştır. İnsan hayatını ve insan sağlığını tehdit eden bir soruna dönüşmüştür. Başıboş sokak köpekleri şehirlerin ortak temel sorunu olup memleket için bir güvenlik meselesidir. 

Türkiye’de köpekperstler, siyasilere diyorlar ki; “Sokaklar köpeklere aittir. İnsanlar olarak bizler onların yaşam alanlarını işgal ettik. Şimdi çoğunluğu ele geçirdiler. Köpekler nasıl isterse öyle yaşamalılar. Bizlerin söz söylemeye hakkımız yok”. Evet, aynen böyle diyorlar. “Sokak Köpeği” tabiri yeni icad edilmiş bir tabirdir. ‘Sokak köpeği’ tabiriyle parklarda, bahçelerde, caddelerde ve okul önlerinde dehşet saçan köpeklere dokunulmazlık kazandırmaya çalışıyorlar.

Sokakları sosyal medyadan beslenen ve köpeklere teslim etmek isteyen kaosçulara, rantçılara, insana değer vermeyen, bu uğurda köpekleri de suiistimal eden sözde hayvan severlere teslim etmek istemiyorsak, bu mesele üzerinde ciddi manada durmalıyız. 

Sahipsiz köpekler ciddi bir ekonomik kaleme dönüşen mama sektörünün, başıboş köpekler ise yasal olmayan ve büyük paraların döndüğü “sahiplendirme” sektörünün sokağa yansıyan sonuçlarıdır.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

AMAÇ köpek değil AK partiyi başarısız etmek!

Sokak köpekleri ve her konuda Cumhur ittifakı başarı sağlamasın isteniyor köpekleri bahane ediyorlar Anayasa konusu olsun ne olursa olsun yeterki Cumhuittifakı başarı sağlamasın PKK yı da saldıgan sokak itlerinide savunurlar arka planda Cumhurittifakı düşmanlığı var hala anlamadınız mı?

CHP li beldiyeleri göreceğiz Sorumluluk Üzerlerinde

sokak köpekleri konusunda hükümet karar çıkardı AYM ye taşıyacaklar yapmayacaklarmış o halde sorumluluk CHP ve saz arkadaşlarında bunu herkese anlatmalı halkta bu konuda suçlunun CeHaPe olduğunu bilmeli artık!
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23