Siz darbe anayasasını değiştiremezseniz daha çok darbe yaparlar!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 28 Şubat davasının bazı hükümlülerinin de aralarında bulunduğu 14 hükümlünün kalan cezalarını, sürekli hastalık ve kocama hali nedeniyle kaldırmasına ilişkin kararının Resmi Gazete'de yayımlanması sonrası gerçekleşen tahliyelerle, cezaevlerinde hiç 28 Şubat darbecisi kalmadı.
Darbe döneminde düzmece suçlamalar ve delillerle cezaevine atılanlar ise hala içeride çile dolduruyor… Onların tahliye edilmesine yönelik ne bir çalışma ne de bir umut yok…
Sadede gelecek olursak; Sürekli hastalık ve kocama halinden dolayı affedilen hükümlülerden eski general yeni er Çetin Doğan, İzmir 1 No'lu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan tahliye sonrası yaptığı ilk açıklamada bunun bir af değil, anayasal görev olduğunu söyleyerek bizleri şaşırtmadı.
Çetin Doğan, “Umarım bu tür olaylar, keyfi tutuklamalar son olur. Şunu da ifade edeyim, televizyonlarda bir aftan bahsediyor. Af söz konusu değil. Doğrudan doğruya anayasal bir görevin, Cumhurbaşkanı tarafından geç olarak yerine getirilmesidir” diyerek kimine göre nankörlüğün nirvanasına çıktı, kimine göre ise fıtratının gereğini yerine getirdi…
Cumhurbaşkanı affıyla tahliye edilen Erol Özkasnak da “Bu karar, anayasada belirtilen Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkisinin gereğini yapmasıdır, üstelik bir yıl gecikmeli olarak. Bizim yaşlarımızda bir yıl çok uzun bir süre” diyerek benzer bir açıklamada bulundu.
Vatandaşların büyük kısmı, bu tavrı nankörlük diye değerlendirerek veryansın ediyor…
Fakat ben meselenin başka bir tarafına takıldım…
Tahliye edilen general eskisi cuntacılar, Cumhurbaşkanı’nın yaptığının af değil, Anayasal görev olduğunu düşünüyorlar…
Peki anayasayı kim yaptı? Onlar. Yani onların 1980’deki versiyonu olan generaller…
Adamlar anayasayı kendilerinin malı görüyor. Tıpkı bu ülkeyi babalarının çiftliği, bir plantasyon, istedikleri güçlere devredebilecekleri bir devremülk gördükleri gibi…
Anayasayı darbeciler, darbe zihniyetliler, doğdukları büyüdükleri ülkeye değil dış güçlere bağlı, küresel güçlerin küresel değerlerine bağlılık yemini etmiş ekipler yaparsa böyle olur…
Şu ülke, 1982 yılında ABD’lilerin “bizim çocuklar” dediği, dönemin darbecilerinin yaptırdığı darbe anayasasını, üzerinden 42 yıl geçmesine rağmen, hala sivil anayasayla değiştiremiyorsa konuşulacak hiçbir şey yok demektir…
Kimse yan çizmesin, kafasını öbür tarafa çevirmesin…
Bu anayasa ABD ısmarlaması bir darbe anayasasıdır.
İçine darbeciler bir gün işler tersine dönüp yargılanır, ceza alırlarsa nasıl yırtacaklarından, ülkeyi dış güçlerin vesayeti altında tutmaya yarayacak olanlara kadar türlü maddeler koydukları da açıktır…
Eğer bu ülkenin bağımsız, demokratik ve çağdaş bir ülke olmasını istiyorsak, bu Amerikan ısmarlaması darbe anayasasından kurtulmak zorundayız…
Bunu yapanlar. torunlarımızın kahraman dedeleri olur. Yapmayanlar ise şimdiye kadar ülkesine değil dış güçlere ve vesayete hizmet edenler nasıl anılıyorsa öyle anılır…