Bunlar zembille mi dolaşıyor acaba?
Sahipsiz hayvanlara yönelik düzenlemeler içeren kanun teklifinin TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu'nda geçen hafta yapılan olaylı oturumlarda ilk 3 madde kabul edildi. Komisyonda, görüşmelere bugün kaldığı yerden devam edilecek…
Geçen haftaki oturumlarda inanılmaz skandal görüntüler yaşanmıştı. Komisyon çalışmalarına alınan; sokak köpeklerinden kaçtığı sırada kamyonun altında kalıp hayatını kaybeden 10 yaşındaki Mahra Melin Pınar’ın annesi Derya Pınar ve Ankara'da okula giderken sokak köpekleri tarafından parçalanan ve 15 kez ameliyat olan Tunahan Yılmaz'ın babası Halil Yılmaz da CHP, TİP ve DEM’li milletvekillerinin son derece ağır sözlü saldırısına ve hakaretine uğradı.
Muhalefet milletvekillerinin Yılmaz’a, “Çocuklar okula yürüyerek mi gidiyor servisle gidiyorlar, çocukları alet etme, sen kimsin?” ifadeleriyle sözlü saldırıda bulunmasının ardından acılı baba sinir krizi geçirdi.
Baba Halil Yılmaz, “Benim çocuğum diri diri yendi, 10 yıl tedavi görecek. Ben Allah’a çocuğumu alsın diye yalvardım” diyerek ağlamaya başladı. Gözyaşları içinde kalan acılı baba Yılmaz’ı diğer milletvekilleri salondan çıkarmaya çalıştı. O anlarda ise CHP’li vekillerin baba Yılmaz’a “Çık dışarı”, “Sen kimsin”, “Burası dağ başı mı?” “Atın şunu dışarı” diye bağırması vicdanları yaraladı…
İnsan olanın, yakınını elim bir kazada, saldırıda, herhangi bir olayda kaybeden birisine üzülerek yaklaşması, kendisini onun yerine koyup acısını paylaşması, ona üzüntülerini bildirmesi, teskin etmeye çalışması beklenir…
Oysa muhalefet milletvekilleri, sırf kendileri sokak köpeklerinin toplatılmasına karşı oldukları için, orada bulunmaları kendi savundukları argümanları zayıflatacağı için, köpek saldırısında yakınlarını kaybetmiş, ağır yaralanmış mağdurları görmeye bile tahammül edemiyorlar…
Tahammül edememek bir yana, ağır hakaretlerle üzerlerine yürüyerek salondan atmaya kalkışıyorlar…
Düşünebiliyor musunuz? Sırf bir yasal düzenlemenin karşısında oldukları için hiç kimsenin yerinde olmak istemeyeceği, son derece büyük acılar yaşamış acılı insanlara hakaretler ederek üzerlerine yürüyorlar…
Bence bu durum hiç normal değil…
Birileri zorla bir karışım mı içiriyor, frekans cihazlarına maruz bırakılıp vücut kimyaları mı bozuluyor, belli değil.
Ama hal ve davranışları çok ama çok tuhaf…
Oysa getirilmek istenen düzenleme o kadar olması gereken ve geç kalınmış bir düzenleme ki…
Her sokak aralarında, parklarda, yeşil alanlarda artık sayıları otuzları, kırkları geçmiş kalabalık klanlar halinde dolaşıp gelene geçene gözü dönmüş bir şekilde saldıran başıboş sokak köpeklerine bir çeki düzen verilmesi isteniyor… Ona karşılar…
“Niye karşısınız? Bunlar 100’ün üstünde çocuğu, yaşlıyı parçalayıp öldürdü. Buna bir çözüm bulunmasını niye istemiyorsunuz?” diyene de saldırıyorlar…
Komisyonda konuşan muhalefet milletvekillerinin söylediklerine bakıyorsunuz, “köpek katliamına izin vermeyiz”, “4 milyon köpeği barınaklara nasıl dolduracaksınız?”, “Barınaklar hayvanların yaşam kalitesini düşüren ve zaman zaman işkence haline gelen yerlerdir” gibi şeyler söylüyorlar.
Bu arada barınaklarda hayvanların “yaşam kalitesinin düşürülmesinden” kaygı duyarak düzenlemeye karşı çıkan da bir Saadet Partisi milletvekili…
Neyse, muhalefet eden milletvekilleri sadece düzenlemenin yasalaşmasına karşılar…
Yerine kendileri başka bir çözüm önermiyorlar. Başıboş sokak köpeklerinin eskiden olduğu gibi sokaklarda özgürce dolaşıp dilediklerine saldırıp parçalaması durumunun sürmesinden yana görünüyorlar…
Kendileri, yakınları, ana babaları, çocukları hiç mi bir yerden bir yere yürümüyor, hepsi zembille falan mı dolaşıyor diye merak ediyor insan…
Bir insan hiç mi başka insanları, kendilerinden zayıf, yaşlı ya da çocuk yaşta olanları düşünmez, empati yapmaz akıl alır gibi değil…
İşin özü; ne bu başıboş sokak köpekleri sorunu, ne komisyonda yaşananlar, ne muhalefetin yaptıkları normal değil…
Bakalım bu meselenin arkasından ne çıkacak…