Herkes aklını başına alsın…
Bir aylık bir aranın ardından yeniden siz değerli okurlarımla buluşmaktan duyduğum mutlulukla hepinize saygılarımı sunuyorum…
Ayrı kaldığımız bir aylık süre zarfında siyonist İsrail Filistinli mazlumlara yönelik katliamlarına ara vermeden devam etti. Katliamlarını kuzeye, Batı Şeria’ya doğru genişletti.
Lübnan Hizbullah’ının saldırılarını bahane ederek, uzun yıllardır türlü entrika ve beşinci kol faaliyetleriyle güçsüz düşürdüğü Lübnan’a, aynı şekilde iç savaştan bitap düşmüş Suriye’ye dilediği zaman ve şekilde saldırılarda bulundu. Saldırıların süreceği, İsrail’in yetkili ağızlarından açıkça dillendiriliyor.
Yani gözü dönmüş insanlık düşmanı siyonist barbarlar, nihai hedefleri olan Türkiye’ye, tahrif ettikleri Tevrat’a ekledikleri hurafeler arasında bulunan sözde “Arz-ı Mevud” sınırları içinde gösterilen Türkiye’nin 23 ilini kendi topraklarına katana kadar da durmayacaklar.
Büyük ve küresel bir tehdit altında bulunan ülkemizde yaşanan olaylara bakıldığında ise belli bir kesimin bunlardan hiç etkilenmediği anlaşılıyor.
Muhalefet ve kendisini muhalif görenler, buldukları her fırsatta, iktidara, ülkemizin çıkarlarını gözetmeksizin saldırıyor…
Bir yandan muhalefet partileri başlarını kuma gömdükleri yerden sürekli bozguncu söylemlerle iktidarı yıpratmaya çalışıyor, bir yandan da sosyal medyada Türkiye aleyhine oluşturulan nifak mecralarından milyonlarca kullanıcı ülkemizin birliğine, dirliğine saldırıyor…
Bütün bunların yanında bir bakıyorsunuz, devletin her birine milyonlarca lira sarf ederek yetiştirip donattığı bazı teğmenler, kendilerine az önce devletin teslim ettiği kılıçları çekerek alternatif yemin provokasyonuna imza atıyor…
Tarihin başından beri var olan ve akıl almaz zaferlerle adını tarihe altın harflerle yazdırmış olan Türk Ordusu’nun en önemli vasıflarından biri olan disiplini, daha mezun oldukları gün paramparça ediyorlar…
Muhalefet ve avaneleri de olayın vahametini görmezden gelerek onlara siyasi saiklerle arka çıkmaya kalkıyor…
Üstelik bunu, siyonistlerin sözde vaat edilmiş toprakları ele geçirmek üzere dört bir yana başlattıkları hayasız saldırıların arasında yapıyorlar…
Siyonistlerin oyuncağı olmuş ABD ve batılı müttefikleri, Ukrayna’dan Romanya’ya, Bulgaristan’a, Yunanistan’a, Ege adalarına, Güney Kıbrıs’a, Suriye’nin kuzeyine, Kuzey Irak’a, Ermenistan’a kadar, ülkemizin dört bir yanını yüzbinlerce tır silah mühimmat yığdıkları üslerle, terör örgütleriyle kuşattıkları bir zaman aralığında yapıyorlar bu provokasyonu…
Ege ve Doğu Akdeniz’e konuşlanan devasa armadalar, uçak gemileri de cabası…
Buradan dilim döndüğünce uyarmak istiyorum;
Şeytani güçlerin cesaret verdiği siyonistler Gazze’de, Batı Şeria’da soykırım yaparak kuzeye, sınırlarımıza doğru durmaksızın ilerlerken, ülkemizin birliğine, dirliğine saldıranlar su katılmamış haindir… Düşmanların içimize yerleştirdiği, devşirdiği ajanlardan farksızdır.
Tarih, bu ihaneti bir bir yazacaktır. Bu ihanete, her gün fiyatları artırmayı sürdüren zincir marketler, halkın günlük kullandığı ürünlerin fiyatını sürekli olarak artıran fabrika sahipleri, eti yanına yaklaşılmayacak derecede pahalılaştıranlar, yumurtayı, süt ve süt ürünlerini ateş pahası haline getirenler, tarım ürünlerini çiftçiden üç otuz paraya alıp sırf fiyatları yükseltmek için imha eden vicdansızlar, tarım ürünlerini çiftçilerden maliyetinin altında fiyatlarla alıp onları devlete ve üretime küstürenler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla yediemin otoparklarda yatan iki milyonun üzerindeki aracın satılması için yasal düzenleme çıkarılmışken ipe un sererek satışları hızlandırmayan bürokrasi de ortaktır.
Benzer örnekleri çoğaltmak ne yazık ki mümkün…
Başka Türkiye yok. Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz. Hepimiz aynı gemideyiz. Türkiye batarsa hepimiz biteriz. Bu nedenle herkes aklını başına almalıdır, nokta!