Bir ülkeyi soymak bu kadar kolay mı?
CHP merkezli balya balya para sayma, paralardan kule yapma, içinde yüz binlerce dolar bulunan poşetlerin milletvekili odalarında unutulması gibi akçalı konular sürekli gündemimize geliyor.
Haftalarca gündemi meşgul geden akçalı konulara bir de CHP'nin Eyüpsultan Belediye Başkan Adayı Bülent Özmen’in, İGDAŞ Genel Müdürü iken imza attığı büyük bir ihale yolsuzluğu da eklendi.
Medyada yer alan haberlere göre, araç kiralama ihalesi açan Özmen’in, 300’ün üzerinde kiralık aracın ihalesinde araçların piyasa değerinden çok daha fazla parayı kira bedeli olarak ödediği anlaşıldı. İGDAŞ’ın dolandırıldığı ihale, 15 Kasım 2023 yapıldı. Kiralama işlemi 1 Aralık 2023’te başladı. Bülent Özmen de bir gün sonra, 2 Aralık’ta belediye başkan adaylığı için İGDAŞ’tan istifa etti. Masa başında hazırlanmış evraklarla düzenlenen ve “Hayali ihale” olarak adlandırılan bu yöntemle elde edilen kazancın yerel seçimde kullanıldığı ileri sürüldü.
Konuya ilişkin haberlerde, “01.12.2023 - 29.02.2024 dönemini kapsayan 3 aylık hizmet alımı ihalesini alan Flora Sosyal Destek Hizmetleri isimli şirket, tahsis ettiği araçların piyasa değerlerinden daha fazla bir parayı üç aylık kiralamayla kasasına indirdi. Bu yöntemle yüzlerce araç kiralayan İGDAŞ, beşte bir fiyata mal olacak kiralama için toplamda 147 milyon lira ödeme yaptı” bilgileri yer aldı.
Olay gündemdeki yerini hala koruyor...
Şimdi; belediyede ya da herhangi bir kurumda herhangi bir yönetici, bu örneklerdeki gibi usulsüz iş ve işlem yapmış olabilir. Bunu yaparken gerçekten niyeti devleti, milleti soymak, dolandırmak, parayı bulmak da olabilir…
Ya da iş bilmezlikten, basiretsizlikten yanlış ihale, yanlış işlem yapıp kurumunu, devleti zarara uğratmış olabilir.
İsmail Saymaz da, CHP İstanbul il binası alımı işiyle ilintilendirilen paradan kule yapma görüntülerine ilişkin, “Burada usule aykırı işlemler var tabi ki. Sen neden aldığın binanın gerçek değerini tapuya yazmıyorsun? Akıl alır gibi değil. Bir binayı bile almayı beceremeyen partiye iktidarı teslim ederler mi?” eleştirisinde bulunarak, konuyu iş bilmezlik boyutuna indirip CHP’yi içinde bulunduğu zor durumdan kurtarmaya çalışmıştı.
CHP gerçekten iş bilmezliğin kurbanı olarak paradan kuleler kurdurmuştur belki, her şey olabilir…
Fakat beni ve benim gibi milyonlarca sade vatandaşı asıl rahatsız eden, devletin milletin parasının bu kadar kolay çalınabilmesi, hortumlanabilmesi…
O araç kiralama ihalesini insan aklıyla alay edercesine, hunharca fiyat farklarıyla gerçekleştiren adama bir Allah’ın kulu nasıl sormuyor ne yaptığını?
Bu ülkeyi soymak bu kadar kolay mı?
Eğer bu ülkeyi soymak gerçekten bu kadar kolaysa, banka hırsızları, araba hırsızları, kapkaç hırsızları falan gereksiz yere kendilerini yoruyorlar. Birkaç yetkili bulurlar, bir sehem de onlar kurarlar, milyonları birkaç ay içinde cebe indirirler…
Soyan şu partili olur, bu partili olur. Şu meşrepten olur, bu cemaatten olur. Mesele o değil…
Koca ülkenin, manevi şahsiyetine hakaret edercesine soyulabilmesi çok acı verici…
Bu ülkenin Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), istihbarat kuruluşları, mali şubeleri yok mu?
Kurum yöneticiliği, belediye başkanlığı gibi görevlerde bulunanlar, para pul işleriyle iştigal eden görevliler neden göreve gelirken incelenmez, araştırılmaz? Görevdeyken denetlenmez?
Kimse “şu şu kuruluş, Sayıştay şu periyotlarla belge bilgi kayıt kuyut ister, inceler, raporlar” falan demesin…
Olmuyor işte… Paralı yerlerde göreve gelenler biraz da kanları, hamurları müsaitse vahşice, hunharca bu ülkenin, bu milletin, tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan milyonlarını, milyarlarını rahat rahat çalıyorlar… Yanlarına da kar kalıyor…
Yazık, çok yazık… Bu ülke bu kadar ucuz mu?