• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Muhammet Seyfullah Maden
Muhammet Seyfullah Maden
TÜM YAZILARI

Başörtülü kemalistin cehaleti

24 Haziran 2024
A


Muhammet Seyfullah Maden İletişim:

Allah’ın adıyla...

Akit’teki ilk yazım. Doğduğumdan bu yana Akit ailesinin parçasıyım. Allah nasip etti, gençlik yıllarımda editörlük yapmaya başladım. Şimdi de köşe yazıyoruz, elhamdülillah. Allah’tan muvaffakiyet diliyorum. Dua buyurun.

*

Aylardan Mart’tı. Sabah erkenden Kadıköy’de, Güven Sokak’ın girişinde buluşmuşlardı, bahar serinliği vardı.

Erkekler kol kola girmişti. Koyu gri pantolonları, lacivert ceketleri, beyaz gömlekleri buruş buruştu. Biraz daha ısınabilmek için yakalarını kaldırmışlardı.

Saatler geçti, öğle saatlerinde hava ısındı, ceketlerini omuzlarına aldılar. Baharın güzelliği buydu, sabah serin, öğle vakti yakıcı sıcaktı.

Hareket etmiyorlardı, bağırmıyorlardı, slogan yoktu, taşkınlık yapmamışlardı. Sadece bekliyorlardı. Kol kola…

Kızlar, erkeklerin arkasındaydı. Yere oturmuşlardı. Onlar da kol kolaydı. Siyah – beyaz kareli başörtüleri vardı. Gömleklerinin üstünde süveter veya sweatshirt giymişlerdi. Yine kareli, damalı eteklerinin altında spor ayakkabıları dikkat çekiyordu. Ağlıyorlardı. Kol kola ağlıyorlardı.

Erkekler, yerdeki kızların önünde barikat kurmuştu. Onların önündeyse kasklı, elleri coplu, tam teçhizatlı polisler duruyordu. Bazılarının elinde cop değil, biber gazı vardı.

Polislerden biri ilerledi, etten duvar ören erkeklerin üzerine yürüdü, özgüvenliydi.

Gür sesiyle bağırdı; “Ne bekliyorsunuz lan siz?

Erkeklerden biri… İsmi Ömer.

Kafasını uzattı; “Otobüs bekliyoruz, sorun mu var?

Bu olayın ardından ailesi, Ömer’e 30 gün rapor almak zorunda kaldı. Okula gidemedi.

*

Ömer’in, “Otobüs bekliyoruz” demesi boşuna değildi. Zira Kadıköy İmam Hatip önünde her gün eylem vardı. Tabii ki polis de eksik değildi. O eylemlere polis 10 otobüsle gelirdi. Hiç şaşmaz. 5 otobüs polis dolu, diğer 5’i ise boş. Sadece şoförleri var.

Peki neden boş otobüs gönderiyorlardı?.. Tabii ki gözaltına alınan öğrencileri götürmek için. Bu ve benzer olaylar yıllarca devam etti. 28 Şubat sonrası Türkiye’sinde, 2000’lerin ortasına kadar buna benzer zulümleri yaşadı bu ülke.

İmam hatiplerin önünde her gün eylemler oldu. Yalnızca okullarda değil, meydanlarda da hakkı haykıranlar eksik olmadı.

Hiç unutmadığım 3 olayı anlatmak istiyorum.

Birincisi, Eyüpsultan meydanda polisler, haklarını arayan başörtülü kızlara sopalarla saldırdı, yerlerde sürükledi.

İkincisi, merhum Mustafa Karahasanoğlu ağabeyin öncülüğünde, 2 yıl boyunca “Başörtüsü İçin Dua Eylemi” yapıldı. Her Pazar, Akit ve okurları Eyüp’te bir araya geldiler. 28 Şubat artıklarına karşı eylem yaptılar. Hakkı haykırdılar. Merhum Mustafa ağabey bir kez dahi o eylemleri kaçırmadı. Eski İstanbul Valisi, adı lazım değil, Mustafa ağabey ile görüştü, “Bunu senin organize ettiğini bilmiyorum sanma” dedi, üstü kapalı tehdit etmeye kalktı.

28 Şubatçılara karşı, “Sultanahmet Muhtırası”, “Laikçi Vahşet Azıttı”, “Bellendiniz Paşam” vb. birçok manşet atan Akit’i tehdit edebileceğini sanıyordu. Yazık…

Bu eylemler 2 yıl sonra son buldu, bugün halen hayatta olan bir Akit okuru, tek başına uzun zaman Pazar günleri Eyüp meydanına gitti ve eylemine devam etti. “Ağabey artık eylem bitti” dendiğinde, “Sorun bitti mi ki eylem bitsin” dedi. Bu davanın efsanesidir. Akit okuru işte. Allah kendisinden razı olsun.

Üçüncüsü, eylemlere gelen boş otobüslere kız imam hatip öğrencileri dolduruldu, karakola değil, Gebze’ye götürüldü. Polisler, kızları akşamın bir vakti Gebze’de yol kenarına bırakıyordu.

Yıllar öncesinden bahsediyoruz. Cep telefonu yaygın değil. Hepsinin cebinde para da yok. Parası olanlarda da anca okul harçlığı… Benzin istasyonlarında telefon edebilenler ailelerine ulaştı. Farklı noktalarda bırakılanlar, insanların vicdanlarına kaldılar. Otobüsler dolusu kız öğrenci... Otostop çektiler, evlerine gecenin bir yarısı dönebilmek için. Bir vasıta bulabilmek için kilometrelerce yürümek zorunda kaldılar. Tek dertleri var, başörtüsü ile okula gitmek. Ülkeye bak!..

Sözde kadın hakları savunucusu seküler dernekler, vakıflar, aktivistler… Hiçbirinin çıtı çıkmadı. Bugün de çıkmıyor. Cehennemin dibine kadar yolları var.

*

Katsayı zulmü, başörtüsü yasakları yıllarca devam etti. Ağabeylerimiz, ablalarımız yıllarca direndi, canlarını, özgürlüklerini hiçe saydı.

Öz ağabeyim kavgalara karıştı, yaralandı, katsayı zulmüne rağmen imam hatipten ayrılmadı, ÖSS’de ilk 550’ye girdi, puanı kırıldı ve açık öğretim okumak zorunda bırakıldı, davasından bir an vazgeçmedi, denkliği olmayan başka bir üniversitenin Türkiye şubesine devam etti, iki fakülte bitirdi, iktisat ve mühendislik.

Başörtüsü yasağına karşı direnen ablalarımız örtüsünün üstüne peruk taktı, bazıları başlarını açmak zorunda kaldı, fişlendi, okullardan atıldı, eğitimleri engellendi, parası olanlar yurt dışına gitti, olmayanlar ise…

Her neyse.

Bugün, 2024 senesinde bile hâlâ psikolojik tedavi gören başörtülü kadınlar var, unutmamak lazım.

*

2024’e geldik. Sosyal medyada akım başlamış. Başörtülü kızlar Mustafa Kemal fotoğrafının önünde poz veriyorlar. Hepsi “Z Kuşağı.” Gençler. Kendileri bugün başörtüsü ile okuyorlar. Ama ne bedeller ödendi o başörtüsü için, hiçbirinin fikri yok.

28 Şubat’ta, Mustafa Kemal’in ilkelerini bahane eden kemalistler, o başörtülü öğrencilere cehennemi yaşattı. Onları savunan erkeklere de zulmetti.

Ama fark etmez…

Sosyal medyada akım olmuş. O fotoğraf çekilecek. Bedelini ödeyenler, ‘Z Kuşağı’nın umurlarında olmayacak.

*

Boğaziçi’nde okuyan bir kız… Başörtülü… Yuvarlak çerçeveli gözlük takmış. Entelektüel havası var. YouTube’a çıkarmışlar. Hükümet aleyhine konuşturuyorlar. Sosyal medyadaki tweet’lerin hepsini ezberlemiş. Orada gördükleriyle AK Parti’ye saldırıyor. “Peki,” diyor sunucu, “AK Parti başörtüsünü serbest bıraktı. 28 Şubat falan… ne düşünüyorsun?

Yuvarlak gözlüklü entelektüel başörtülü kızımız müthiş bir cevap veriyor; “Fikrim yok.

*

Ağabeyimle dertleştim. Dedi ki, “Biz bu geri zekalılar için değil, Allah’ın rızası için mücadele ettik.

Ve minallâhi’t-tevfîk.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Durmud

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti, yaşasın Atatürk.

Vicdan

Katsayı zulmü ilk olarak Özal başbakanken endüstri meslek liselerine en ağır bir şekilde uygulanmış,teknik öğretmenlik ve mühendisliğe bile ek puan verilmemiştir.İmam hatiplere kendi alanına ek puan verilmiştir.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23