Bu mezalimi yapanlar insan olamaz! Peki seyredenler insan olabilir mi?
Siyonist terör devleti İsrail, 7 Ekim’de Hamas’ın roket saldırısıyla başlayan gerilimi büyük bir iştahla savaşa, ardından da insanlık dışı soykırıma dönüştürdü.
13 Kasım’da konuşan İsrail’in eli kanlı Başbakanı Binyamin Netanyahu, gözlerini belerte belerte Arap ülkelerinin liderlerini tehdit ederek, “Çıkarlarınızı korumak istiyorsanız tek bir şey yapmalısınız; Sessiz kalın!” dedi.
Arap ülkelerinin liderleri de bir ikisi dışında Netanyahu’nun emrini ikiletmeyerek hakikaten de gözü dönmüş İsrail ordusunun Gazze’de insanları türlü vahşi yöntemlerle öldürmesine, işkenceler yapmasına, soykırımın türlü örneklerini sergileyerek insanlık dışı cürümler işlemelerine ses çıkarmadılar.
Başta bölgedeki Arap ülkeleri olmak üzere, İslam ülkelerinin bu duyarsızlığından cesaret alan siyonist yönetim, bombalamaya kuzeyden başladığı Gazze’de taş taş üstünde bırakmadı.
Hastanelerin etrafını kuşatıp canlı yayında bombalayarak yüzlerce çocuk ve sivil hastayı tek seferde yok etti. Yine kimsenin sesi çıkmadı…
Gözü dönmüş vahşiler, bombalayarak yerle bir ettikleri binaların altındaki boşluklarda yine hayata tutunmaya çalışan Filistinli mazlumları görünce bu kez binaların altına bombalar yerleştirip havaya uçurdular…
Yine yetinmediler, buldozerlerle gelip arta kalan molozları sıyırıp götürdüler… Gazze’de haritaları değiştirdiler… Daha doğrusu Gazze’yi haritadan sildiler… Yine kimsenin sesi çıkmadı…
Baktılar kimse karşılarına dikilmiyor, ele geçirdikleri Filistinli erkekleri çırılçıplak soyarak meydanlarda sıraya dizdiler. İleri geri yürüttüler, yatırdılar, kaldırdılar, heveslerini aldıklarında ise kurşuna dizip dozerlerle toplu mezarlara gömdüler…
Şimdi Gazze’nin her yerinden şüheda fışkırıyor… Nereyi eşeleseler çoluk çocuk naaşları saçılıyor…
Elleri bağlı onlarca çocuk cesetlerinin bulunduğu toplu mezarlar ise insan olanı dehşete düşürüyor…
İsrail diktatörü Netanyahu, Gazze’ye tamamen çökmek üzere bir yandan katliamları sürdürürken, bir yandan da ABD ile birlikte yıkıntıların yanına süratle bir liman inşa etmeye başladı.
Soranlara da yardımların oradan kabul edileceğini, tahliyelerin de oradan yapılacağını söylüyorlar…
İşin aslı ise Filistinlileri oradan gemilere bindirip Gazze’yi boşaltma operasyonunda kendileriyle işbirliği yapan ülkelere sürmek istiyorlar. Bölgeyi ellerinde tutabilmek için başta ABD ve İngiltere olmak üzere büyük ülkelerin savaş gemilerini bağlayarak ikmal edecekleri bir deniz üssüne dönüştürecekler…
Bütün Filistinlileri bölgeden gönderdikten sonra ise hemen Gazze açıklarında bulunan zengin gaz yataklarını işletmeye başlayacaklar. Çıkan gazı bu tesis üzerinden karaya çıkarıp satacaklar.
İsrail, çaresiz Filistinlilerin sığındığı son yer olan Refah’ı bombalamayı sürdürüyor…
Öyle acı bir durum ki, uçaklardan atılan her bomba belki bin kişiyi öldürüyor. O kadar yoğun ve sıkışık bir bölge… İşte burayı bombalamaya başladılar. Ardından da Gazze’nin tek hayat borusu olan Refah sınır kapısını ele geçirdiler… Artık istense de hiçbir yerden Filistinli mazlumlara yardım ulaştırmak mümkün olmayacak…
Sonraki aşamada, her gün binlerce insan ölmeye başlayınca bazı ülkeler Filistinlilerin tümden yok olmaması için mülteci olarak onları kabul edebileceklerini bildirecek. ABD, İngiltere araya girip İsrail’i Filistinlileri göndermek üzere ikna edecek.
Böylece yaptıkları liman üzerinden Filistinlileri yollayarak Gazze’yi tümüyle Filistinlilerden arındırmış olacaklar…
Türkiye, Katar, İran gibi birkaç ülke dışındaki İslam ülkelerinin liderleri ise Netanyahu’nun 13 Kasım’daki buyruğuna eksiksiz uyarak “sessiz kalmaya” devam ediyorlar…
O zaman soru şu: Bu mezalimi yapanlar insan olamaz! Peki, seyredenler insan olabilir mi?