• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mehmet Koçak
Mehmet Koçak
TÜM YAZILARI

Üçüncü dünya savaşı çıkar mı?

06 Temmuz 2024
A


Mehmet Koçak İletişim: [email protected]

 

Dünya dengelerinin zannedildiğinden çok daha fazla ve tehlikeli bir şekilde bozulduğu ve bir dünya savaşının an meselesi olduğu konusunda birçok siyaset bilimcisi, askeri uzman ve strateji uzmanı hemfikir.

Nükleer savaş gücüne sahip ülkelere öncülük eden ABD, Rusya, Çin ve Kuzey Kore, bu görüşten hareketle alarm düğmesine bastığında kısa sürede nükleer başlıklı füze rampalarını bulunduğu tüm hava üslerini harekete geçecek şekilde hazır bekletiyor.

Zira, halihazırda dünya genelinde olup bitenlere yakından bakan siyasiler, askeri uzman ve stratejistler dünyayı cehenneme dönüştürecek bu gelişmeler nedeniyle bir şaşkınlığı yaşıyor. 

Bu ahval ise bize eski dünyanın tamamen erozyona uğradığını gösteriyor.

İnsanlık ise gelinen noktada bu olumsuz gidişi durdurma adına hiçbir şey yapamamanın acziyetini yaşıyor.

Tüm bu olumsuz gelişmeler, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sonrası, uluslararası kurallar ve kanunlar çerçevesinde kurulan dünya sistemi bağlamında BM’nin inşasına, halkların kendi kaderini tayin hakkı ile topyekûn savaşların önlenmesi fikri maalesef başarısız kaldığını gösteriyor.

Bilhassa Sovyetler Birliği döneminin sona ermesinden sonraki dönemde, Balkanlarda Yugoslavya’nın dağılması ve Bosna’da yaşanan Srebrenica Soykırımı, Kırım’ın işgali, Soğuk Savaş kavramının yeniden canlanmasına sebep olan ve 24 Şubat 2022’de başlayan Rusya-Ukrayna savaşı, ayrıca, ABD ve İngiltere öncülüğündeki Batının sınırsız desteğiyle Siyonist İsrail’in Gazze vahşetini devam ettirmesi ile sürmekte olan trajedi, uluslararası toplumun ve onun adına hareket eden kuruluşların iflası ve başarısızlığının tescilidir.

Kısacası, tüm yanlış ve eksiklerine rağmen var olan o eski dünya artık geçmişte kaldı. 

*

Bugün İsrail ve ABD ile Batılı emperyalist ülkeler söz konusu olduğunda ne kurallar ne de kanunlar uygulanmıyor. 

BM, Uluslararası Lahey Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi ile Viyana Devletler Sözleşmesi, Roma Şartı ve BM kararları gibi beynelmilel hukuku temsil eden tüm dünya sisteminin kuruluşları hem güvenirliğini hem de saygınlığını kaybettiği ise bir gerçektir. 

Dünyanın birçok yerinde birbirini takip eden savaşlar, işgaller her geçen gün artarak devam ediyor olmasının sebebi, ‘Uluslararası Toplum’ adına oluşturulan bu kurum ve kuruluşların çarpık yapıları ve asli görevlerinden uzaklaşarak emperyalist ülkelerin emrinde hareket ettikleri yani taraf oldukları gerçeğidir.

Bu kuruluşlarda söz hakkına sahip olan ABD, Rusya, Çin, Fransa ve İngiltere gibi daimi üyeliğe sahip ülkeler, maalesef savaşları siyasetin araçlarından biri haline getirdikleri ise bir diğer gerçektir. 

…Ve maalesef gelinen noktada, “güçlü olmak için nükleer güce sahip olmak ve sömürü ve savaş şart” adında emperyalist güç odaklarının ortaya koydukları yeni bir kavramla karşı karşıyayız. 

Bu yeni kavramlar, aynı zamanda yeni bir kutuplaşmayı, acımasızlığı, barbarlığı ve vicdansızlığı alışkanlık haline getirdiği gibi sınırsız bir döngüye dönüştüğüne şahit oluyoruz.

Ama burada daha tehlikeli olan husus, dünyada 14 bin nükleer bomba bulunduğu gerçeğinin kolayca unutulmuş olmasıdır.

Bu kadar silah, dünya genelinde üç milyar kişiyi öldürebilir. Hatta bir nükleer kışı tetiklerse canlı türlerinin nesillerini kurutabilir.

*

Bugün yaşanan bu acı gerçekler karşısında hiçbir şey yapamama, yani çaresizliği yaşayan insanlığın gelecek adına ümitsizliğin girdabına düşmüş olduğuna şahit oluyoruz.

Bugün Filistin’de yaşanan insanlık faciası karşısında dünya insanlığının acziyeti bunun en bariz örneğidir. 

Filistin halkı başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde açlık ve sefalet yaşayan milyonlarca insanın acıları, gerçek ihtiyaçları karşısında acıma ve merhamet duygularının yok olması gibi tehlikeli bir basitleştirme söz konusudur.

Eğer bu olumsuz gidişat engellenemez ise yakın tarihte insanlık yeni facialar ve vahşetlerle karşı karşıya kalacağı kuvvetle muhtemeldir.

Bu durumda “Hak haklınındır”, “Hak, hukuk ve adalet” gibi güzel cümleleri kurmak veya onlardan söz etmek hayal olacaktır.

Dolayısıyla, bu tehlikeli açık savaş kavramının ortasında, eski dünyanın haritalarının yavaş yavaş erozyona uğraması “üçüncü dünya savaşı”nın habercisi olduğunu düşünüyorum.

 Bu çok acıdır ancak bu bir gerçektir. 

Savaşların olmadığı barış, huzur ve güvenin var olduğu daha yaşanılabilinir bir dünya dileklerimle…

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Okur

Üçüncü Dünya Savaşı'nın çıkması, çevre kirliliği yapan 8 milyara çıkmış insanların sayısının bir kaç milyar düşürülmesi Dünya için çok sağlıklıdır. Dünyada en kolay iş çocuk doğurmak olduğu için insanlar düşünmeden doğurup duruyor. Her ne kadar çocuk doğurmayı azaltmak için bir çok tıbbi ( kısırlaştırma, kondom, çocuk aldırma, kürtaj) ilaçlar ve ameliyatlar geliştirlsede insanlar çocuk doğurmak kolay olduğu için doğurmadan duramıyor. Üçüncü Dünya Savaşı'nı çıkarmak çocuk doğurmaktan daha zordur. İnsanlar çocuk doğurmayı zorlaştırabilirlerse üçüncü dünya savaşı ve dördüncü dünya savaşının çıkması daha zorlaşacaktır.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23