Suriye’deki hain oyunu bozma adına harekete geçilmeli

PKK, kurulduğu 1978 yılından bu yana çeşitli ülkelerin taşeronu olarak gerçekleştirdiği kanlı eylemleriyle tanınan ve bilinen bir terör örgütüdür.

Bu bölücü terör örgütünün, TSK, Emniyet ve MİT’in operasyonlarıyla Türkiye’de güç kaybeden ve bitme noktasına geldiği bir gerçektir.

Ancak madalyonun diğer yüzünde ise farklı bir gerçekle karşı karşıyayız.

PKK’nın ABD ve onun güdümündeki ülkelerin silah, eğitim ve lojistik desteğiyle bugün Suriye’nin kuzeyinde bir çete hüviyetinden neredeyse bir ülkenin düzenli ordusu kadar güçlendirilmiş olmasıdır. 

‘Suriye İç Savaşı’nın başladığı 2011’den itibaren bölgedeki güç boşluğunu kendi lehine kullanarak, uluslararası aktörlerin de desteğiyle büyük bir alan hakimiyeti sağlayan PKK, bir Kürt devleti kurma gayesiyle Suriye’de yürüttüğü faaliyetlerini günbegün artırmaktadır.

PKK’nın uzantısı YPG/ PYD, 2013’de başkenti Ayn İsa olan Rojava’da ABD desteğiyle Kuzey ve Doğu Suriye Bölgesinde Demokratik Özerk Yönetim (KDSDÖY) ilan ederek önemli bir kazanım elde etti. Birkaç ay önce bir anayasa oluşturdular. Anayasa mahkemesi kurdular. Buna uygun olarak bir seçim komisyonu oluşturdular. Yakında belediye seçimlerini yapacaklarını duyurdular.

Bu seçimi PKK ve Suriye kolları olan YPG/PYD ve SDG yapacak olsa da bu ihanetin arkasında bölgedeki aktörler bulunmaktadır. 

Ayrıca bu seçim, Türkiye’yi askerî ve siyasi açıdan sınamanın ötesinde kuşatma stratejisinin bir sonucudur.

Şimdi ise çeşitli isimler altında ABD başta olmak üzere emperyalist ülkelerin himayesinde Suriye’nin kuzeyinde fiili bir otonomi elde etmeye yönelen PKK terör örgütü, PYD/YPG ve SDG gibi çeşitli isimler altında Suriye’nin Kuzeyinde ilan ettiği ‘Özerlik’ üzerinden siyasi güç kazanmak suretiyle uluslararası arenada muhatap alınan devlet dışı aktör konumuna yükselmeyi hedefliyor.

Gelinen noktada silahlandırılıp eğitilen bu yapı, ‘Çetelikten Özerliğe’ dönüşme yolunda kurumsallaşma ve yerel seçimler hazırlığı içindedir.

ABD destekli, bölücü terör örgütü PKK’nın uzantısı olan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kontrolündeki Suriye’nin  Kuzeydoğusundaki sözde ‘Özerk Yönetimi’ için 11 Haziran’da belediye seçimleri düzenlemeye hazırlanıyor olması, Suriye’nin yanında Türkiye başta olmak üzere bölge ülkelerine bir meydan okumadır.

Çünkü ‘Özerk Yönetim’,  ABD destekli bölücü terör yapılanmasıdır. ABD’nin taşeronu bu yapının asıl hedefi ise önce ‘Özerklik’ sonrasında ise bir proje devlete dönüşmektir.

Bu hedefe ulaşma hayaliyle ‘yerel seçim’ girişimi, siyasi güç oluşturma ve devletleşme yolunda tehlikeli bir aşamadır.

*

Bu gelişmeler bir arada düşünüldüğünde küresel boyutlu bir ihanet planı söz konusu olduğu gerçeği görülmektedir.

Birbirine hem hasım hem de rakip olan ABD ile Rusya, Suriye’nin kuzeyindeki bu terör yapılanmasında birbirlerini kabul etmiş görünüyorlar.

Nitekim ABD, bu yapının hem finansörü hem de mimarı, İsrail dedestekçisidir.

Suriye’de önemli bir aktör olan Rusya ise bilgi sahibidir.

Rus haber ajansı Sputnik’in özel kaynaklara dayandırarak verdiği habere göre, SDG ve Özerk Yönetim’den oluşan ortak heyetin, Rusya’nın garantörlüğünde Şam’da Suriye rejimi ile prensipte anlaşmaya vardıklarını bildirmesi, Rusya’nın da işin içinde olduğunun en bariz örneğidir.

Bütün bu olumsuz gelişmeler karşısında “Türkiye ne yapmalı?” sorusuna gelince!

Türkiye, egemenlik haklarımızı koruma adına bu ihanet yapılanmasını bertaraf etmek için geç kalmadan Menbiç, Ayn İsa, Tel Abyat, Resülayn gibi yakın noktalarda Suriye Millî Ordusu ile birlikte askerî gücümüzü harekete geçirmeli.

Yarın “Eyvah” veya “Keşke” dememek için bizi hedef alan ihanetlere karşı tavizsiz ve kararlı olduğumuz dost ve düşmana gösterilmeli.