Ukrayna’daki savaş tehlikeli bir yöne ilerliyor
Rusya’nın Kiev yönetimini devirme operasyonuyla başlayan kriz, bugün ABD öncülüğündeki Batı’nın Ukrayna’ya desteğiyle tarafların toprak kazanma savaşına dönüşmüştür.
Bu krizin şimdi bir nükleer savaşa dönüşmesinden endişe ediliyor.
Uzun süre devam eden girişimlere rağmen maalesef ateşkes sağlanamadığı gibi, barış adına taraflar bir masa etrafına getirilemedi.
Çünkü Rusya işgal ettiği Ukrayna topraklarının % 20’sini hâlâ elinde bulunduruyor ve ilhak ettiği yerlerden çekilmemekte ise ısrarlı. Ukrayna ise barış için Rusya’nın işgal ettiği tüm Ukrayna topraklarından geri çekilmesini şart koşuyor.
Türkiye başta olmak üzere arabulucu ülkelerin çok yönlü girişimlere rağmen, tarafların taviz vermeye yaklaşmamaları nedeniyle barış adına bir arpa boyu yolu alınamadığı gibi Ukrayna’nın Rusya’nın Kursk sınır bölgesine girmesiyle savaş şiddetlenerek bir başka boyuta taşınmış oldu.
Rusya-Ukrayna savaşının durdurulamamasının ve hâlâ sürüyor olmasının asıl sebebi ise üçüncü tarafların sorunlara yönelik daha etkili çözümler üretme adına diplomasiyi işletme, yaptırım ve tarafsızlık konularında eksik kaldıkları gibi kendi çıkarları yönünde taraf olmalarındandır.
Rusya ile doğrudan askeri bir karşılaşmadan kaçınan ABD ve İngiltere öncülüğündeki Batı, savaş boyunca Ukrayna’yı mali ve askeri teçhizat dahilinde destekledi ve bunu hâlâ sürdürüyor.
ABD’nin, yaptırımlara ilaveten Rusya ile ekonomik ve ticaret ilişkileri olan Çin ve Türkiye gibi ülkelerdeki kuruluşlar da dahil olmak üzere 300’den fazla kuruluşa yaptırım uygulama kararı alması savaşta arabulucu değil, Ukrayna’nın lehine taraf olduğunun en bariz örneğidir.
Asıl hedefleri, Rusya ekonomisini yavaşlatmak ve askeri gücünü zayıflatmaktır.
*
ABD ve Batı destekli Ukrayna’nın 6 Ağustos’ta Rus toprağı Kursk sınır bölgesine girmesi müzakereler yoluyla barışçıl bir çözüm bulma şansını azalttı.
Zelenski’nin, Rusya toraklarına girme kararını ABD ve Batılı ülkelerden verilen sözlerine güvenerek vermiş olduğu bir gerçektir.
ABD ve İngiltere öncülüğündeki Batı’nın, Ukrayna üzerinden dolaylı da olsa Rusya ilebir savaşın içinde olduğu ise diğer bir gerçektir.
Şimdi Ukrayna, Batı’nın verdiği silahları kullanarak Kursk bölgesinde kalma mücadelesi verirken, Ruslar ise Ukrayna’nın yeni yerleşim yerlerini işgal ederek Donbas’tan Kiev’e doğru ilerleyişini sürdürüyor.
Rusya, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana topraklarında ilk defa bir işgale şahit oluyor. Sembolik olarak anlamı çok yüksek olan Kursk bölgesine Ukrayna’nın girmiş olması, elbette Rusya’ya ağır bir darbedir. Ancak, Ukrayna için de birçok riski barındırıyor.
Çünkü bir bölgeyi ele geçirmekten ziyade orayı elde tutabilmektir esas olan. Rusya işgal ettiği Ukrayna topraklarının % 20’sini hâlâ elde tutuyor.
Ancak, Ukrayna’nın girdiği Rusya’nın Kursk bölgesini elde tutması ise çok zor.
Şu bir gerçek; “taşıma suyla değirmen dönmez” atasözü misali, Kursk bölgesine girmek Ukrayna’ya geçici başarı sağlasa da kalıcı hale gelme şansı çok azdır.
Rusya bir yandan Kiev’e doğru ilerlerken diğer yandan Kursk bölgesindeki Ukrayna birliklerine ağır darbe indirmeye hazırlanıyor.
Eğer, Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski, Batı’nın desteğine güvenerek geri çekilmez ve kışkırtıcı beyanlarına devam ederse 2. Dünya Savaşında Hitler ordularının hezimete uğradığı Kursk’taki o büyük meydan muharebesinin bir benzeri yakın demektir.
Kısacası, Kiev’e silah tedarikinin artırılması ve Batı silahlarının Rusya topraklarına saldırıları devam ettikçe bu savaşı durdurma çabaları ‘bekleme tünelinde’ kalmaya devam edecektir.