• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Muhammet Seyfullah Maden
Muhammet Seyfullah Maden
TÜM YAZILARI

Ağlamakla olmuyor!

19 Eylül 2024
A


Muhammet Seyfullah Maden İletişim:

Allah’ın adıyla…

*

Müslüman kardeşlerimiz can verirken, dünya izliyor. Ama en acısı ne biliyor musunuz? Biz izliyoruz! Ellerimiz bağlı, vicdanlarımız nasır tutmuş…

Zulmü durdurmak için önce içimizdeki gafletten uyanmamız lazım. Bu noktada boykot bilinci büyük önem taşıyor. Boykot, bu uyanışın ilk adımıdır. Basit bir eylem gibi görünür belki ama aslında kocaman bir vicdan sınavıdır.

Boykot, bir duruştur. Bir tavırdır. “Ben mazlumun yanındayım” deme şeklidir. Lakin gelin görün ki, mütedeyyin kesim bile bu sınavı geçemiyor.

Yıllardır İsrail ürünlerine boykot çağrısı yapılıyor. Sloganlar atılıyor, kampanyalar düzenleniyor. Ama marketlere girdiğimizde ne görüyoruz? Aynı ürünler raflarda. Sepetlerimize bakıyoruz, aynı İsrail malları dolu. Bu nasıl bir çelişkidir? Vicdanımız sosyal medya paylaşımı kadar mı? İsrail’in bombaları Gazze’yi vuruyor, biz burada rahat rahat İsrail mallarını kullanıyoruz. Allah aşkına, bu nasıl bir duruştur?

Müslüman duyarlıdır, hassastır. Müslüman, zalimin karşısında dimdik durur. Ama biz neredeyiz? Bir telefon alırken, bir yiyecek alırken, bir kozmetik ürün alırken, arkasında kim var diye sormuyoruz. Düşünmüyoruz. Oysa İsrail’in ürünlerini almaya devam ettikçe o zulme ortak oluyoruz. Müslüman kardeşlerimiz Gazze’de can verirken, biz burada onların kanını pazarlık konusu yapıyoruz. Bu mu bizim kardeşlik anlayışımız?

Boykot, sadece bir alışveriş tercihi değil. Bir duruştur. Bir bilinçtir. Önce kendi hayatımızda bunu içselleştirmemiz gerekiyor. Eğer Gazze’nin acısını gerçekten hissediyorsak, bunu sadece sosyal medyada değil, günlük hayatımızda da göstermemiz lazım. Gazze bizim evimizde. Gazze bizim soframızda. Gazze bizim cebimizde. Gazze’yi yaşamadan, kardeşlerimiz için bir şey yapamayız. Hayatımıza o zulmü hissettirmeden, o zulme karşı etkili olamayız.

Bugün iktidara, devletimize en büyük güç bizden gider. Ama bu gücü doğru yönlendirmek bizim elimizde. Gazze’ye olan hassasiyetimizi sadece sözde değil, icraatta da göstermemiz gerekiyor. Biz bu bilinçle hareket edersek, devletimize de yön verebiliriz. Onlar da buna göre adım atar. Biz İsrail ürünlerine karşı güçlü bir duruş sergilersek, hükümet de bu duruşu göz ardı edemez. Ama önce biz duruş sahibi olacağız.

Müslüman kardeşlerim, bu boykot meselesi basit bir şey değil. Bir sepet meselesi değil. Bir vicdan meselesi. Eğer bugün Gazze’de yaşananlara üzülüyorsak, bu üzüntüyü kendi hayatımıza taşımamız gerekiyor. “Ben ne yapabilirim ki?” demek yok! Herkesin yapacağı bir şey var. Ve ilk adım, boykot. Bu boykotu yapamıyorsak, Gazze için attığımız hiçbir sloganın, döktüğümüz hiçbir gözyaşının kıymeti yok.

İsrail’e para kazandırdığımız sürece Gazze’ye destek olamayız. Bu kadar net.

Yerli teknoloji markalarına da buradan sesleniyoruz. Sadece birkaç basit cep telefonu modeliyle yetinmeyin. Yerli tablet, yerli bilgisayar, yerli işletim sistemi geliştirin. Kendi teknolojimizi üretmek zorundayız. İsrail mallarına mecbur kalmamalıyız. Müslümanlar kendi teknolojilerini kullanmalı. Bu, sadece ekonomik bağımsızlık değil, aynı zamanda zulme karşı duruşumuzun bir parçası olmalı. Kendi ayaklarımızın üzerinde durmanın vakti geldi.

Boykotu düzgün yapamadığımız halde, siyonist markalara zarar ettirmeye yetiyor. Ardı ardına kampanyalar düzenlemek ve fiyat kırmak zorunda kalıyorlar. Duygu sömüren reklamlarla yerli ve milli algısı oluşturmaya çalışıyorlar. Peş peşe zarar açıklıyorlar. Bu da gösteriyor ki, boykotu doğru düzgün yapabilsek, paraya her şeyden çok değer veren siyonistler köklerinden sallanacaklar.

Biz gücümüzün farkında değiliz, onlar bizim farkında olmadığımızın farkındalar.

Ve minallâhi-t Tevfîk!

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Pilot

Akşam haberlerde alt yazıda 'israilin bir seneden beri sürdürdüğü bu katliamda yeni bir aşamaya' geçtiğini yazdı ve biz halen boykottan bahsediyoruz!Vee terör devleti israilin hem cep telefonlarıya,hem de telsizlerle işlediği yeni bir vahşet türü!Tamam boykot edelim de bunun bir işe yaramadığını,aksine terör devleti İsraile cesaret verdiğini henüz öğrenemedik demek ki!Boykotu yalnız yiyecek ve içecek ürünlerinde değil de,yaşantımızın her etabında uygulayabilirsek;örneğin beyaz eşya alırken neye dikkat etmeliyiz,bir iletişim cihazı alırken neye dikkat etmeliyiz,kıyafet alırken neye dikkat etmeliyiz,işte bunlara dikkat edersek belki somut bir adım atmış oluruz!Çünkü terör devleti israilin ve onun hamisi abd'nin hem zihnimizi,hem cebimizi işgal ettiğinin farkında değiliz!Boykotu böyle kapsamlı bir şekilde değerlendirmediğimizde veya boykot denince aklımıza sadece market ürünleri geliyorsa,yapılacak tek şey oturup halimize ağlamak oluyor!

Aydın

Boykota katılmayan ve boykot ürünleri satan bütün mağza, marked, dükkan ve ne varsa boykot etmeliyiz. Yani boykot etmeyenide boykot etmeliyizki etkisini göstersin.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23