AK Parti’nin en önemli meselesi
Allah’ın adıyla…
*
Saadet Partili, başörtülü bir milletvekili adayı… “Akplilerin gün gelecek yargılanacağını biliyor muydunuz?” diye saçma sapan bir paylaşım yaptı. CHP’li bir başörtüsü karşıtı, “Profilindeki bez olmasa seni sevebilirdim” diye cevapladı bu soruyu... Saadet Partili, “Sevmene gerek yok canım. Haktan yana olalım yeterli.” cevabını verdi. Bu, kompleksli, ezik ve silik Müslümanların gözlerinin nasıl kör olabileceğini, bunların “haktan yana olmak”tan kasıtlarının AK Parti karşıtlığı olduğunu gözler önüne serdi.
BÜYÜK TEHLİKE
Aslında bu cevap, adını koyamadığım bir hastalığın göstergesi. Kendini karşıt görüşe beğendirme hastalığı. Müslümanlar için en büyük tehlikelerden biri. Yalnızca Allah’ın rızasını gözetmesi gereken insanların, sekülerlerin rızasını gözetmesine sebebiyet verecek kadar illet, mide bulandırıcı bir durum bu. Allah, “Kınayanların kınamasından korkmayın” derken bunlar, sekülerler tarafından kınanmamak için ellerinden gelen her şeyi yapabiliyorlar. Başındaki örtüye düşmanlık eden kadına bile çiçek uzatıp, AK Parti’yi yargılamakla tehdit etmek… Hayır, kendisi bir de milletvekili adayı olmuş… AK Parti hükümeti sayesinde başındaki örtüyle vekil olabilme özgürlüğü kazandığından da bihaber.
MESELE MUHALEFET DEĞİL
İsterdik ki, tüm Müslümanlar tek bir parti etrafında toplanabilsin. İşbirliği yapılsın. Küfür tek millet olabilirken, Müslümanlar tespih taneleri gibi dağılmasın. Ancak bu mümkün olmadı.
Madem ki Müslümanlar bölündü, öyleyse muhalefet konumundaki İslami partilerden beklenen, gayri İslami konularda hükümeti eleştirirken, lüzumsuz saldırı ve yıpratmaktan sakınmak, hele ki İslami nizam karşıtlarına fırsat verecek söylemlerden katiyen kaçınmak olmalı. Başta CHP olmak üzere, bu milletin tüm değerlerine karşı çıkan partilere yaranmaya çalışmamalı, her zaman ehli kıbleden yana olmalı!..
Eleştirdiğim nokta, yukarıdaki Saadet Partili gibi, mütedeyyin geçinen muhaliflerin Müslümanca bir duruş sergileyememeleri. CHP’nin kuyruğuna takılan, kendini sekülerlere beğendirmeye çalışan kimse Müslümanca bir duruş sergileyemez!..
HASTALIK YAYILIYOR
Maalesef ve maalesef, kendini karşıt görüşe beğendirme hastalığının bizim mahallede de yayılmaya başladığını görüyoruz. Başkan Erdoğan’ın yıllardır verdiği mücadeleye inat ve bunca kazanımı tehlikeye atan bir sapma bu.
AK Parti’deki oyların erimesine de sebebiyet veren şey işte bu hastalık.
İktidar partisinde siyaset yapan başörtülü bir vekil, neden AIDS’ten ölmüş bir eşcinselin filmini iki kez seyretmekle övünür? Bir bakan, neden CHP’lilerin bastırmasıyla soyadı hakkındaki kanun düzenlemesini geri çeker? Muhafazakar partinin kadın kollarında görevli olduğunu unutan başkanlar, neden “güçlü kadınız” ayağına yatıp erkek gibi takım elbise giyer arkadaş? Bir iş üretip, kadınların sorunlarına hem İslami hem çağdaş / yenilikçi çözümler getirip, gücünüzü öyle göstersenize? Neden Müslümanların içine feminist politika sokuyorsunuz? Neden feminizmin, kadınların erkek gibi giyinmesini öngören “maskülen kadın” dayatmasına teslim oluyorsunuz? Neden gerçekten güçlü kadınlar olmak varken “yapay güç kavramını” benimsiyorsunuz? Ki tarihimiz örnek alınacak onca kahraman kadın doluyken…
Sadece kadınlar değil tabii ki… Israrla muhalif gazetecilerin suyuna gitmeye çalışan erkek vekiller, Meclis’te kendilerine ve Erdoğan’a saygısızlık yapan hadsizlere sessiz kalanlar… Sesini çıkaran Alpay Özalan gibi birkaç kişiye destek paylaşımı yapmaktan bile çekinenler!..
Bu hastalığın cinsiyeti yok.
HAREKETE GEÇİN
AK Parti içinde bazı kimselerin gidişatı, Başkan Erdoğan’ın duruşundan farklı bir yere kayıyor. Tekrar ediyorum, Erdoğan’ın mücadelesini görmezden gelmeyin ve bunca kazanımı tehlikeye atmayın.
Hangi görüşleri nasıl savunmamız gerektiğini unutmamak zorundayız. Kendimizi neden seküler seçmene beğendirmeye çalışıyoruz?
Sekülerler ne olursa olsun size oy vermeyecek. O zaman küskün mütedeyyin seçmene koşun. Yani özünüze dönün. Ekonomideki sorunları dahi umursamadan, sırf AK Parti’nin çizgisinden kaydığını düşündüğü için partiden yüz çeviren insanlar var. Erdoğan’ın kredisi halk nezdinde çok yüksek. O insanları tekrar kazanmak için geç değil.
Harekete geçin, özünüze dönün, Türkiye’yi CHP karanlığına terk etmeyin.
Üzerinizdeki sorumluluk zannettiğinizden çok daha büyük.
Ve minallâhi-t Tevfîk.