Başıboş köpek sorunu da siyasi malzeme oldu…
Ülkemizde başıboş köpek sorunu ne yazık ki çığırından çıkarak halkın hayatını tehdit eden, insanların sokak ortasında vahşi köpeklerce parçalandığı gerçek manada bir güvenlik sorunu haline geldi.
Başıboş köpek saldırılarında 100’ün üzerinde insanımız hayatını korkunç bir şekilde kaybetti. Hükümet de soruna ilişkin çözüm içeren bir yasal düzenlemeyi hazırlayarak Meclis’e sundu.
Ortada milyonlarca vatandaşımızı ilgilendiren büyük bir sorun varken, başta “mama lobisi” olmak üzere batı güdümlü hayvan lobilerinden oluşan bir güruh, içindeki “uyutma” maddesini bahane ederek yasal düzenlemeye şiddetle karşı çıkmaya, gün geçtikçe de söylemlerini sertleştirmeye başladı…
Cumhuriyet’in ve CHP’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “muasır medeniyetler seviyesine ulaşma” ilkesini yanlış anlayan ana muhalefet partisi CHP de diğer pek çok şekilci benzeme çabalarına, batılıların köpek sevgisini de eklemiş görünüyor…
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Mayıs ayının son grup toplantısında yaptığı konuşmada, sahipsiz sokak hayvanları düzenlemesine tepki gösterdi. Sahipsiz sokak hayvanlarının bir sorun olduğunu ancak bu sorunun hayvanları uyutarak çözülemeyeceğini söyleyen Özel, “‘Hayırsız Ada’ rezaletine bir kez daha niyetleniyor olabilirler. Feda edecek bir tane canımız yok” dedi.
Çarşamba günkü grup toplantısındaki konuşmasında söylemini daha da sertleştiren CHP lideri, “Verilen kanun teklifiyle, muğlak ifadelerle öldürmeyi meşrulaştıran ve çözümü tamamen belediyelerde uygulayıcıların inisiyatifine bırakan, 2028 sonuna kadar barınak meselesinin sorumluluklarını bu konuda erteleyen, bakımevi açma sorununu 2028'e kadar erteleyen, yani kaş yapayım derken göz çıkaran, hayvan hakları derken hayvanların en birincil hakkı olan yaşam hakkını tehdit eden bir ölüm yasasını getirdiler. Hayvan hakları yasası diye getirilen ölüm ve infaz yasasına, bu salonda bulunan grubumuz sonuna kadar bütün gücüyle tarihi bir direniş gösterecek. Söz veriyoruz” diyerek uluslararası mama ve hayvan lobilerine göz kırptı.
Oysa mesele siyaset üstü, halk sağlığı ile ilgili ciddi bir mesele. Halkın sağlığı ve güvenliği fazladan gelebilecek yüzde birkaç oya feda edilemez…
Alın size uzman görüşü… Bir süre önce konuya ilişkin çarpıcı bir açıklama yapan Veteriner Hekim Dr. Tarkan Özçetin: “Bir dişi köpek 6 aylık olduğu zaman cinsel erginliğe gelebiliyor ve yılda 2 kez kızgınlık gösteriyor. Her çiftleşme sonrası ortalama 7-8 tane yavru doğurabiliyor ve bu sayı çoban köpeklerinde 10-15’e kadar çıkabiliyor. Kontrolsüz şekilde senede 2 kez çiftleşen ve gebe kalan bir dişi köpek yılda en az 15 yavru doğuruyor. Doğan dişi yavrular da 1 yıl olmadan doğurabilecekleri için aynı şekilde katlamalı olarak hesaplandığında 5 yılda 10 bini geçen sayıya ulaşılıyor. Bu rakam inanılmaz ama gerçek! Batı’nın da her yıl milyonlarca köpeği öldürmesine rağmen başarısız olmasının nedeni: Üremeyi kontrol edememeleri… Yani üreme konusunda tamamen kontrollü gidilmediği ve üretme konusunda kısıtlama yapılmadığı sürece aynı kısır döngü içerisinde, havanda su dövmeye devam edeceğiz. Bahsettiğim noktalara dikkat edilerek bir yasal düzenleme olursa Türkiye bunu başarır, dünyaya da örnek olur. Onun dışındaki yapılacak hiçbir şeyin, iyi niyetli girişimler de olsa, başarıya ulaşma şansı, üzülerek söylüyorum ki yok” şeklinde bilgiler aktardı…
Meselenin ciddiyeti ortadayken, vatandaşlarımız köpek korkusundan sokağa çıkamaz olmuşken işi oy hevesiyle yokuşa sürmek, arkasında kimlerin olduğunun bilinmediği lobilere göz kırpmak ne kadar etik, ne kadar ahlaki acaba?
Zannediyorum önce bu sorunun cevabı bulunmalı, siyasi partiler ona göre meseleye yaklaşmalı…