Suriye ile normalleşme olursa neler olur neler…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın “Suriye'nin Türkiye ile ilişkilerini geliştirmeyi amaçlayan tüm girişimlere açık olduğu” sözlerine, “Kurulmaması için hiçbir sebep yok. Yani biz Suriye'yle bu ilişkileri geliştirmekte geçmişte nasıl birlikteysek yine aynı şekilde birlikte hareket ederiz” diyerek karşılıksız bırakmadı…
Karşılıklı olumlu açıklamalar, bir süredir devam eden temasların devamı niteliğinde… İki ülke arasındaki ilişkiler kısa sürede yeniden sağlıklı bir şekilde kurulacak gibi görünüyor…
Emperyalistlerin çıkardığı iç savaşta halkını katletmekten çekinmeyen, 14 milyon vatandaşını mülteci durumuna düşürerek sersefil eden Beşar Esad’ın Türkiye ile normalleşmeye yönelik sözlerinde ne kadar samimi olduğunu kısa zamanda göreceğiz.
İsrail’in eli kanlı siyonist diktatörü Binyamin Netanyahu’nun Gazze soykırımını sürdürürken bir yandan da savaşı Lübnan’a taşımak için kuzeye sevkiyat yaparken en büyük yığınağı Esad’ı tepeden gören Golan’a yapmasının da Şam’ı telaşlandırdığı bir gerçek…
Her ne sebeple olursa olsun, eğer Esad rejimi vatandaşlarını katletmekten vaz geçecekse, ülkenin yüzde 33’ünü fiilen işgal eden PKK/PYD’ye karşı kararlı bir mücadeleye hazırsa, Türkiye Suriye’nin yanında olur…
Nasıl ülkesinden kovulan milyonlarca Suriyeliye el uzattıysa, bölgenin istikrarı ve güven ortamının sağlanması için Şam’a da el uzatır…
12 yıl önce Türkiye ile neredeyse sınırları kaldırıp, ortak bakanlar kurulu toplamaya başlamışken birden bire emperyalistlerin tuzağına düşüp iç savaşı körükleyen Esad rejimi, yaşanan acı ama çok acı olaylardan ders çıkarttıysa, yıkılan dostluk köprüleri yeniden kurulur, yaralar hep birlikte sarılır, Suriyeli mülteciler ülkelerine döner, işler yoluna girer…
İşin aslına bakılırsa, siyonist zebanilerin nefesini ensesinde hissetmeye başlayan Suriye rejiminin, Türkiye’ye sarılmaktan başka şansı da yok…
Eğer Suriye Türkiye’nin safına geçerse, hem ülke kurtulur, hem toprak bütünlüğü sağlanır, hem de dünyanın dört bir yanına dağılarak sefalet içinde yaşamaya çalışan vatandaşlar ülkelerine döner, memleketlerini el birliğiyle onarıp ayağa kaldırırlar…
Küresel çete ve emperyalist ülkelerin dümen suyuna girerek Türkiye’nin güneydeki kardeş ülkelere ulaşmasına onlarca yıl set olan Baas rejimi, köprünün altından bunca sel suları akmışken, hatalarından ders çıkarıp Türkiye ile birlikte hareket ederse, bölgedeki Müslüman ülkelerin barış ve refahına katkı sağlar.
Suriye’de bulunan zengin petrol ve doğalgaz elbirliği ile çıkarılıp Irak’ın petrol ve doğalgazıyla birlikte Türkiye üzerinden Avrupa’ya ihraç edilirse hem Suriye, hem Irak, hem Türkiye ihya olur, hem de ABD’nin Rus gazına ambargosu yüzünden enerji sıkıntısı yaşayan Avrupa ülkeleri rahat eder…
Gelen paralarla Suriye ve Irak, Türk şirketlerinin deneyimi ile süratle baştan son yeniden imar ve ihya edilir…
Emperyalistlerin paralı tetikçiliğini yapan PKK terör örgütü de sonsuza kadar her üç ülkeden de silinmiş olur. Bir daha ne terör, ne iç savaştan Müslümanlar kırılmaz, barış gelir…
Bunların üstüne Irak’ta devam eden Kalkınma Yolu projesinin bir benzeri de Suriye ile birlikte yapılabilir… Modern demiryolu ve karayolu hattı, Türkiye’den Suriye’ye geçip oradan Ürdün’e, Mısır’a, Libya’ya, Tunus’a, Cezayir’e, Afrika’nın derinlerine doğru ilerleyerek müthiş bir kalkınmanın lokomotifi olur…
Hem de çok güzel olur. Yeter ki kararlı olalım. Kendi halkımızın yararı için kararlarımızı kendimiz alalım. Müslüman ülkeler arasında ticareti, iş birliğini artıralım…
O zaman bakın siyonisti, emperyalisti, sömürgecisi, yılanı, sırtlanı, çiyanı bir daha Müslüman ısırabiliyor mu?