Seçim sonuçlarını nasıl anlamalıyız?
Olanda hayır vardır… İnşallah 31 Mart yerel seçim sonuçları da ülkemize hayırlara vesile olur… İnşallah gerekli sonuçlar çıkarılır, hatalar düzeltilir, milletin yararına olacak düzeltmeler hayata geçirilir…
Yerel seçimin galibi, CHP ve CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’dur…
Ekrem İmamoğlu’nun 2028’de yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi için önü sonuna kadar açılmıştır…
Hem de İstanbul’a çektirdiği bunca çileye, keşmekeşe, perişanlığa rağmen…
Kötü bir his gibi içime oturan bu ihtimali seçimler öncesinde buradan yazmış, İstanbullulara duyarlı olmaları konusunda çağrıda bulunmuştum…
Korktuğumuzun ilk aşaması başımıza geldi, sonraki aşamalarını da ne yazık ki bu ülke halkı bir bir hayata geçtikçe görecektir…
Demokrasi seçimle yaşar, halk seçimlerle tercihlerini, isteklerini ortaya koyar, ülke ona göre yol alır…
Neticede milletimiz sandıkta sözünü söylemiş, CHP ve ortağı PKK uzantısı DEM Parti’ye yerel yönetimlerde ülkenin üçte ikisini teslim etmiştir… Vatana millete hayırlı olsun…
Seçimin sonuçları daha çok değerlendirilecektir ama ilk günden birkaç izlenimi ortaya koyalım;
Öncelikle bu seçimler, siyaset bilimi ve sosyolojiye tümüyle ters bir şekilde sonuçlanmıştır.
Daha Mayıs ayında gerçekleştirilen Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimlerinde, Cumhur İttifakı’na büyük bir zafer kazandıran halkımız, aradan 10 ay geçmeden gelen yerel seçimlerde tam tersi bir şekilde davranarak oldukça ağır bir yenilgi tattırmıştır…
Siyasi teamüller açısından, halkın iktidara getirdiği partiye yerel yönetimlerde de destek vermesi, bu şekilde olabildiğince fazla ve sürdürülebilir hizmet ve yatırım almayı tercih etmesi alışılagelmiş tablodur… Fakat bu seçimlerde öyle olmamıştır.
Ana muhalefet partisi CHP’nin mevcut büyükşehir belediye başkanları son derece başarısız ve yetersiz profil çizmelerine rağmen halkımız CHP’yi birinci parti yapacak oyu vermiştir…
Buradan, özellikle yerel yönetimlerde hizmetin, projenin, çalışmanın pek önemli olmadığı anlaşılıyor, üstelik siyaset bilimi ve sosyolojiye aykırı olarak…
Vatandaşlarımız, onca tepki duyduğu, başarısız bulduğu CHP’nin adaylarına teveccüh gösterdiği gibi, bölücü terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı olarak nitelendirilen DEM Parti ile ittifakına da tam destek vermiştir…
Buradan da halkın ülkenin birliğine, bütünlüğüne sanıldığı kadar da önem vermediği sonucu çıkar ki, dua edelim öyle olmasın. Yoksa bu gidiş, ülkemizin geleceği açısından hiç de iyi bir gidiş değildir…
İşin komik tarafı, DEM Parti ile ittifak kuran CHP’li seçmenlerin seçim sonuçlarının belli olmaya başlamasıyla arabalarına atlayıp pencerelerinden Türk bayraklarını sallayarak zafer konvoyları oluşturmasıydı. Bunun da sosyologlar tarafından araştırılması yerinde olacaktır.
İktidar ve Cumhur İttifakı’nın aday belirleme sürecinde yaptığı bazı hatalar da bu sonuçların alınmasında etken olmuştur…
Fakat asıl neden, halkın içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar ve hayat pahalılığıydı. Zira vatandaşlar her fırsatta hayat pahalılığından şikayet etmiş, bulabildiği her platformda bu durumun düzeltilmesi gerektiğini belirtmiştir…
Seslerini duyuramadıkları anlaşılınca da sandıkta gerekli mesajı vermiştir…
Yerel seçimlerle alakası olmadığını savunanlar olmakla birlikte, emekli maaşlarına tatmin edici bir iyileştirme yapılamaması da sonuçta etkili olmuştur… Şu ya da bu şekilde halkımız emekli maaşlarına iyileştirme beklentisine girmiş, bu gerçekleşmeyince de tepkisini sandıkta ortaya koymuştur.
Hayat pahalılığı da bu seçim sonuçlarında etkili olan önemli konulardan biriydi. Ramazan ayı olmasına rağmen bir türlü et ve gıda fiyatlarındaki artışın önüne geçilememesi seçmenin tepkisini çekti ve bu tepki seçim sonuçlarına yansıdı…
Her şerde bir hayır vardır diyerek seçim sonuçlarının ülkemize hayırlara vesile olmasını dileyelim ve ülkemizin selameti ve dirliği için çalışmaya devam edelim…