Katili İsrail olsa da suikastın baş sorumlusu ve suç ortağı ABD’dir

Siyonist İsrail’in Hamas ve Hizbullah başta olmak üzere düşman gördüğü güçlerin liderlerine yönelik suikastları ne ilktir ne de son olacaktır. 

Çünkü haydutların ve terörist devletlerin başarısızlıklarını gizlemek için her zaman başvurdukları bir yöntemdir, cinayet ve suikastlar.

Bu gerçekten hareketle İsmail Heniyye’nin hedef alınması sürpriz olmadı. Zira, ABD destekli Siyonist İsrail’in elindeki teknolojik imkanlar ve para gücü bu cinayeti pek çok yerde ve dilediği zamanda işleme şansını veriyordu.

Asıl sürpriz olan ise hedef alınan kişi, yer ve zamanın seçimiydi.

Hedefteki şahıs, Hamas hareketinin Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye; yer, İran’ın başkenti Tahran ve doğrudan İran Devrim Muhafızları’na bağlı bir misafirhane, zaman ise yeni İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın göreve başladığı günle aynı gün.

Suikastın zamanlaması ve yerinden çok aşağılayıcı, tehdit ve meydan okuyucu nitelikteki mesajı dikkate alındığında dikkat çekici, ses getirici ve derin etkisi ile gerçekten çok önemli ve anlamlı bir plan olduğu açıktır.

…Ve o hain suikast, hiçbir sorunla karşılaşmadan, her şeyin planlandığı gibi gerçekleştirilmesiyle ABD destekli İsrail, hedefini vurmuş oldu. 

Tabiri caizse, zamanlama, yer ve hedef kişinin seçimiyle ABD destekli İsrail, bir taşla birkaç kuş birden vurmuş oldu.

Önemle ifade etmek isterim ki, Hamas hareketinin Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye düzenlenen suikastın faili İsrail’dir. Ancak Heniyye’nin katledilişinin baş sorumlusu ise ABD’dir.

*

İsrail bu suikastı gerçekleştirirken hem ABD’den hem de İran içindeki işbirlikçilerinden yardım aldığı kesindir.

Zira, ABD desteğinin yanında İran içindeki işbirlikçi ajanlarının sağladığı bilgiler, olmadan İsrail, Heniyye’ye suikastını gerçekleştiremezdi.

Kim ne derse desin, Soykırıma varan toplu katliamlar ve büyük yıkımın adı olan ‘Gazze Vahşeti’nin olduğu gibi İsmail Heniyye’ye düzenlenen suikastın katili İsrail olsa da baş sorumlusu ve suç ortağı ABD’dir.

Kısacası, dünya milletler camiası, uluslararası hukuku hiçe sayan bir terör devleti ve Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından insanlığa karşı suç işlediği tescil edilen bir savaş suçlusunu ayakta alkışlayan bir haydut devlet ile karşı karşıyadır.

*

Güven duyduğu için İran’ın davetine icabet eden Hamas lideri İsmail Heniyye’nin Tahran’da uğradığı suikast, asla tesadüfen gelişen bir olay değildir.

İsmail Heniyye ‘nin uğradığı suikastın birden fazla sebebi vardır.  Ancak Gazze’deki direnişi kırma ve İsrail’in Hamas’ın başına kendine müzahir bir şahsı getirme amacı ise en önemli sebeplerden ikisidir.

Saldırının hangi tür bir silahla yapıldığının hâlâ ortaya çıkarılamaması ve bazı soruların cevapsız kalmış olması çeşitli şüpheleri akla getirdiği gibi çeşitli tartışmalara da sebep olmuştur.

Mesela:

Heniyye ‘nin kaldığı konutun net konum bilgisinin nasıl ele geçirildiği, ayrıca en çok merak edilen konulardan biri de saldırının güdümlü füze ile gerçekleştirildiği ve füzenin hangi ülkeden atıldığı ile İran hava savunma sistemleri neden devreye girmediği ilk akla gelen ve de cevaplanmaya muhtaç sorulardır. 

Bazı güçlerin İran’ı hedef alan ağır suçlamaları ve asılsız iddialar, aslında karalama kampanyası başlatan Batılı güç odaklarının ürettiği fitne girişimi olduğu bir gerçektir. 

Ancak, dünya açıklama beklerken! Heniyye suikastında cevapsız kalan soruların da fitneye sebep olduğu ise diğer bir gerçektir.

İran resmi makamları, tedbirlerinin yetersiz kaldığı ve İsrail ile ABD’nin bile İran içinde ve en can alıcı mahrem bilgilere ulaşacak noktalara dahi sızdıklarını gerçeğini kabul ederek gerekeni yapmalıdır.

Şehidimiz, İsmail Heniyye’ye Allah’tan rahmet dilerken, katil İsrail ve ABD başta olmak üzere suç ortaklarını lanetliyorum…