Ahiretinizi tehlikeye atmayın

Allah’ın adıyla…

*

- Gazze’de bir anne, gözlerinin feri sönmüş olan evladına kalp masajı yapmaya çalışıyor.

- Bir baba, eşini, çocuklarını, annesini ve babasını nasıl toprağa verdiğini anlatıyor.

- Bir adam,  cesetlerin yanına oturmuş, gökyüzüne bakıyor, gözlerinde yaşlar var ama hiçbir şey söylemiyor. Sessizce feryat ediyor. “Şüphesiz göz ağlar, kalp de mahzun olur. Biz ise, Rabbimizin razı olacağı sözden başka söz söylemeyiz” diyen Nebî aleyhisselama layık olmanın peşinde. Rabbinden razı.

- Gazzeli Usame, iki papağanıyla birlikte İsrail tarafından öldürülüyor.

- İsrail bir köye hava saldırısı düzenliyor. İnsanlar şehit, hayvanlar telef oluyor. Herkes canının derdindeyken, köşede bir keçi yaralanmış, zaten ipince, zayıf… Ne olup bittiğini anlamaya çalışıyor.

- Halid Meşal üniversite öğrencilerine çağrı yapıp gösterilere devam edilmesini istiyor.

- İstişhad saldırıları gündeme geliyor.

- Gazze’nin birkaç bölgesinde yemek dağıtılıyor. Onlardan birinde, ellerinde kırık dökük kaplarıyla yemek almaya gelmiş insanlar birbirlerini eziyor. Karınları sırtlarına yapışmış. Bir çocuk ağlayarak kabını uzatıyor.

- İsrail, toplu tecavüzle gündeme gelen teröristi televizyona çıkarıp “kahraman yahudi” olarak tanıtıyor.

- Hindular, yolda yürüyen Müslüman kadının üstüne benzin döküp ateşe veriyor.

- Hindistan devleti barajları kimseye sormadan açıyor, Bangladeş’i su basıyor, köyler su altında kalıyor, Müslümanlar can veriyor, çocuklar boğuluyor.

- Türkiye’de intiharlar, psikolojik sorunlar çoğalıyor. İnsanlar çıkış yolu arıyor, materyalizmde bulamadıkları huzuru nerede aramaları gerektiğini bilemiyorlar.

- Yine Türkiye’de ırkçılık körükleniyor. Bir hadsiz, ahlaksız, ırkçı müptezel, “Teröristler de çocuktu, yılanın başını küçükken ezeceksin” diyerek, tost dağıttığı çocukların Kürt olduğunu duyunca yemeği yere atıyor. Bir kızın yanına gidip, “Türk müsün? O zaman yiyebilirsin” diyor. İki gün sonra metroda bir manyak, toka satan küçücük Suriyeli çocuğu dövüyor.

*

Sıraladığım bu maddeler,  yalnızca iki gündür sosyal medyaya yansıyan olaylardan ibaret. Siz de zaten hepsini biliyorsunuz. Peki bunları neden sıraladım?

Bunların hepsini çözüme ulaştıracak yegane yol, Müslümanlara İslami şuur aşılanması ve cihad  bahsinin sürekli gündemde tutulmasıdır.

Peki… Müslümanlara cihadı anlatacak hocalarımızın gündemi ne?

- İhsan Şenocak hoca efendi, Lalegül’den ayrıldığı için ehl-i sünnetten de çıkmış oldu mu?

- Nebî aleyhisselam, Miraç’ta Türk hükümdar Satuk Buğra Han ile görüştü mü?

- Safer ayında başımıza bela yağar mı?

- Hadislerde geçmeyen, ancak “keşif ehlinin” anlattığı namaz ile Safer ayının son çarşambasındaki belalardan kurtulabilir miyiz?

- Hamas Şii mi oldu?

- Nebî aleyhisselamın teşri’ yetkisi var mı, yok mu?

*

Müslümanlar, vücudu paramparça olmuş çocuklarını poşetlere doldurup gömmeye giderken, sizin konuştuğunuz konuların hepsinin canı cehenneme!..

Hocaları rahat bırakın, Müslümanları rahat bırakın, uyduruk hikayeleri hadis diye dayatmayın, menakıbnameleri kaynak diye kullanmayın, nass olan konuda ictihad yapmaya kalkışmayın, Nebî aleyhisselama iftira atmayın!

Elinizdeki medya gücünü insanları bilinçlendirmek yerine hocalara saldırmak için kullanmayın.

Vallahi Müslümanlar sizden Allah katında şikayetçi olurlar.

Ve minallâhi-t Tevfîk!