FETÖ hipnozu mu yaşıyoruz?
Bundan tam 8 yıl önce Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ülkemizin yönetimini ele geçirmek ve batı bloğuna tam teslimiyetini sağlamak üzere kanlı bir darbe girişiminde bulundu.
Hemen hepimizin bir şekilde karşı çıkarak mücadele verdiği, vatandaşların devletiyle bütünleşerek canı, kanı pahasına engel olduğu darbe girişiminde 251 vatan evladı şehit olurken, 2 bin 730 kişi de yaralanarak gazi mertebesine erişti.
Aziz şehitlerimizi minnet ve şükranla anıyoruz. Gazilerimize de aynı şükran duygularıyla sağlıklı uzun ömürler diliyoruz.
Küresel çetenin kurdurup ABD ve AB gibi ülkelerde semirttiği FETÖ denilen ihanet yapısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çok yerinde bir benzetmeyle belirttiği gibi, “40 yılda tıpkı bir bukalemun gibi” şekil değiştire değiştire, her ortama uyarak devletin kılcal damarlarına kadar sızdı.
Devletin en hassas kurumlarından en sıradan kuruluşlarına kadar hemen her yeri yıllar içinde ele geçiren FETÖ’nün neden darbe yapma gereği duyduğu ise 8 yıldır tartışılan bir konu. Belki birileri araştırma konusu yapar da bir gün bu da ortaya çıkar kim bilir…
Kanaatimce bugün Gazze’de soykırım yapan ve savaşı diğer ülkelere de yayma niyetini gizlemeyen siyonist İsrail’i vahşette acele ettirenler ile FETÖ’ye darbe yaptıranlar aynı güçler
Ben aslında başka bir duruma dikkat çekmek istiyorum.
Darbenin bastırılmasının ardından devletin kolluk güçleri ve yargısı süratle devletin içindeki FETÖ’cülere yönelik temizlik başlattı. Çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) devletin içindeki on binlerce FETÖ mensubu meslekten ihraç edildi. On binlercesi de yargılanarak hapis cezalarına çarptırıldı.
Ancak hain örgüt devleti öyle bir sarmış ki, temizle temizle bitmiyor. Hemen her gün kolluk güçlerinin yakaladığı FETÖ’cü hainlerin sayılarına ilişkin bilgilendirmeler yapılıyor…
Görünen o ki, daha yıllarca operasyonlar devam etse, devletimizin bu hainlerden temizlenmesi yine de kolay olmayacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dikkat çektiği gibi, 40 yıldır devlete sızan kripto bir ihanet örgütünün bu kadar zamanda temizlendiğini düşünmek saflık olur zaten. Bu yüzden ihanetin her yerde kol gezdiğini bilerek temizliğe devam etmek gerekiyor…
Hain darbe girişiminden 8 yıl sonra çevremize baktığımızda, FETÖ’nün hala devletin her yerinde olabileceği hissine kapılıyoruz…
Cumhurbaşkanı Erdoğan Hükümeti kararlar alıyor, fakat uygulamada işlerin savsaklandığını görüyorsunuz…
Özellikle hayat pahalılığının bir türlü önlenememesi, kiralardaki, ev fiyatlarındaki, temel gıda ürünlerindeki vatandaşı çıldırtan fahiş fiyat artışları, göstere göstere yapılan stokçulukla vurulan vurgunlar… Saymakla bitmiyor…
Örneğin Akit’in ısrarla gündeme getirdiği yediemin otoparklarda çürüyen 2.2 milyon hacizli aracın tasfiyesine ilişkin yasal düzenleme yapılmış, geçtiğimiz Kasım ayı başında da söz konusu araçların satışına başlanmıştı…
Ancak ilgili kurumların tuhaf bir şekilde işi ağırdan almaları nedeniyle, 8 ayı aşkın sürede 2.2 milyon araçtan birkaç bini ancak tasfiye edilebilmiş durumda…
Hepimiz hayatın içinde yolda, izde, arkadaş sohbetlerinde duyarız; “Şu kurum hala FETÖ’cü kaynıyor”, “Şu, şu kurumlar hala FETÖ’nün elindeymiş”, “FETÖ, kurumlardaki mevzilerini kaybetmemek için başka cemaatlere adam sokuyormuş. Oralardan devlete sızmaya devam ediyorlarmış” şeklindeki söylentiler artarak devam ediyor…
Bana kalırsa söylentilerin büyük bölümünün haklılık payı var…
Devletimiz FETÖ denilen ihanet ve terör örgütüyle mücadele ediyor. Fakat mücadele ederken sanki bir tür yol hipnozu yaşıyor…
Sanki, sürücünün yol üzerinde bir noktaya kilitlenmesi ve bir çeşit transa girmesi yüzünden gözleri açık halde uyuması, bu nedenle önünde yavaş seyreden tıra arkadan bindirmesi, duran araçlara son sürat çarpması gibi sonuçlara yol açan “Otoyol hipnozu”na benzer bir durum yaşıyoruz…
FETÖ ile mücadele ederken mücadeleyi sıradanlaştırıp FETÖ’nün yeni hamlelerini, yeni tuzaklarını görmemeye başlıyoruz… Adeta bir tür FETÖ hipnozu yaşıyoruz…