Türkiye ve Katar’ı bekleyen büyük tehlike
Allah’ın adıyla...
*
“Mü’minlerden öyle kullar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.” (Ahzab/23)
Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye şehit düştü. Allah celle ve âlâ, onu nebîmiz, seyyidimiz, mürşidimiz Muhammed Mustafa aleyhisselam hazretlerine komşu eylesin.
Haniye, Allah celle ve âlâ hazretlerine verdiği sözü tuttu.
Ailesi şehit olduğunda dik durup tevekkül ederek, “Ailemin şehitleri halkımızın şehitleridir ve halkımızın şehitleri de benim ailemdir, dolayısıyla şehitler arasında hiçbir fark yoktur.” demişti.
Her Müslüman siyasetçi için Haniye’de örnek alınması gereken hasletler olduğu şüphesiz.
Allah celle ve âlâ hepimize şehadet nasip etsin. Ama her şeyden evvel, Müslümanlara İslami şuur nasip etsin!
Cihad, illa cihad, ille de cihad! Askeriyede, siyasette, medyada, sanatta, eğitimde, akademyada, her alanda cihad.
Korkmadan, çekinmeden, Allah’ın rızasını kazanmak için cihad.
SUİKAST İRAN’DA
Cihadın en güzel örneklerinden birini sergileyen Hamas’ın siyasi büro başkanı Haniye, İran’ın yeni cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’ı ziyaret etti. Ardından Tahran’daki konutuna geçti. Bu sırada siyonist alçaklar tarafından şehit edildi.
Suikastın İran’da gerçekleşmesi, akıllara onlarca soruyu getiriyor. Ancak şimdilik komplo teorisi mesabesinde kalacak bu konulara girmeye gerek yok.
Ucunda Türkiye ve Katar’ın da olduğu tehdidi dile getirmek, komplo teorilerinden daha faydalı olacaktır.
İSRAİL’İN SALDIRI TEHDİDİ
İsrail, 2023’ün sonlarında, Türkiye, Katar ve Lübnan’da yaşayan Hamas liderlerini öldüreceklerini söylemiş ve Mossad’ın suikast planladığını ilan etmişti.
Türkiye bu tehdide sert cevap vermiş, Başkan Erdoğan, “Bedelini çok ama çok ağır öderler” demişti.
Hamas liderlerine yönelik ilk büyük saldırısını İran’da gerçekleştiren İsrail’in, içeriden istihbarat aldığı çok net. En savunmasız anında, evine girerken Haniye’yi hedef alan terör devletinin eli, sözde en büyük düşmanı İran’daki yerel halka kadar uzanıyor.
Haşa, “kadiri mutlak İsrail” algısına karşıyım. Her yerde elleri kolları var, demiyorum. Güçlerinin her şeye yeteceği algısına başından beri karşıyım. Söylemeye çalıştığım şey şu, sadece bir gammazcı veya en ufak bir güvenlik açığı dahi Müslümanlar için büyük tehdit. Örneğini dün gördük.
TÜRKİYE, LÜBNAN VE KATAR’I BEKLEYEN TEHLİKE
Şimdi Türkiye, Katar ve Lübnan’da gerçekleşmesi muhtemel saldırılar akıllara geliyor.
Zira Mossad’ın kaşıdığı ırkçılık belasının Kayseri’de patlak verdiğini, bir gecede Suriyelilerin evlerinin, iş yerlerinin ateşe verildiğini gördük. Hemen ardından Mossad’ın sosyal medya paylaşımları ve Suriye’deki Türk yetkilere gelen saldırılar...
Türkiye’de halkı sokağa dökmeye çalışan Mossad’ın ülkemizde casuslarının olduğu çok açık.
Yakalanan onca Mossad ajanını hatırlayın, sakallı, Cübbeli adamlar ve başörtülü kadınlar... Bizden gibi görünen casuslar.
Kaldı ki bir de çifte vatandaş saçmalığı var. 7 Ekim’den sonra İsrail ile çifte vatandaş olanlar hızlıca Türk vatandaşlığından atılmalı ve İsrail’e gönderilmeliydi. Yapıl(a)madı. Şimdi bunların çok yakından incelenmesi ve takip edilmesi şart oldu.
Haniye suikastı sonrası İsrail devleti ile zerre miskal bağlantısı olan herkes MİT’in yakın takibinde olmak zorundadır.
Ve kanaatimizce, olası bir saldırı girişimi, Türkiye’ye yönelik savaş ilanı olarak değerlendirilmelidir.
Türkiye topraklarında Müslümanlara yapılacak siyonist saldırı, ülkemize meydan okumaktır.
Ve minallâhi-t Tevfîk.